‘Kadın dostu’ sermayeden eşitlik çıkar mı?
Parıltılı ışıkların ardındaki kadın emeği sömürüsünde sermaye ‘kadın dostu’ postuna sarılırken, İşçi Naime’nin talepleriyle Patron Arzu’nun istekleri aynı mücadele potasında eritilebilir mi?

“Hepimiz biliyoruz ki işçi zaten bu ülkede 1-0 önde başlıyor.”

Bu ifadeyi, işçi kadınların deyimiyle “iktidarın da arkasında olduğu bir patroniçe” (1), Bergama'daki Agrobay Seracılık'ın Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Şentürk Salık kullanıyor işten çıkarılan Agrobay işçisi kadınların direnişine dair BBC Türkçe’ye verdiği demeçte.

Önce Agrobay’da neler olduğunu hatırlayalım. İzmir Dikili-Bergama yolu üzerinde bulunan Bayburt Grup bünyesindeki Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler artan iş yükü, ücretlerinin geç yatırılması, ücretsiz izin dayatması, baskı, mobbing gibi sorunlara karşı Tarım-Sen’de örgütlendiler; Ağustos ayında arkadaşlarının işten çıkarılmasına tepki göstererek sera önünde eylem yapan kadın işçiler kod-46 ile kıdem tazminatları ve içeride kalan maaşları ödenmeden işten çıkarıldılar. Kadın işçilerin hak arama mücadelesi ise 100 günü aşkındır sürüyor. Arzu Şentürk’ün yazının başında verdiğimiz sözü bulunduğu pozisyon açısından karakteristik bir yerde duruyor. Söylediği doğru olduğundan değil elbette; patronların kârından gram kaybetmemek için işçileri mahkum ettikleri cehennemi nasıl gizlemeye çalıştıklarının bir örneğini oluşturuyor. “Çoluk çocuğumuzun geçimi için bunca yıl kötü muameleye sustuk” (2) diyen 18 yıllık Agrobay işçisi Naime mi, “Ben ekmeğimi Agrobay’dan kazanmıyorum, tarım ve hayvancılık benim şirketimin yüzde 2’si. Bir günde kapatır çıkar giderim” (3) diyen patron Arzu Şentürk mü 1-0 önde başlıyor? Soru kendi yanıtını veriyor zaten.

‘KADIN DOSTU PATRON’ GERÇEKTEN DOST MU?

Geçtiğimiz yıllar içerisinde pek çok “Kadın istihdamı artırmaya dönük projeleriyle parlatılan”, “Kadın dostu” olduğu iddia edilen, “Yılın meleği” seçilen kadın patronların, kadın işçileri hangi koşullarda çalıştırdığını, örgütlenen ve haklarını talep eden kadın işçileri sindirmek için nasıl yöntemler denediğini bir bir gördük. “Kadınları güçlendiren patron” imajının da nasıl bir balon olduğu bir kere daha faş oldu.

*2022’de Gebze TOSB’ta bulunan Farplas Otomotiv fabrikasında işçiler ücretlerine yapılacak komik denecek zamma karşı iş durdurmuştu. Ardından sendikalarda örgütlenerek birliğini güçlendiren işçiler, yetki tespit belgelerine kavuştu. İşçilerin çoğunluğu DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş, Lastik-İş ve Limter-İş’te örgütlendi. Hem işten atılan işçilerin işe geri alınması hem sendikal hakları için fabrikaya kapanan Farplas işçileri haklarını ararken polis tarafından darbedilerek gözaltına alındı, ardından fabrika önünde bir direniş süreci başlamış oldu. Yönetim kurulu başkanının bir kadın olmasıyla da ayrıca reklam yapan şirketin başındaki Ahu Büyükkuşoğlu Serter, “kadının iş dünyasında güçlenmesine destek verdiği” için “Yılın İş Meleği” seçilmişti. Yılın iş meleğinin fabrikasında kadın işçiler aynı işi yaptığı erkek işçiyle aynı ücreti alamazken bunun gerekçesi de “Kadınlar eve ek gelir getiriyor, o yüzden” diye amirlerince işçilerin yüzüne apaçık ifade ediliyordu. (4)

