2018 Nobel Barış Ödülü sahipleri belli oldu. ödülü bu yıl Ezidî hak savunucusu Nadia Murad ile Kongolu doktor Denis Mukwege paylaştı.

Dünya, Nadia Murad’ı 2014 yılında IŞİD’in elinden kurtulup tanıklık ettiği IŞİD katliamlarını ve uğradığı tecavüzleri Stockholm’de düzenlenen bir basın toplantısı ve konferansta anlatması ile tanıdı.
IŞİD saldırılarının bölgede devam ettiği ve elinde hâlâ 3 binden fazla Ezidî kadının rehin bulunduğu sırada Nadia dünyaya çok net bir mesaj vermişti: “Halkıma yardım edin. Kadınları kurtarın ve teröristleri yok edin.”

Nadia Murad, awarded the 2018 Nobel Peace Prize, is the witness who tells of the abuses perpetrated against herself and others. She has shown uncommon courage in recounting her own sufferings and speaking up on behalf of other victims.#NobelPrize pic.twitter.com/NeF70ig09J

— The Nobel Prize (@NobelPrize) 5 Ekim 2018

NADİA MURAD KİMDİR?
2014 yılı yazında, 21 yaşındayken IŞİD’in Şengal’e yönelik saldırıları sırasında IŞİD tarafından kaçırılmış, aylarca işkence ve tecavüze uğradıktan sonra kaçarak kurtulmuştu.
Nadia kurtulduktan sonra IŞİD’in köylerine düzenlediği baskını şöyle anlatmıştı:

“IŞİD köyümüze saldırdı. Köydeki herkesi okula götürdüler. Okul iki kattı. Kadın ve çocuklardan üst kata çıkmalarını istediler. Erkekleri giriş katında bıraktılar. Ben erkek kardeşlerimi de yanıma alarak yukarıya çıkarmaya çalıştım ama izin vermediler. Çocukların koltuk altlarına baktılar. Koltuk altlarında kıl olanları aşağıda bıraktılar. Pencereden onlara nasıl ateş ettiklerini ve bazılarının kafalarını kestiğini gördük. Erkeklerin bir kısmını da otobüslere doldurarak başka yerlere götürdüler.”

 Babası 2003’te yaşamını yitirmiş olan Nadia, bu saldırının ardından annesini ve 11 kardeşinden 6 erkek kardeşini bir daha görmedi, cenazelerinin nerede gömüldüğünü bile bilmiyor.
Nadia kendi yaşadıklarını ise şöyle anlattı:

“IŞİD’ciler kadınları otobüslere bindirerek Musul’a götürdü ve orada savaş ganimeti gibi paylaştırdılar. Yanımızda 9 yaşında kız çocukları da vardı. Musul’a geldikten bir kaç gün sonra kaçmaya çalıştım ama başaramadım. Ceza olarak beni bir kulübeye kapattılar ve tecavüz ettiler. Her tecavüz öncesi dua etmeye zorluyorlardı. İnsanın aklına gelebilecek her biçimde kullanıldım. Irzıma geçildi. Değiştirildim. Satıldım. En kötüsü de istedikleri zaman gelip tecavüz etmeleriydi.”

 Bir süre sonra bir TIR şoförüne satılan ve şoförün kapıyı kilitlemeyi unuttuğu bir günde kaçarak kurtulan Nadia yaşadıklarını dünyaya anlatırken şu mesajı vermişti:

“3 ay cehennem hayatı yaşadım. IŞİD’in elinde hâlâ 3 bin 400 Ezidî kadın var. Her dakika onları düşünüyorum. Kendi geleceğim için bir planım yok. Öteki kadınların serbest bırakılmaları için yaşıyorum.”

 Daha sonra Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisinde çalışmaya başlayan ve insan ticareti mağdurlarının sorunlarıyla ilgilenen Nadia Murad, Nobel Barış ödülüne aday gösterildi.

DENIS MUKWEGE KİMDİR?

1955 yılında doğan Mukwege, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusunda bulunan Bukavu kentindeki Panzi Hastanesini kurdu. Bu hastanede, toplu tecavüze uğrayan kadınların tedavisi yapılıyor.

Mukwege, kısa bir süre önce düzenlenen bir ödül töreninde yaptığı açıklamada, "Tüm kurbanlar çok vahşi şekilde tecavüze uğramış halde geliyor. Hastaneye ulaşabilecek kadar hayatta kalabilenlerde olağanüstü fiziksel ve psikolojik yıkım olduğu görülüyor. Gelenlerin büyük bir bölümünün genital bölgelerinde kurşun ya da sivri cisimlerle yaralanmalar mevcut oluyor. Bu, bu bölgenin tarihinde görülmemiş düzeyde bir vahşilik" demişti.

The physician Denis Mukwege, awarded the Nobel Peace Prize, has spent large parts of his adult life helping the victims of sexual violence in the Democratic Republic of Congo. Dr. Mukwege and his staff have treated thousands of patients who have fallen victim to such assaults. pic.twitter.com/9CrNWfj7zu

— The Nobel Prize (@NobelPrize) 5 Ekim 2018