Köyceğizli kadınlar: Yeşilimiz, suyumuz, ormanımız yok oldu
Köyceğiz Pınarköy ve Çövenni yaylasında yaşayan ve yangına müdahale etmeye çalışan kadınlar Ekmek ve Gül’e konuştu: Yeşilimiz, suyumuz, ormanımız yok oldu.

Köyceğiz yangınında köyleri boşaltılan yurttaşlar imkanlarıyla yangını önlemeye çalışıyor. Kimi ellerinde tırmıklarla bekliyor. Kimi ellerindeki bidonlarla su döküyor yangını önlemek için. Köylü kadınlar yangını söndürmek için gelenlere su ve yiyecek dağıtıyor, bazıları da ellerinde pet şişelerle getirdikleri suları ağaçlara döküyor.

29 Temmuz’da Muğla’nın Milas, Bodrum, Marmaris, Köyceğiz’de, ardından 2 Ağustos’ta Fethiye, Seydikemer, Kavaklıdere ve Menteşe ilçelerinde başlayan yangınların bir kısmı hâlâ söndürülemedi.

Dün gece jandarmanın müdahalesi ile tahliye edilen Köyceğiz Pınarköy ve Çövenni Yaylası’nda yaşayan ve yangına müdahale etmeye çalışan emekçi kadınların duygu ve taleplerini aldık.

8 YAŞINDAKİ UMUTCAN: ORMANIMA DOKUNMA HAYALLERİMİ YIKMA

Çövenni Yaylası yangın alanına çok yakın bir noktada. 8 yaşında oğlu Umutcan ile birlikte yangına su taşıyan Cennet Çakır ile konuşuyoruz ilk.

Cennet ÇAKIR: 30 yaşımdayım, 2 çocuğum var, Pınarköylüyüm. Çok sinirliyim. 8 gün oldu, Ağla’da çıkan yangın söndürülemedi. Hiç uçak gelmedi. Bağımız bahçemiz var, besicilik, çiftçilik yapıyoruz. Yangın küçükken söndürülseydi bu kadar büyümezdi. Burası turizm bölgesi, yeşilimiz, suyumuz, ormanımız yok oldu. Oğlum Umutcan 8 yaşında, elinde pet şişelerle yangına su döküyor.

İlkokul 2. sınıf öğrencisi Umutcan Çakır şöyle diyor: “Ormanıma dokunma, dünyama dokunma, nefesime dokunma, hayallerimi yıkma.”

Nurgül KURT: 25 yaşımdayım. Çocuklarım korkuyorlar, annemin yanına bıraktım. İnsan gücüyle bu yangın sönmüyor. Uçak istiyoruz. Yangın her tarafı sardı. Helikopter vardı o da şu anda yok .

Pınar ÇETİN: 36 yaşımdayız, Pınarköylüyüm. Hayvancılıkla geçiniyorum. İki ineğimiz vardı. Köyde her şeyimiz vardı, çok zorlandık, çok üzgünüz, yıllarca köye dönemeyiz.

Duygu UĞURLU: Üzgünüz. Yurdun değişik yerlerinden ve Azerbaycan’dan yardıma gelenler var. Onlara teşekkür ederiz. Çıntar mantarı ve süt satarak geçimimi sağlıyorum. Yangın bitince köye döneceğim.

Mükerrem ASLAN: 59 yaşımdayım. Buranın çamları gibi ben de yaşlıyım. Çamlar gitti. Çocukluğumuzda yaşadığımız yerler yandı. İki ineğim vardı, süt satarak geçiniyordum. Yangını söndürmeye gelenlere yiyecek verdik, ayran dağıttık. Tırmıkla çöpleri, kuru otları topladık. Yangın bitince mutlaka köye geri döneceğim.

Semahat KARABULUT: 62 yaşındayım, kalp ve tansiyon hastasıyım. Çövenni’de küçük bir evimiz var. Dün gece Jandarmanın zoruyla evimizi, ektiğim çiçekleri, sebzeleri bırakıp çıktık öylece evden. Hiçbir şey alamadık. Ortaca’da evim var ama 20 yıldır aralıksız her yaz 3 ay yaylaya çıkarım. Kalp çarpıntım olduğu için yangına bakamadım. Köyümüzü boşalttığımızda bir kepçe dışında kimse yoktu. Kepçenin yanında açılacak koridorun nereye açılacağını bilen biri yoktu. Köylü kendi başına çare arıyor. Alevleri görünce kalp çırpıntım arttı. 3 gün hiç uyuyamadım. Önceleri yangın gelmez diye avunuyordum. Son gün evi terk ettiğimizde umudum tamamen tükendi. Geceleri cehennem içinde gibi hissettim. Yangının bir an önce söndürülmesini istiyorum. Müdahaleler yetersiz. Hava desteği, uçak istiyoruz.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Antalyalı kadınlar: Yaşam alanlarımız kül oluyor!

Manavgat’ta başlayan yangın yaşam alanlarını kül etmeye devam ediyor. Antalyalı kadınlar yaşadıkları...

İkizköylüler hem yangına hem santrale karşı direni...

Akbelen Ormanı’nın linyit ocağına dönüşmesini istemeyen İkizköylüler, hem yangına hem de santrale ka...

Bakan’ın ‘mağdur olmayacaksınız’ dediği İkizdereli...

Direnişin devam ettiği İkizdere’de suları çamurlu akan köylüler, su taşıyarak ihtiyaçlarını gideriyo...