*Yine 2022 yılında 330 işçinin çalıştığı ETF Tekstil’de “küçülme” bahanesiyle işçiler önce işten atılmaya başlandı. Patronun çalışanlara, toplam kıdem tazminatlarının yüzde 30’unun verileceğini, ihbar tazminatının ise ödenmeyeceğini yani ödemesi gereken haklarını ödemeyeceğini söylemesinin ardından kadın işçiler gasbedilen hakları için direnişe başladı. ETF Tekstil’in patronu Sanem Dikmen de hakkını isteyen kadın işçilere “Kendinizi rezil ediyorsunuz, bir kadına yakışmıyor” ifadelerini kullanmaktan geri durmamıştı. Oysa asıl rezillik, kadın haklarını reklam malzemesi yapıp devletten vergi indirimleri, teşvikler alırken çalıştırdığı kadınlara baskıyı, mobbingi reva görmesiydi. Asıl rezillik direnen kadınlar hasta çocuklarını evde bırakıp fabrikaya kapanmışken “Yapmayın, çocuklarımın psikolojisini bozuyorsunuz” diye dünyada kendinden başka hiçbir şeye zerre değer vermediğini söyleme cüreti göstermesiydi.

*Yüzde 90’ı kadın işçilerden oluşan Agrobay’ın patronu Arzu Şentürk, ne kadar işçilerinin nimeti olduğunu, onlara hep yardımcı olmak için elinden geleni yaptığını, sendikaya ihtiyaç duymadıklarını çünkü bir sürü hak tanıdığını anlatsa da işçilerin gerçekliği çok başka: Mobbing, iş güvenliğinin sağlanmaması, ücretlerin geç yatırılması, rapor aldıktan sonra izin hakkını kullanamamaları, meslek hastalıkları, yüksek sıcaklıkta az dinlenme ile çalışma, tuvalet molalarına azar işiterek gidebilmek… Kıdem tazminatlarını ödemeden kod-46 ile işten attığı kadın işçilerin mücadelesini kaymakamlığın, kolluğun desteğini arkasına almaya çalışarak kırmakla kalmayıp aynı zamanda ülkede her haksızlığa çıkan sesi ezmek için kullanılan “ülke düşmanlığı” yaftasını da yapıştırmaya şu sözlerle çalışmıştı: “Bu insanların hedefi ülke, Agrobay değil. Arkada kimler var?” (3) Şentürk, “İyi niyetli bir insan arabulucuya gider, sizinle konuşur, olmazsa davaya gider. Ama bunların niyetleri çok başka” diyerek işçilere “nasıl hak aranacağını öğretme” cüretini de göstermişti. Oysa ETF işçilerinin direnişi öğreticiydi. Kıdem tazminatlarını alabilmek için hukuk yolundan da vazgeçmeyen kadın işçiler arabulucu görüşmesinde tamamı hakları olan kıdem tazminatının sadece yüzde 40’ı teklif edilmişti. Bir ETF işçisi şöyle ifade etmişti: “Ben hakkımı savunuyorum bana ‘mahkeme’ diyor. Mahkeme de benim hakkımı vermiyor. Verdiği yüzde 40’ı bir de taksite bölüyor. Böyle bir rezillik yani.” ETF işçileri ısrarlı mücadeleleri sonucu kazanmışlardı.

Sendikalaştıkları için işten atılan Agrobay Seracılık işçisi kadınlara eylemlerinin 25. gününde jandarma müdahale etti.

SERMAYENİN PUL PUL DÖKÜLEN YÜZÜ

İkiyüzlü kadın dostluklarının karşısında Farplas’ta, ETF’de, bugün Agrobay’da vücutlarını, sağlıklarını, ruhlarını mahveden insanlık dışı koşullara ses çıkaran kadınların mücadele zorunluluğu ile Ahu’nun, Sanem’in, Arzu’nun durumu aynı olabilir mi? Kadın oldukları için sömürüye daha katmerli maruz kalan ve direnişe geçme iradesini gösterebilen işçi, emekçi kadınlarla, Ahu, Sanem ve Arzu yan yana gelebilir mi?

Üç direnişte de kadınlar belki de hayatlarında ilk defa haklarını aradıkları için yanlarında olmasını bekledikleri devleti karşılarında gördüler. Üç direnişte de işçiler darbedilerek gözaltına alındı, eylemleri polis veya jandarma tarafından engellenmeye çalışıldı. Ve hep korunan, kollanan patronlar oldu. ETF ve Agrobay işçisi iki kadının ifadeleri de yaşananlardaki ortaklığı açıkça gösteriyor:

“Hem biz yetiştiriyoruz hem biz vergi veriyoruz hem patronlar hakkımızı çalıyor hem de üzerimize polis yığıyorlar. Emekçi benim, kalkındıran benim. Ama copu yiyen, gazı yiyen, dayağı yiyen ben oluyorum.” (5)

 “Her şey zenginden yana, fakirin hiçbir şeyde hakkı yok gibi. Çok kötü bir duyguydu. Polisin daha önce bu yüzünü görmemiştim. Jandarma polis gözümde çok yüceydi, üç abim asker. Onları kadınlara yardım eden, masumun yanında biliyordum ama hayal kırıklığına uğradım” (6)

