Seyidoğlu patronu Mehmet Göksu’nun şiddetine maruz kalan Tülay Arslan Torun: Susmayacağım!
Seyidoğlu patronun şiddetine maruz kaldığını iddia eden Gıda Mühendisi Tülay Arslan Torun Ekmek ve Gül’e konuştu: Susmayacağım, hukuk çerçevesinde hakkımı arayacağım. Bir sonrası ölüm mü olmalı?

İstanbul-Arnavutköy`de bulunan Seyidoğlu gıda işletmesinde fabrika müdürü olarak çalışan Gıda Mühendisi Tülay Arslan Torun 25 Temmuz günü firma sahibinin sözlü ve fiziksel şiddetine maruz kalarak hastanelik olduğunu iddia etti. Yaşadıklarından sonra suç duyurusunda bulunan Torun, firma sahibinin yargılanarak gereken cezayı almasını istedi.

Ekmek ve Gül’e konuşan Torun, “Ben susmayacağım, bu insanlar daha önce de bunları yapmış ve sustukça dozu artırmışlar. Ben niye susayım ki, insanlar 3 kuruşa niye eğiliyor niye onurunu gururunu yerle bir ediyor. Uyanalım artık, bugüne kadar bu kişiye kimse dur dememiş, o yüzden dozunu artırmış. Ben bana değil başkasına bile yapılsa susmazdım, buna bir dur noktası olacaktı” dedi.

Torun olay günün ise şu şekilde anlattı: “Beş ay önce çalışmaya başladım fabrikada, fabrika müdürü olarak başladım. 2 aydır üretim müdürü pozisyonuna koydular beni. Tabii temizlik dahil her türlü işi yaptırıyoruz personele. En son pazartesi akşamı 18.10’da personel üretimi bitirdi, temizliğini yaptı çıktı, servislere indi. Biz birkaç personel temizliğe devam ediyoruz hâlâ. Mehmet Göksu bir hışımla içeri girdi. Bana bağırarak ‘Sen nasıl üretim müdürüsün, bu ne böyle, boşuna mı sana para veriyoruz. Çağır bütün personeli servisten indirttir’ dedi. Ben üretimin arka tarafına gittim. O arada kendi fabrikanın önüne inmiş, bütün servisleri durdurturmuş bütün personeli indirtmiş. O personel kıyafetiyle, çantasıyla üretim alanına girip çek pas alıyor, Mehmet Göksu da yangın hortumunu açıp etrafı, insanları ıslatıyor, sonra bir noktada beni yakalıyor maalesef orayı kamera görmüyor. Bana bile bile kasıtlı bir şekilde tazyikli su sıkıyor. Ben orada sendeliyorum, sonra sinir krizi geçiriyorum, kriz geçirdiğim anların görüntüleri mevcut. Ambulans çağrılıyor, polis çağrılıyor, sonra polise ‘Bir şey yok siz gidin’ demişler. Ambulans beni hastaneye getiriyor, kafamı vurmuşum, MR, tomografi çekiliyor. Ertesi gün hastaneye gidip iş görmezlik raporu alıyorum ve karakola gidip şikayetçi oluyorum. Olayı Gıda Mühendisleri Odasına bildirdim. Onlar da sağ olsunlar açıklama yaptılar.”

‘SEYİDOĞLU PATRONU DAHA ÖNCE BAŞKALARINA DA ŞİDDET UYGULAMIŞ’

Olay sonrası işyerinden pek çok insanın kendini aradığını dile getiren Torun, “Geçmiş olsun, biz sizi gördük, vicdanımız çok rahatsız sabaha kadar uyuyamadık, dediler. Ben de tamam öyleyse şahitlik yapın, dedim. O noktaya gelince herkes geri kaçtı. Bu, suçu ortak olmak demektir. Para uğruna her şeyi kabul etmek demektir. Bugün bu bana yapılmış olabilir yarın başkasının başına gelebilir, bugüne kadar bu insan zaten herkese hakaret etmiş, herkesi aşağılıyormuş. Bir sürü kayıt da var elimde, kimse sesini çıkartamamış ya da sessizce istifa edip çıkıp gitmişler, o şekilde kapanmış. Ama sen o üretim alanında üretim personelinin içinde üzerimi yangın hortumuyla tazyikli suyla yıkarsan bu olacak şey mi? Benim üst tarafımdaki mahrem yerim nasıl görünebilir, benim onurum, gururum, kadınlığım, anneliğim nerede? Sen benim psikolojimi nasıl bozabilirsin, ben ömrü hayatımda sinir krizi nedir bilmiyordum, antidepresan kullanmadım” diyerek öfkesini dile getirdi.

