Pınar Gültekin davası| Aile reddi hakim talebinde bulundu, duruşma 15 Şubat'a ertelendi
Pınar Gültekin'in cinayeti davasının ikinci duruşması bugün görüldü. Ailenin avukatı mahkeme heyetinin reddini talep etti. Duruşma 15 Şubat'a ertelendi.

Muğla’da 27 yaşındaki Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı ile kardeşi Mertcan Avcı'nın yargılandığı davanın ikinci devam duruşması Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

DHA'nın haberine göre tanık Ceren Tunç'un dinlendiği sırada Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, itiraz ederek mahkeme başkanından söz istedi. Mahkeme başkanı, Epözdemir'e konuşması için söz vermedi. Bunun üzerine Pınar Gültkekin'in babası Sıddık Gültekin ayağa kalkıp, "Bu duruşma benim için bitmiştir" diyerek, salonu terk etti.

Pınar'ın ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ise mahkemenin en başından beri yanlı olduğunu düşündüklerini ve tanıkları hakimin yönlendirdiğini düşündüklerini ifade etti. Epözdemir, mahkeme heyetinin reddi talebinde bulundu. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi, duruşma 15 Şubat’a erteledi.

AİLENİN AVUKATI: 'BİLİRKİŞİ RAPORU TATMİN EDİCİ DEĞİL'

Duruşma öncesi açıklama yapan Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, mahkemeye ulaşan keşif raporunun kendilerini tatmin etmediğini söyledi. Epözdemir, "Sanığın cezai ehliyetinin tam olduğunu düşünüyorduk. Tahrikten faydalanmak için ezberletilmiş savunmalar yapıyordu. Planlı ve programlı bir cinayet işledi. Ardından suç delillerini gizliyor. Kendisinin talebi olmamasına rağmen cezai ehliyetinin olup olmadığını belirlemek amacıyla rapor istendi. O raporda da cezai ehliyetinin tam olduğu ortaya çıktı. Ardından keşif yapıldı ancak bilirkişi raporu bizi tatmin etmedi. Çünkü bilimsel olmadığını düşünüyoruz. Keşif mahallinde yanan değil, normal bir varil kullandı. Bunun yanı sıra raporda fizik ve kimya bilimine ilişkin tespitler yer alıyor. Bu sebeple biz raporu fizik ve kimya mühendisinin tanzim etmesini beklerdik. Ancak hazırlayan bir polis memuru olduğu için bizi memnun etmedi. Bugün fizik veya kimya mühendisleri tarafından rapor istenmesini talep edeceğiz. Keşif mahallinin mülkiyeti sanıklarda olduğu için istedikleri gibi tanzim etmişler. Savunmalarını tasdikleyecek şekilde kokoreç kapları koymuşlar. Bu yönüyle de akademik bir rapor olmadı. Bugün 3'ü mahkeme huzurunda 5 tanık dinlenecek. Adli Tıp Genel Kurulu'ndan bir rapor gelmesini bekliyoruz. Öte yandan mahkeme, telefonun iCloud şifresinin belirlenmesi için ABD'ye müzekkere yazdı. Böyle bir şeye hiç şahit olmadım. Bu müzekkerenin amacı maktuleyi kötü göstermektir. Bu müzekkerenin cevabı ne zaman gelir bilmiyoruz. Bu ara karardan rücu isteyeceğiz. Mahkeme burada rücu ederse esas hakkında mütalaa için dosyanın savcılığa verileceğini umut ediyoruz" dedi.

