Karşıyaka’da zamları konuştuğumuz kadınlar: Bir araya geleceğiz ki birlikte ayağa kalkalım
Zamların hayatlarına nasıl yansıdığını konuştuğumuz Karşıyaka’da kadınlar, her şeyden kısarak yaşamaya çalıştıklarını söylerken, birlikte mücadele edilirse ayağa kalkılabileceğini dile getiriyor.

Karşıyaka'da farklı kesimlerden kadınlarla zamların hayatlarına nasıl yansıdığını konuştuk. Her şeyden kısarak yaşamaya çalıştıklarını, hayattan zevk almadıklarını dile getiren kadınlar, en çok da çocuklarının geleceği için endişeli. Bir kısmı bir çözüm göremediklerini söylerken, bir kısmı da birlikte mücadele edilirse ancak ayağa kalkılabileceğini dile getiriyor.

Tekel bayisi işleten Neşe Çay, pahalılığın bellerini tamamen büktüğünü dile getirerek, “Mal alamıyoruz, sattığımızı yerine koyamıyoruz. Müşteriden utanıyoruz. Çoğu çeşit malı da artık almıyoruz. Gıdadan feragat ettik daha çok. Zaten genelde çikolata vs. gidiyor. Herkes içkisini evinde yapıyor ve sarma sigara alıyor, haklılar” diyerek durumlarını ifade ediyor. Çok sayıda dolap çalışan dükkana geçen yıl 2 bin lira elektrik faturası gelirken bu yıl 4 bin, 4 bin 500 lira gelmiş.

Neşe Çay | Fotoğraf: Evrensel

‘BU YAZ DONDURMA ALMAYI DÜŞÜNMÜYORUM’

Dükkanı kira olan Neşe, bu yaz dondurma almayı düşünmediğini belirterek, “Diğer dolapların fişlerini akşam çıkarken çekiyoruz. Ama dondurmanınkini çekemiyorsun. İşin içinden nasıl çıkacağımızı bilmiyorum” diyor. Üniversitedeki kızının hem okuyup hem çalıştığını dile getiren Neşe, “Ben artık büyük marketlere gitmiyorum, pazara da gitmiyorum. Buradan artık yiyeceğimiz kadarını alıyoruz. Her şeyden kısıyoruz. Artık hayattan zevk alamıyoruz, kafamız hep maddiyatta. Sağlığımız da iki yıldır kötüye gitti. Yaşamak çok zor şu an. Çözümü de görünmüyor” diyor.

‘NEREYE ELİMİZİ ATSAK ELİMİZDE KALIYOR'

Elmas Köse | Fotoğraf: Evrensel

Elmas Köse ev işlerine giderek 3 çocuk büyütmüş. “Benim sigortam yatıyor ama gençlerin geleceğini göremiyoruz maalesef. Hayattan çok endişeliler onları düşününce biz daha kötü oluyoruz” diyor. Eşinin Kemeraltı’nda esnaf olduğunu söyleyen Köse, “Onlar da öyle yaşayan bir ölü. Evi ancak geçindiriyoruz ama bir şey alamayan insanlarımız çok. Bir kilo alamasam da ben yarım kilo alıyorum. Nereye elimizi atsak elimizde kalıyor” diyor.

‘YAŞAMAK BU DEĞİL’

Müjde eşinden ayrı, oğlu ve annesi ile birlikte yaşıyor. “Hayat pahalı alım gücümüz yok. Nereden baksan 700-800’den aşağı elektrik gelmiyor. Annemle ben olsak sadece idare ederim ama çocuk olduğu için mecburum elektriği kullanmaya. Kendi boğazından kesiyorsun ama çocuktan kesemezsin” diyor.

Müjde | Fotoğraf: Evrensel

Geleceğe dair kaygılarının büyük olduğunu dile getiren Müjde, “9 yaşındaki çocuğumun bile umudu yok. Birlikte pazara gittik. ‘Onu almayalım o çok pahalı’ dedi çocuk. Pahalı dediği de salatalıktı. Gidişat iyi değil. İleriyi şöyle aydınlık görecek bir nesil yetişmiyor. Bizim neslimize göre daha karamsarlar. Ben 42 yaşındayım. Benim de içim körelmiş şekilde yaşıyorum. İnsanlarla alay ediliyor. Bu stresli yaşamdan, bu hastalıktan umudumuzu da kaybettik iyice. İnsanlar birbirine selam vermeye korkar oldu. Evlere gidip gelme yok. Devletin okulu da özel okul gibi oldu. Hiçbir şey yok, fotoğraf çekilmek için 200 lira istiyorlar. Ben babamdan emekli maaşı alıyorum. Annem de emekli. Ancak geçimimizi sağlayabiliyoruz. Ama yaşamak bu değil. Arkadaşınla, çocuğunla bir sinemaya gitmek lüks oldu. Maaşı bekliyoruz bunları yapmak için” diyor.

Üç çocuk annesi başka bir kadın, depremde evleri hasar görmesine rağmen oturmaya devam ettiklerini dile getiriyor.

‘HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA SOKACAK’

Bir emlak şirketinde çalışan Pınar Öden ise konut alımlarının durduğunu belirterek, “Dolar-Euro arttığında piyasa bir canlandı. İnsanlar yastık altındakileri ortaya çıkarmışlar, 3-5 bir şey almaya çalışıyorlardı ama şimdi hepsi durdu. Krediler yüksek. İnsanlar geliyor, 300 bin lirası var ama o fiyata ev yok. Kredi çekmek istiyor puanları eksik çıkıyor. Bir sürü hayal kırıklığı oluyor. En aşağı şu anda 2 artı 1 ev 700 bin liradan başlıyor. Kiralar 5 bin lira. Bir insanın 5 bin lira kira ödeyebilmesi için 15 bin lira geliri olmalı ki geçinebilsin. Yeni bir şirkete girdim ne yol parası veriyor ne de başka bir şey. Prim usulü çalışıyoruz. ‘Sigortamı ödesin yeter’ diyorsun. Geleceği düşünmek zorundasın. Eskiden orta sınıf vardı şimdi zengin ve fakir var. Kimisi lüks araba ile gezerken kiminin değil araba almaya otobüse kart basmaya gücü yok” diyor.

Pınar Öden | Fotoğraf: Evrensel

Kendilerinin orta sınıf ailelerin çocukları olduklarını belirten Pınar, “Evimize bir şeyler giriyordu. Afrika’daki açlığa üzülüyorduk. Etrafımızda kimse aç değildi. Ama şimdi çok fazla açlık, fakirlik var” diye ekliyor.

Çözüme dair ne düşündüğünü sorduğumuz Pınar, “Herkes elini taşın altına sokacak bir araya gelecek örgütlenecek ki hep birlikte ayağa kalkalım. Yoksa düşeni kimse tek başına çukurdan çıkaramaz ama toplu olunca örgütlü olunca sesimizi duyurabiliriz” diyor.


İlgili haberler
Geçim sıkıntısı kadınların sırtına nasıl biniyor?

Dersim’de 135 kadınla yüz yüze yapılan ankette ve Kocaeli’de kadınlarla yapılan anket görüşmelerinde...

Zamla gelen zamla gidiyor!

İşe gidip gelirken kadınların sohbetlerine kulak misafiri oluyorum, yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı a...

Alpin Çorap işçileri üretimi durdurdu, 2500 lira z...

Düşük zammı kabul etmeyen Alpin Çorap işçileri iş durdurdu. 3 vardiyada da üretimin durması sonuç ge...