Yaşadığı psikoloji ile çalışma hakkının da elinden alındığını ifade eden Torun, “Ben şimdi bir başkasının yanında nasıl çalışayım, benim 3 tane evladım var” diye soruyor. Birinin bu yaşananlara dur demesi gerektiğine dikkat çeken Torun, “Bunlar katlanarak gelmiş bir, sonraki ölüm mü olmalı? Ben orada sendeledikten sonra kafamı makineye çarpıp ölseydim ne olacaktı?” diye de soruyor.

KİMSE SUSMASIN, SESSİZ KALMASIN

Torun, firma sahibine de şöyle sesleniyor “Sen güçlü olabilirsin, sen firma sahibi olabilirsin ama bu hareket hiçbir canlıya yapılmaz. Parası mı kurtaracak onu şu an, gücü mü kurtaracak? İstediği kadar haberleri yalanlasın, istediği kadar parayla yalancı şahit tutsun benim elimde kanıtlar, görüntüler, ses kayıtlar var” dedi.

Firmanın basın danışmanının ve başka kişilerin uzlaştırmak için kendini aradığını söyleyen Torun, “Kesinlikle kabul etmedim. İnsanlara dışarıdan konuşması çok kolay geliyor, ama yaşadıklarım basit bir şey değil” şeklinde konuştu.

Torun son olarak şunları söyledi: “Ben hukuk çerçevesinde hakkımı arayacağım, benden bu şekilde bir araya gelmemi istemeyin gelemem gelmem de. Şu an çocuklarımı bile yanıma alamıyorum, bu halimi görmelerini istemiyorum. Lütfen insanlık namına bu olayı görenler susmasın, sessiz kalmasın, bir sonraki ölüm mü olsun…”