'6284 VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HEMEN ŞİMDİ UYGULANSIN'
Duruşma öncesinde Muğla Adalet Sarayı önünde buluşan kadınlar da basın açıklaması gerçekleştirdiler. Menteşe Kadın Platformu, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Akyaka Kadın Dayanışma, HDP, CHP, Kadın Meclisleri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu duruşma öncesinde basın açıklamalarını yaptı.
Menteşe Kadın Platformu yaptığı açıklamada Pınar Gültekin cinayeti gibi katliamların sorumlusunun İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayan, kaldırmak isteyen, 6284 sayılı yasayı etkin uygulamaktan kaçınan, ataerkil düzenin yanında ve bu katliamlara sessiz kalan herkes olduğunu ifade etti. Açıklamanın tamamı şöyle:
"Türkiye’de her gün neredeyse 3 kadın en yakınındaki erkekler tarafından katlediliyor. Son 1 yılda da Muğla'da Güleda Cankel, Zeynep Şenpınar, Nazife Gedük vahşice katledildi. 2020’nin son günlerinde, Aylin Sözer’i para için esir alan bir adam yaktı, Selda Taş’ı evli olduğu erkek vurdu, Betül Tuğluk’u oğlu bıçakladı, Vesile Dönmez’e oğlu ateş etti. Diyanetin başı Ali Erbaş’ın “Hiçbir meslek ya da hedef; aile olmaktan, anne olmaktan daha önemli kabul edilemez” açıklamasından bir gün sonra oldu. Bitmedi daha dün yine vahşice Kristina Novytska Bodrum’da katledildi. Bu ülkede kadın katliamı ve sistematik kadın kıyımı sürmektedir. Bu katliamların sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayan, kaldırmak isteyen, 6284 sayılı yasayı etkin uygulamaktan kaçınan, ataerkil düzenin yanında ve bu katliamlara sessiz kalan herkestir.
Kadına şiddet uygulayanların, kadın katillerinin mahkemelerden ödül gibi, katillerin sırtını sıvazlayan cezalarla çıkmamalarını, ahlak bahanesiyle, kravat takıp mağdur maskelerini taktıklarında 6284’ü ve İstanbul sözleşmesi hükümlerini yüzlerine çarpıp katillere en ağır cezayı vermelerini istiyoruz.  Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz. Kadınları mülk gibi gören, kısıtlayan ve sahiplenen eril zihniyeti kabul etmiyor, 6284’ün ve İstanbul Sözleşmesi’nin hemen şimdi uygulanmasını istiyoruz.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı uygulanan baskı, şiddet ve katliamlar son bulana kadar; toplumda, yasamada ve yargıda eşitlik sağlanana, eril zihniyet yıkılana kadar isyandayız…
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa kadınların yıllar boyunca mücadele ederek kazanmış olduğu haklardır. Buradan haykırıyoruz; 6284 sayılı yasa ve İstanbul sözleşmesi kadınların güvencesidir, kazanılmış haklarımız yargı önünde sonuna kadar uygulansın.
Bu yasaları uygulamayarak, tahrik ve iyi hal indirimleri ile sistematik cezasızlığa neden olan mahkeme kararlarıyla, devletin, kurumları eliyle erkek şiddetini meşrulaştırılması, katillere ve destekçilerine cesaret vererek kadın katliamlarının önünü açıyor.
Faili değil, kadını suçlayan cinsiyetçi yargılarınızla, kadınların yaşam tarzlarını sorgulayarak yaptığınız manipülasyonlarla katilleri aklamanıza izin vermeyeceğiz.
Pınar, Zeynep, Güleda ve daha birçok Üniversiteli genç kadına yönelik taciz, tecavüz ve şiddetin ölümlere kadar varan boyutlarının ivme kazandığı bu dönemde kampüslerimizde, bulunduğumuz yerleşkelerde ataerkil sisteminize geçit vermeyeceğiz. Bulunduğumuz her alanda kadın düşmanı politikaları üretenleri, katilleri ve destekçilerini, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayan, kaldırmak isteyen, bu katliamlara sesiz kalan herkesi teşhir ve ifşa etmeye devam edeceğiz.
Şikâyet etmek için gittiği karakoldan çıktıktan sadece iki saat sonra öldürülen, çocuğunun gözü önünde katledilen, binaların üzerinden atılan, yakılmaya çalışılan, şiddet gören, tacize uğrayan bütün kadınlar için hukuk önünde hakları yok sayan erkek devlet şiddetine ve ataerkil zihniyete karşı sokaklarda olacağız.
Tıpkı erkek devletinde ve erkek yargısında olduğu gibi erkek egemen siyasetin hüküm sürdüğü siyasi partilerin ve politikacılarının, bir kadının vahşice katledilmesini gündemde tutmak, kadına şiddeti önlemeye yönelik politikalar üretmek yerine kadın kimliği üzerinden, bir erkek cinayetine kurban gitmiş ölü bir kadın üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışmalarına ve siyasi kavgalarının malzemesi yapmalarına izin vermeyeceğiz.
Biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir. Erkek egemen sisteminizi hayatlarımızdan söküp atana kadar, eşit ve özgür bir dünyayı kurana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Pınar ve tüm katledilen kadınlar isyanımızdır, yasta değil isyandayız...
Katillerin peşini bırakmayacağız..."

NE OLMUŞTU?

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi 27 yaşındaki Pınar Gültekin, 16 Temmuz’da Akyaka Mahallesi’nde yalnız yaşadığı evinden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Şüphe üzerine gözaltına alınan Cemal Metin Avcı cinayeti itiraf etti. Avcı, çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Soruşturma kapsamında Cemal Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı, telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine gözaltına alındı. Jandarmada çelişkili ifadeler veren ve suçlamaları kabul etmeyen Avcı, “delil karartmak” suçlamasıyla tutuklandı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede, tutuklu sanıklar Cemal Metin Avcı’nın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’nın ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme”den 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanık Cemal Metin Avcı’nın avukatları, 15 Ekim’de mahkemeye başvurarak sanığın duruşmaya SEGBİS ile katılmasını talep etti. Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir de sanık müdafilerinin birtakım soyut gerekçelerle sanığı mahkeme huzurundan kaçırmak istediklerini söyleyerek, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılması yönündeki talebinin reddine karar verilmesini istedi. Buna ilişkin itiraz mahkemece kabul edildi. Mahkeme, sanığın duruşmada hazır edilmesine karar verdi. Muğla’da 27 yaşındaki Pınar Gültekin’i katleden sanıkların yargılandığı dava görüldü. Sanık indirim almak için her türlü yola başvururken dava 4 Ocak 2021 tarihine ertelendi. Pınar Gültekin’i katledilmesiyle ilgili Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada katil zanlısı Cemal Metin Avcı’nın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair rapor talep edildi. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin raporunda, Cemal Metin Avcı’nın akıl sağlığının yerinde olduğu ve ceza ehliyetinin bulunduğu açıklandı.


Fotoğraf: Menteşe Kadın Platformu

İlgili haberler
#PınarİçinAdalet

Altınoluk'ta kocası tarafından öldürülen Pınar Çiçek için Körfez Bağımsız Kadın Dayanışmasından çağr...

Pınar Gültekin’in babası: Yeter artık, bu cinayetl...

Pınar Gültekin’in babası Sıdık Gültekin, ‘Böyle bir olay başıma geleceğini düşünmemiştim. Bunlara ‘D...

Pınar Gültekin’in katili için ağırlaştırılmış müeb...

Pınar Gültekin’in katil zanlısı Cemal Metin Avcı hakkında kabul edilen iddianamede, ağırlaştırılmış...