Meçhule hapsedilen bir kadın: Semra Güzel

05 Şubat 2024 11:41

'Burada açıkçası bu dosyada ben şunu görüyorum. Benim duygularım yargılanıyor bu dosyada. Benim, yani bir kadının sevebilme hakkı yargılanıyor.'

Av. Senem DOĞANOĞLU

Nizamın magazin haberciliği düzeyinde “özel” bilgileri sitesine koyan bir “haber” grubu, 8 Ocak 2022 günü akşam saatlerinde “HDP'li vekil Semra Güzel'in terörist sevgilisi ile çekilmiş çok özel fotoğrafları ortaya çıktı!” başlığıyla bir “skandalı” ortaya çıkarmış, “Semra Güzel Olayı” yaratmıştı. 2017 yılında Adıyaman kırsalındaki operasyonda “etkisiz hale getirilen” Volkan Bora’nın fotoğraf makinasında Semra Güzel ile fotoğrafları çıkmıştı. Sonrasına hepimiz tanıklık ettik. Cumhurbaşkanı ve özellikle İçişleri Bakanı, fezlekeler Meclise gelinceye kadar Semra Güzel ile ilgili provakatif çağrılar yapmaya devam etti. Muhalefet partisi liderleri açıklama yapmaya zorlandı ve pek tabii vatanın bölünmezliği, çözüm sürecinin zararı konularında birbiri ardına beyanatlar verildi. Sosyal medya saldırganları ve niceleri Semra Güzel’in idamının fantezisi de dahil olmak üzere “hapsetme, kovma, pusuya düşürme” talepleriyle toplumu topyekûn bu büyük ihanete karşı koymaya çağırdı.

Semra Güzel yazılı açıklama yaptı ve “Bir Kürt kadın olarak bu iğrenç oyunlara bugüne kadar pabuç bırakmadım, bundan sonra da bırakmayacağımın bilinmesini isterim” dedi (1); partiler ve kadın örgütleri bu cinsiyetçi stratejinin beyhudeliğini faş etti. Mart 2022’de dokunulmazlığının kaldırılmasıyla hakkında derhal yakalama kararı çıkartıldı. 2 Eylül 2022 tarihinde Semra Güzel gözaltına alındı. İçişleri Bakanı Semra Güzel’in “enselendiğini” sosyal medya hesabından yine fotoğraflarla duyurdu ve 3 Eylül 2022 tarihinden beri Semra Güzel tutuklu yargılanmaya devam ediyor. Bu sırada devamsızlıktan vekilliği düşürüldü.

SEMRA GÜZEL 'OLAYI'

Semra, kadın. Semra, Kürt. Semra, evlenmemiş. Semra, eylemci. Semra, hekim. Semra, HDP Diyarbakır milletvekili. Semra Güzel 8 Ocak 2022’den 2 Eylül 2022 tarihine kadar, zorbanın sesini kovalayan, kendisine dik dik bakan iktidara bir “musallat”; 02 Eylül 2022’den beri de mahkemenin kapanına sığmayan, “hayatın olağan akışına (2)”, “kaçma şüphesine (3)” derin bir kesik.

Semra Güzel’i “olay” olarak niteleyen necip medya ile Semra Güzel’in yargılamasını başlatan ve tutuklu sürdüren mahkeme de bu “olayın” peşinde. Patriyarkal yargı, bildik-tutarlı-makul hayatın olağanlığını dağıtmamak için sadece Semra Güzel’i sorgulamıyor. 06 Ekim 2023 tarihli duruşmada Songül Bora’yı “tanık” olarak sorguluyor. Büyük bir analizi gerektirmiyor “olay”: Semra Güzel’i, Volkan’ı sevdiği; Songül Bora’yı, Volkan’ı doğurduğu için hor görmeye çalışarak kadınların yaşamla, birbirleriyle kurduğu bağları yasadışı, sınır ihlalcisi ilan etmek. Semra Güzel, 11 Aralık 2023 tarihli duruşmada en sarih haliyle tam da bu bağlarımız meselesini hatırlattı Mahkemeye:

