Adana’da Kibar Özten’in evli olduğu Ozan Ali Özten tarafından öldürülmesi ile ilgili açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Duruşmada sanık indirim alabilmek için “Beni aldattı” iddialarını sürdürdü. Duruşma 17 Haziran 2022 tarihine ertelendi.

‘ALDATTI’ BAHANESİNE SIĞINMIŞTI

Ozan Ali Özten geçen yıl Ağustos Kibar Özten’i (32) silahla katletmiş, cinayet sonrası soruşturma aşamasında "aldatma" ve "tahrik" bahanesini öne sürüp "Onu canımdan çok seviyordum. Pişmanım" diyerek indirim almaya yönelik ifadelerde bulunmuştu. Ozan Ali Özten hakkında "Eşi kasten öldürme" ve "6136 Sayılı Yasaya muhalefet" suçlamalarıyla dava açılırken, cinayette kullanılan silahı saklayan arkadaşı M.Ş. ise "Delilleri gizleme” suçundan tutuksuz yargılanıyor. Davanın ilk duruşması Adana 7'nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Özten indirim almayı amaçlayan ifadelerini tekrarladı. Cinayetten 3 yıl önce Kibar Özten’in kendisini aldattığını iddia eden sanık, 3 yıl sonra da aynı adamı evinin yakınında parkta gördüğünü ileri sürdü. Bunun üzerine tartıştıklarını ifade eden sanık Özten, Kibar Özten’in kendisine hakaret ettiğini, tahrik ettiğini iddia etti.

KİBAR’IN YEĞENİ İDDİALARI YALANLADI

Olayla ilgili dinlenen Kibar Özten’in 12 yaşındaki yeğeni sanığın iddiasında bahsettiği parka teyzesi ile sürekli gittiklerini ancak olay günü gitmediklerini söyleyerek sanığın anlatımlarını yalanladı. Çocuk ifadesinde, “Eniştem eve gelip teyzemi dövüyordu. Bıçak çektiği de oldu. Olay günü teyzemin başkası ile görüştüğünü görmedim. Zaten olay günü parkta değildik” dedi.

‘UYUŞTURUCU, ALKOL ALIP EVDE HUZURSUZLUK ÇIKARIRDI’

Kibar Özten’in yakınları Kibar’ın herhangi bir ilişkisi olmadığını, Ozan Ali Özten’den sürekli olarak şiddet gördüğünü anlattılar. Kız kardeşi N.Y., “Bir sefer ablamla tartışmalarını gördüm. Uyuşturucu, alkol alıp evde huzursuzluk çıkarırdı. Hatta bana da silah çekti” dedi.

‘BENİ ALDATTI BAHANESİNE SIĞINMIŞTI’

Duruşma öncesi Adana Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Adana Kadın Platformu, cezasızlık politikalarına son verilmesini istedi. Ozan Ali Özten geçen yıl ağustos ayında gerçekleştirdiği cinayet sonrası soruşturma aşamasında Kibar Özten’in kendisini aldattığını, kendisini tahrik ettiğini belirtip “Onu canımdan çok seviyordum. Pişmanım” diyerek cezada indirim almaya yönelik ifadelerde bulunmuştu. Ancak dava “eşi kasten öldürme” ve “6136 Sayılı Yasaya muhalefet” suçundan açıldı. Cinayette kullanılan silahı saklayan arkadaşı M.Ş. ise “delilleri gizleme” suçundan tutuksuz yargılanıyor. Davanın ilk duruşması Adana 7’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.

Davayı takip eden Adana Kadın Platformu duruşma öncesi Adana Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Müşteki olarak davaya katılan Kibar Özten’in yakınlarının da bulunduğu açıklamada konuşan Avukat Sevil Aracı, “Bugün burada, 15 Ağustos 2021’de katledilen kız kardeşimiz Kibar Özten’in katilinin en ağır şekilde cezalandırılması talebi ile bir araya geldik. Ozan Ali Özten, 2 çocuğunun annesi 32 yaşındaki eşi Kibar Özten’i ateşli silahla katletmişti. Bizler Adana Kadın Platformu olarak bu davanın takipçisi olacak, katillerin ve onlara yardım edenlerin en ağır şekilde cezalandırılması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

‘ŞİDDETLE MÜCADELE ETMEK YERİNE KADIN ÖRGÜTLERİNİ KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR’

Maalesef kadınların ortaya koyduğu somut önerilerin hiçbirinin yerine getirilmediğini, kadınların ölmemesi için alınması gereken önlemlerin hiçbirinin alınmadığını ifade eden Aracı, “Aksine şiddeti önleme konusunda en büyük silahlarımızdan biri olan İstanbul Sözleşmesi, bir gece yarısı tek adamın kararı ile yürürlükten kaldırılabiliyor. İktidar şiddetle mücadele etmek yerine, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna açılan kapatma davasında olduğu gibi, kadın kurumları ile mücadele etmeyi tercih ediyor” diye konuştu.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YENİDEN YÜRÜRLÜĞE KONULMALI’

Kadına yönelik şiddetin ve ölümlerin son bulması için kadınların önerilerini hatırlatan Aracı, “Kadına yönelik şiddeti durdurmak için öncelikle cezasızlık politikalarına son verilmesi, caydırıcı cezalar uygulanması, iyi hal, haksız tahrik gibi indirim nedenleri ile cezaların azaltılmaması gerekiyor. Uzaklaştırma ve koruma kararlarının gereği gibi uygulanması, denetlenmesi, kadınların şiddet tehdidi altında yaptıkları başvuruların ciddiye alınması da en az cezaların caydırıcılığı kadar önemli. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konulması ve uygulanması ise kadına yönelik şiddetin engellenmesi için en başta atılması gereken adımdır. Kadın düşmanı politikalara, erkek egemen zihniyete karşı bütün kadınları dayanışmaya; haklarımız ve hayatlarımız için mücadeleye çağırıyoruz” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül