Kadınların bitmeyen mesaisi…
Topraklarına sarılıp kendi hayatlarını dişleriyle-tırnaklarıyla kazıyarak yaratan kadınların, yıllardır sürdürdükleri yaşam mücadelesi… Ordu yaylalarındaki kadınların yaşamlarına kısaca bakalım…

Ordu yaylalarında kadınlar nasıl bir hayat sürüyor? Çocukların eğitimleri nasıl devam ediyor? Bu süreçte erkeklere düşen rol ne oluyor? 

Hayvancılıkla uğraşan köylüler her yılın Mayıs ayında hayvanları ile birlikte serin yaylalara göç taşıyorlar. Ve artık kadınlar için altı ay süren mesai başlamış oluyor. Çocukları eşleri ile birlikte taş örgülerle inşa edilmiş iki odalı evlerinde günlerini yoğun çalışarak geçiriyorlar. Dizilere-filmlere konu olan sisli yaylalar, üzerinde yaşamını sürdüren insanlara aynı güzellikleri sunmuyor. Daha doğrusu doğanın güzelliğinde keyif yapacak vakitleri olmuyor. Televizyonlardaki gibi gösterişli evlerin içinde keyif sürecek yaşam yeri değil buraları. Buralarda keyif çayı değil, yorgunluk çayı içiliyor. Karadeniz türkülerini patates tarlalarını sürerken, sırtlarında bebeleriyle inek sağarken söylüyorlar.

Geçim kaynaklarının hayvancılık olduğunu belirten kadınlar anlatıyor: “Sabah 4’te gün ağarmadan uyanıyoruz, çobanlara azıklarını hazırlıyoruz, sonra inekleri otlatmak için obanın dışına sürüyoruz. Hayvanlar dönene kadar ev işleri, sobada yemek pişir, kışa hazırlık tereyağı, yoğurt, peynir yap kadınların işleri çoktur yaylalarda, işler bitmez. Haftanın bir günü odun toplamaya ormanlara gideriz sırtımızda taşırız getirene kadar. Patates tarlasını sürer, eker, toplarız. Bileklerimizde güç kalmadı inekleri sağmaktan, odun taşımaktan. Her günümüz böyle geçer.”

Bunca emeğin karşılığını alabiliyor musunuz?

“Hayvancılık yapmak zor, maliyeti çok oluyor, bizim kazancımız emeğimize göre az, dış ülkeden getiriyorlar büyükbaş hayvanları. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz.”

Peki bu süreçte çocuklarınızın eğitimiyle nasıl ilgileniyorsunuz?

“Çocuklar okul zamanında genellikle köyde kalıyorlar yaylaya zaman zaman uğruyorlar, onlar orada biz burada dersleriyle ilgilenemiyoruz, biz onlar için çalışıyoruz, mücadele veriyoruz.”

Bu süreçte erkekler hangi rolü üstleniyorlar?

“Hayvan sürüyorlar, koyun kırpıyorlar biz de ekmeklerini aşlarını koyuyoruz önlerine. Biz erkeklerin elleri ayağı olmuşuz. Bizlere ev hanımı diyorlar erkeklere çiftçi. Biz onlardan daha çok çalışıyoruz.”


ŞAŞAALI YAYLA FOTOĞRAFLARININ ARDINDA KADINLARIN GÖRÜLMEYEN EMEĞİ…

Karadeniz bölgesinin diğer geçim kaynaklarından olan fındık üretiminin zorluklarını, harcanan bütçelerini ve emeklerinin fazla olduklarını belirtiyorlar köylüler. Fındık üretiminde gübreleme, patosa verme, kurutma, ayıklama işlemleri sonrasında elde edilen kârın iş gücünün altında kalması kadın üreticileri zora düşürüyor. Fındık toplama zamanında köydeki bütün kadın ve erkeklerin bahçede çalıştıklarını ama kadınlara daha fazla sorumluluk düştüğünü anlatıyor kadınlar. Göze gözükmeyen ev işleri, yemek yapma ve çocukların sorumlulukları kadınlara yüklenen ayrıca bir görev oluyor.

Kaç ah çekti kadınlar yaşamlarını dile dökerken, arada gülümseyen yorgun gözlerle baktılar ve tekrar koyuldular iş başına… Şaşaalı yayla fotoğraflarının ardındaki görünmeyen kadınlar konuştular Ekmek ve Gül’e.  

İlgili haberler
Kesilen ağacını omuzladı, belediyeye hesap sordu

Isparta Yalvaç Belediyesi, yalnız yaşayan 71 yaşındaki Melahat Peker’in geçen yıl mart ayında diktiğ...

Fındık üreticisi kadınlar: Umut için yoldayız

Fındık fiyatının düşük açıklanması üzerine ‘fındık için adalet’ diyerek Ordu’dan Giresun’a yürüyen ü...

GÜNÜN BELGESEL FİLMİ: Karadeniz Kadınıyız Güçlüyüz...

Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı Kaleönü köyünde yaşayan bir grup köylü kadın çektiği bir belgesel fi...