“Burada açıkçası bu dosyada ben şunu görüyorum. Benim duygularım yargılanıyor bu dosyada. Benim, yani bir kadının sevebilme hakkı yargılanıyor. Yani İnsan Hakları Haftası diyorum evet, işte bakın bir hak ihlaliyim. Benim sevebilme hakkım yargılanıyor. Bana sen sevemezsin deniyor. Sen seversen de senin seveceğin kişiye de biz belirleriz deniyor. Bana sen evleneceksen de evleneceğin kişiyi de biz belirleriz denmek isteniyor. Aslında yıllardır biz kadınlar, bu şekilde, bu tarz uygulamalara da maruz kalıyoruz. Özne olma hakkımız elimizden alınıyor. Yani bize şu söyleniyor, sen kendi başına karar veremezsin, sen kendi başına sevemezsin, eğer sen evleneceksen de evleneceğin kişiye de biz karar veririz, sözleneceğin kişiye de biz karar veririz. 6 yaşında tecavüze uğranıyor, tecavüzcüsüyle zorla evlendirilmeye çalışılıyor. Çocuk yaşta evlendirilmeye çalışılıyor. Veya şiddete uğruyor, şiddete uğradığı eve geri gönderiliyor. Şikayette bulunduğu zaman o şiddete uğradığı eve geri gönderiliyor. Sen bu kişiden boşanamazsın deniyor, boşanma hakkı elinden alınmaya çalışılıyor aile kavramı adı altında. Açıkçası yani biz şekilde ölüme mahkum ediyorlar veya bu tarz yargılamalarla işte yargılayıp cezaevinde tutmaya çalışıyorlar. Aslında bizler de yıllardır işte aslında bunun mücadelesini veriyoruz, bize ya şunu söylüyorlar, evinin kadını çocuğunun anası ol, bunun dışında bir şey olma, bunun dışında bir şey talep etme, talep etme, talep etme hakkın da yok. Kendi akılsız başınla hareket etme hakkın yok deniyor bize, bakın bu söyleniyor bize. Sen bir şey yapamazsın, izinsiz bir şey yaparsan da ya da kendi inisiyatifinle bir şey yaparsan da bu aslında sen inisiyatifinle yapmamış olursun, sen birilerinin talimatıyla yapmış olursun. Bize bu söyleniyor. Hayır, biz kendi irademizle mücadele ediyoruz, kendi irademizle kararlar alıyoruz. Kendi irademizle seviyoruz ve sevme hakkımız olduğunu da düşünüyoruz. Neden ben duygusal bağ yaşayamaz mıyım, benim bir ailevi bağım olamaz mı, ben birini sevemez miyim, neden sevince bu şekilde yargılanıyorum ya da illaki örgütsel bağ aranıyor bu bağda. Yani bugün bu dosyada duygusal bir bağ dışında başka bir bağ çıkartmak mümkün değil.” (4)

OLAĞAN AKIŞLAR

Semra Güzel, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi önünde 28 Nisan 2023 tarihli duruşmada başladığı savunmasını 14 Temmuz 2023 tarihli duruşmada bitirdi. Yargının diliyle “savunma” diyoruz ancak Semra Güzel, bir Kürt kadınının yaşamının “olağan akışındaki” arzusunu ortaya koydu demek daha doğru olacak. Onu tüm katmanlarıyla yargılamak, yaşam arzusunu temellük etmek isteyen ideolojik fantezide yarık açtı. Kimi, neden sevdiği sorusunun olanaksızlığına karşı bir bütün olarak yaşamla kurduğu tarihsel bağa tanıklık etmeye çağırdı:

“Kuzey Irak Bölgesine gittiğimi ve orada yakınımı gördüğümü ifade ettim. Yani ben o dönemde ifade ettim ben ortada bir suç olduğunu düşünmüyorum çünkü bir çözüm süreciydi. Heyetler gidiyordu, devlet yetkilileri görüşüyordu o dönem. Yani devlet yetkilisinin görüştüğü ve ona suç olmayan neden ailelere veya yakınlarına suç olsun. Bu insanların her birinin ailesi var yani bu insanların her birinin bir yakını var bireysel tercihlerini sorgulamak yani bize düşmez kimseye de düşmez yani bir ben bir kişinin bireysel tercihini sorgulayamam. Bu nedenle de yani bu sorgulanması gereken aslında onları o tercihe iten nedenlerdir yani bu nedenlerin ortadan kaldırılmaması işte çözüm sürecinin aslında olumlu sonuçlanmaması ve Kürt sorunun çözülmemesidir aslında sorgulanması gereken ve bu yargılamalarda yapılan aslında kişilerin tercihleri üzerinden yapılan bir yargılamadır ailelerini sevdiklerini kişiler üzerinden yargılamaktır. Yani aslında bir halkın işte gerçekliğini yargılamaktır nihayetinde bir halkın Kürt halkının bir gerçekliğidir hangi aile evladının tercihlerinden dolayı evlatlıktan reddetmiştir veya dışlamıştır ya da tercihlerine saygı duymaktan öteye gidebilmiş midir ama bugün aileler bu şekilde terörize edilip kişiler yalnızlaştırılmak isteniyor(…)Aslında bir bütün demokratik siyaset de hem kişiler hem de aileler bu şekilde yargılanmak isteniyor ve aileler üzerinden aslında bu şekilde yargılamalar yapılıyor. Aileler, evlatları savaşta da olsa, barışta da olsa görmek isterler, sahiplenirler, kavuşmak isterler, güvenliklerinden endişe ederler ve bu endişelerini gidermek için çaba sarf ederler o yüzden de bu yargılamalar kabul edilebilir yargılamalar değil. Burada yargılanan bu durumda bir halkın gerçekliği olur. Kişilerin duyguları olur, kişilerin sevgisi olur yani yargılanan bugün sevgi ve duygu sadece bir ırka mensup değil. Biz bugün diyemeyiz vay efendim Arap sevebilir, Kürt sevemez, Arap’ın annesi olur Kürdün annesi olamaz, Türkün annesi olur Kürtün annesi olamaz diyemeyiz yani bugün bu kişilerin de yakınlar var ve bu sevgi bağı yaşayınca da öldükten sonrada bu bağ devam eder. Sen bir kişi tutukludur diye, bir kişi militandır diye bunun yakını yoktur diyemezsin ya da bunların duygusal bağını sorgulayamayız. Bu bağ ölüme kadar devam eder öldükten sonra da devam eder.” (5)

KAÇMA ŞÜPHESİ

Devletin hayat için uygun gördüğü akışla yargılanan Semra Güzel, gözaltına alınmasının servis edildiği görüntülerin eril hazzı ile de her defasında çarpışmaya devam etti. Mahkemelerin “kaçma şüphesi” diye adlandırdığı 8 aylık yaşamda kalma mücadelesini şöyle ifade etti:

“Biliyoruz ki o süreçte üzerime çok ciddi bir linç kampanyası, ölüm tehditleri aldım. İşte sarı torba mesajları aldım, kurşun resimleri paylaşıldı, yollandı. Yani ciddi bir ölüm tehdidiyle karşı karşıyaydım. Bu şekilde bir linç kampanyasından sonra katledilen birçok siyasetçi var. En yakın tarihimize bile bakarsak işte Tahir Elçi, bu linç kampanyaları sonrası katledildi. Yine Hrant Dink bu linç kampanyası sonrası katledildi. O yüzden biz aslında tarihi biliyoruz. Yani bu linç kampanyalarına aslında kim maruz kalırsa kalsın aslında bugün sizler de maruz kalırsanız sizler de kendi tedbirlerinizi alacaksınız.” (6)

Nedamet arayışındaki bütün bir yargı süreci, bir Kürt kadın siyasetçinin sözlerinden kaçıyor aslında. “Kaçma şüphesi”, en çok da ideolojik, politik düzleme sığmayı reddeden Semra Güzel’in yaşamla kurduğu bağları, yaşam arzusunu inkar edenlerde tecessüm ediyor. Semra Güzel’in maruz kaldığı linci doğal ve haklı bulan mahkeme, bu saldırıya teslim olması gerektiğini düşünüyor. Aynı olağanlıkla Semra Güzel şu soruyu soruyor:

“Bu linç kampanyasını başlatan da nihayetinde iktidar ve iktidarın yandaş medyası. Bu durumda ben iktidarın bakanlıklarına güvenebilir miyim benim güvenliğim konusunda? Güvenemem. Doğal olarak kendi güvenliğimi kendim sağlamak durumundayım. Ben de açıkçası öyle yaptım yani kendi güvenliğimi kendim sağlamak durumunda kaldım.” (7)

Semra Güzel’in sesi 8 Ocak 2022 tarihinde bir meçhule hapsedilmek istendi. Ancak yaşamının her anı sırra kadem basamayacak kadar tanıklığımızda. Her duruşma başlangıcında salonda olanları kucaklayan; salonda olamayanlara selamını, sevgisini, dayanışmasını eksik etmeyen zarifliğini, 7 Şubat 2024 tarihinde hep beraber karşılamayalım mı? Bu tutukluluk haline son verelim.