KOÜ’lü kadın öğrenciler güvenli kampüs istiyor
KOÜ öğrencisi kadınlar: Kendimi kampüste gece güvende hissetmiyorum, kampüsler daha güvenli alanlar olmalı...

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından kadına yönelik şiddet olayları her geçen gün artıyor. Kadınların evde, sokakta, kampüste kendini güvende hissetmediği günlerden geçiyoruz. Bu güvensizlik halini, artan şiddeti Kocaeli Üniversitesindeki kadın öğrencilerle konuştuk. Özellikle gece kampüste kendilerini güvende hissetmediklerini belirten öğrenciler aydınlanmanın ve güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu söylüyor.

“Kendimi kampüste gece güvende hissetmiyorum” diyen Eylem “Okulumuzun kampüsünde güvenlikler var fakat bu beni çok güvende hissettirmiyor, güvenliklerin sayısı da yetersiz. Kampüsler daha güvenli alanlar olmalı” dedi.

Kampüs içindeki ışıklandırmanın azlığının da onu tedirgin ettiğini belirten Eylem “Ben kampüsün içindeki yurtta kalıyorum ve akşam yurduma tek başıma giderken korkuyorum. Yollar çok karanlık ve etrafta kimse olmuyor. Kampüsteki köpek sorunu da ayrı bir problem. Her yerde başıboş gezen çok fazla köpek var ve bazen saldırıyorlar” dedi.

‘CAYDIRICI CEZALAR UYGULANMIYOR’

Kocaeli Üniversitesi kampüsünü güvenli bir kampüs olarak görmüyorum diyen İlayda “Her gün kadınlara yapılan şiddet haberlerini duyuyoruz. Ülkemizde maalesef ki bu olaylarda caydırıcı cezalar uygulanmıyor. Bu da faillerin aramızda rahatça gezebilmesini sağlıyor. Bu yüzden sokakta güvende hissetmediğim gibi kampüste de kendimi güvende hissetmiyorum” dedi. İlayda kadın cinayetlerinin de bu nedenle politik olduğunu, ceza sisteminin ve eğitim politikalarının değişmesiyle ancak kadına yönelik şiddetin önlenebileceğini de ekledi.

‘KAMPÜSTE KENDİMİ GÜVENLİ VE ÖZGÜR HİSSETMİYORUM’

Merve de kampüs içinde kendini güvende hissetmeyen öğrencilerden biri. Kampüs güvensizliğinin nedeninin özel güvenlikler olduğunu ifade eden Merve; “Kampüs içerisinde bulunan güvenliklerin çoğunluğu erkek. Özel güvenlikler üniversitelerde şu şekilde faaliyet yürütüyor, örneğin kampüs içerisinde bir kafede oturuyoruz kafede birkaç tane güvenlik bulunuyor bu güvenlikler biz arkadaşlarımızla eğlenirken bizi izliyor ve ben bundan tedirgin oluyorum. Güvenliklerimiz giriş kapıları haricinde tamamen erkek. Bir gazetecilik öğrencisiyim ve oturup arkadaşlarımla gazete okurken güvenlik yanımıza gelip ‘Bu gazete kimin senin mi burada mı okuyorsun’ gibi sorulara maruz bırakıyor bizi. Bu nedenle kendimi kampüs içinde güvenlikli ve özgür hissetmiyorum. Bir gazetecilik öğrencisi olarak gazete bile okuyamıyorum” dedi. Bir kampüsün güvenli olabilmesi için özgürce dolaşabildiği, bilimsel faaliyetlerinin özgürce gerçekleştiği yerler olması gerektiğini söyleyen Merve “Biz okulda özgür, bilimsel bir eğitimden uzak bir eğitim alıyoruz. Akademisyenlerimiz bile bizi aydınlatma konusunda tedirgin” diye belirtti. Kadıköy metrosunda yaşanan olayın güvenliğin yetersiz faaliyetinden kaynaklandığını düşündüğünü söyleyen Merve “Kadıköy metrosundaki olayı ilk duyduğumda verdiğim tepki şu oldu, bu metro içinde bir güvenlik var fakat güvenlik yalnızca insanların akbil basıp basmadığına bakıyor. Bunun dışında alt tarafta bir güvenlik yok ki müdahale etsin. Güvenlik bir nevi vezne konumunda. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Burada önemli olan güvenliğin nasıl bir konuma sahip olduğudur. Bu tür olaylarda şahsi olarak bir tedirginlik yaşamıyorum ama yine de yanımda biber gazı taşıyorum. Bu tür olayların gündeme daha çok gelmesi gerek hatta gündemden hiç düşmemesi gerekiyor çünkü bizim ülkemizde bir cezasızlık politikası var bu cezasızlık bu durumları bu tür olaylara kadar getiriyor” diyerek düşüncelerini ifade etti. Kanunlardaki cezaların bu tür olaylarda uygulanma konusuna gelince yetersiz kaldığını söyleyen Merve; “Ülkemizde caydırıcı cezalar var ama uygulanması tartışılır. Çünkü kravat taktığı, takım elbise giydiği için cezai indirimler uygulanıp suçlular ceza almıyor. Haklarımızı daha çok koruyan yasalar çıkarıp ya da olanları uygulatıp önlenmesi çok zor değil. Kadına yönelik tüm şiddet eğitim ve toplumun tepkisi ve daha fazla ses çıkarması ile engellenebilir hale getirilebilir. Bu yüzden kadın cinayetlerinin politik olduğunu düşünüyorum” dedi.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Şiddetten kaçan göçmen kadınların hikayesi...

Göçmenler bu ülkenin bir parçası artık, birlikte yaşayacağız ve birlikte daha güzel bir hayat için m...

‘Kadına yönelik şiddete ve istismara sessiz kalma!...

KOÜ Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Atölyesi 25 Kasım’ın ardından peş peşe yaşanan şiddet, taciz ve i...

Gülsuyu’dan kadınlar film gösteriminde buluştu, şi...

Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evinde bir araya gelen kadınlar ‘Zerre’ filmini izledi, kadınların y...