KADIN HAKLARINA SALDIRILAR SÖMÜRÜYÜ KATMERLİYOR

Bir diğer yandan da ülke genelinde kadınların haklarına yapılan saldırılar; şiddete karşı koruyan 6284 sayılı Yasa’nın, nafaka hakkının hedefe konması, “kadınlar çalışmasın” söylemlerinin daha açık ifade edilmesi, “aile ve iş uyumu” adı altında güvencesiz esnek çalışmanın gündeme daha sık getirilmesi öncelikle işçi ve emekçi kadınların yaşamlarını daha güvencesiz hale getiriyor. Kadının güçlendirilmesinin önüne ailenin güçlendirilmesinin konması bile kadınların sırtında işsizlik, geçim, şiddet tehdidini artıran bir sopaya dönüşüyor. Çünkü ucuz emek olan, esnek, sosyal haklardan tamamen yararlanamayan, emekli olamayan kadınlar eşine, ailesine, mobbingine uğradığı patronuna bağımlı kılınıyor. Sesini çıkarmasının, sendikalaşmasının, hakkını istemesinin, insanca yaşamak istemesinin önüne gelecek kaygısı bir göz dağı gibi konabiliyor.

Cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmek üzere atılan her adım, yapılan her politika kadınları şiddete daha çok mahkum ederken emeğini ucuzlattığı kadınları daha da güvencesizleştiriyor. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle bu tabloya baktığımızda işçilerin güvenceli bir iş, insanca yaşanacak bir ücret, sendikalaşma hakkı için anayasal haklarını da kullanarak mücadele ettiklerini görüyoruz. Ama bu mücadeleyi verirlerken karşılarında haklarından en az şekilde yararlanması için kılı kırk yaran patronların yanında patronlara teşvikler yağdıran devleti ve kolluk güçlerini de görüyoruz. Yani sınıfsız bir hak mücadelesinden bahsedemeyiz. Çünkü bugün ne onur ve haysiyet mücadelesi veren Özak işçisi kadınlar, ne Agrobay işçisi kadınlar talepleri itibarıyla karşılarındaki sermaye sınıfı ve temsilcisi iktidar ile yan yana durabilir.

(1) 100. gününde 1+1’den Agrobay işçisi kadınların Anıl Olcan’a verdiği röportajdan (https://birartibir.org/sus-sus-nereye-kadar-yetti-bu-duzen/)

(2) (https://www.evrensel.net/haber/499763/39-isciyi-isten-atan-agrobayin-yoneticisi-bu-ulkede-isci-1-0-onde-basliyor)

(3)Arzu Şentürk’ün Bakırçaytürk’ten Murat Karakaş’ın programındaki ifadesi (https://www.youtube.com/watch?v=0K_CTZZOe5A)

(4) https://ekmekvegul.net/gundem/patronu-yilin-melegi-secilen-farplas-kadinlar-icin-cehennem

(5) https://ekmekvegul.net/gundem/etf-iscisi-kadinlarin-isyani-bakin-sizin-devletiniz-bu

(6) https://ekmekvegul.net/ekmek-ve-gul-tv/agrobayda-isten-atilan-kadin-isciler-hakkimiz-olani-istiyoruz

Fotoğraflar: Evrensel









İlgili haberler
Patronu ‘Yılın Meleği’ seçilen Farplas kadınlar iç...

Direnişteki kadın işçilerle, hangi insanlık dışı çalışma koşullarına karşı direnişe geçtiklerini, ha...

Kadın dostu postunda emekçi kadın düşmanlığının şa...

Farplas Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Büyükkuşoğlu Serter ‘kadının iş dünyasında güçlenmesine destek ve...

ETF işçisi kadınların isyanı: ‘Bakın sizin devleti...

ETF'de devlet, hakkı gasbedilen işçinin değil, patronun yanında durdu. Fabrikadan mal çıkarılmamasın...

İşçiler Agrobay’ın ihracat yaptığı ülkelere seslen...

Sendikalaştıkları için işten atılan Agrobay işçileri, Alman ve Rus Konsoloslukları önünde basın açık...

39 işçiyi işten atan Agrobay'a göre 'Bu ülkede işç...

Agrobay yöneticisi Arzu Şentürk Salık, "Hak bu şekilde aranmaz, yargıya gidilir. Hepimiz biliyoruz k...

Direnişteki Özak Tekstil işçilerinden Agrobay'a da...

Urfa'da Özak Tekstil işçileri BİRTEK-SEN'den istifaya zorlanarak işten atılan kadın işçinin işe geri...