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI: MESLEKTAŞIMIZIN YANINDAYIZ
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi de üyeleri Tülay Arslan Torun’un şiddete maruz kalmasına yönelik açıklama yayımladı. Şube 30 Temmuz Cumartesi günü (yarın) 13.00’te İstanbul Şube binasında davayı sahiplenmek için basın açıklamasına yapacak. Açıklama şöyle:
“İstanbul-Arnavutköy`de bulunan gıda işletmesinde fabrika müdürü olarak çalışan İstanbul şube kadın üyemiz Gıda Mühendisi Tülay Arslan Torun, 25.07.2022 tarihinde iş yerinde firma sahibinin sözlü ve fiziksel şiddetine maruz kalmıştır.Meslektaşımız işyeri sahibi tarafından yangın hortumuyla basınçlı su kullanılarak darp edilmiştir. Üyemiz savcılığa şikayetini yapmış ve yasal süreç başlatılmıştır.
Son dönemlerde giderek artan kadına yönelik şiddet, ev içi ve sokaklardan sonra iş yerlerine de sıçramıştır. Toplumun her alanında ayrımcılığı aşmaya çalışan kadınlar özellikle işyerlerinde de engellerle karşı karşıya gelmektedir. İş yaşamında kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığı; eğitim ve mesleki eğitimde eşitsizlik, iş bulma ve işe alınma, ücret, çalışma koşulları, işyerindeki tutumlar, terfi, işten çıkarma ve benzeri alanlarda ve kimi zaman mobbing ile birlikte kendisini göstermektedir. Öyle ki pek çok kadın işyerinde, kötü ve olumsuz davranışa, şiddete, baskı ve hakarete maruz kalmaktadır.
Bu konuda iş yaşamında alınan güvenlik tedbirlerine özellikle sosyal güvenlik ve iş güvenliği tedbirlerine bakıldığında kadınlara yönelik psiko-sosyal etmenlerin göz ardı edildiği görülmektedir.
İşyerlerinde kadını küçük görerek, vasıfsızlaştırmaya çalışan, iş bitirme yeteneğinin olmadığını belirten ithamlarda bulunma, kişiliğini ve fikirlerini önemsememe, bağırma, davranışlarını sürekli olarak eleştirme, kadınların herhangi bir konuda eril bir fikre muhtaç olduğu kanısını benimsetmeye çalışma, emir yağdırma, toplantılarda ya da diyaloglarda sözlerini kesme, kadına zorla bir şey yaptırma ya da bir şey yapmaktan alıkoyma amacıyla, kadının iradesi dışında gerçekleşen fiziksel ve psikolojik zarar verici eylemlere sıkça rastlamaktayız. Gıda Mühendisleri Odası olarak bu tip şiddet eylemlerin her zaman karşındayız.
Ayrıca kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için İstanbul Sözleşmesinin eksiksiz ve etkin bir şekilde kabul edilip uygulanması gerekmektedir.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak, meslektaşımız Tülay Arslan Torun`un yanındayız, kendisine uygulanan şiddette sorumluluğu bulunan kişilerin gereken cezayı almaları için tüm hukuksal yöntemleri uygulayacağız. Toplumsal alanda artan şiddetin bir yansıması olarak değerlendirdiğimiz işyerinde yaşanan patron şiddetini kınıyor, işverenin hiçbir çalışanına şiddet ve baskı uygulama hakkı olmadığını savunuyor, şiddet uygulayanlara yönelik cezasızlık uygulamasının son bulmasını talep ediyoruz.”
TMMOB İKK KADIN KOMİSYONU: ŞİDDET UYGULAYAN İŞVEREN CEZALANDIRILMALI

TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu yaptığı açıklamayla “Meslektaşımızı hedef alan şiddeti kınıyor, olayın faili, işveren Mehmet Göksu’nun hak ettiği cezayı alması için sürecin takipçisi olacağımızı duyuruyoruz. Şiddet uygulayan işveren hukuk önünde cezalandırılmalı” dedi.

SEYİDOĞLU GIDA: HERHANGİ BİR ŞİDDET OLAYI YOKTUR
Seyidoğlu Gıda Sanayi A.Ş. yaşanan olaya ve haberlere ilişkin açıklama yayımladı. “Bazı sosyal medya hesaplarında ve haber sitelerinde şirketimiz ve Genel Müdürümüz Mehmet Göksu hakkında yapılan karalama ve haksız paylaşımlar bizi derinden üzmüştür” denilen açıklama şöyle devam etti: “Karalamaya dönük ve yalan ifadeler nedeniyle kamuoyunu bilgilendirme gereği doğmuştur. Öncelikle paylaşımlarda bahsedilen kadına şiddet olayı asla yaşanmamıştır. Yapılan bu paylaşımlar tek taraflı, kişi ve marka itibarını hedef almaktadır.
Kamuoyunu doğru bilgilendirme ve cevap hakkımıza istinaden yaşanan durumu özetlemek istiyoruz: 25.07.2022 tarihinde Seyidoğlu Gıda Hadımköy Fabrikasında Genel Müdürümüz Mehmet Göksu, şirket yöneticilerinin hazır bulunduğu idari toplantıda Üretim Müdürü Tülay Arslan Torun’a yeni bir üretim bandı kurulacağını ve temizlik konusunda çok titiz olunması ve kendisine bağlı personeli bilgilendirmesini rica etmiştir. Mesai bitimine yakın Genel Müdür Göksu, üretim katını denetlediği sırada temizlik konusunda istenenlerin tam olarak yerine getirilmediğini fark edip tüm ilgili personeli ve sorumlusu İdari Müdür Torun’u çağırmıştır. Temizlik ve hijyen konusunda neden talimatların uygulanmadığını sormuştur. Göksu, üretim alanında kendisi de temizlik çalışmalarına katılarak bizzat suyla temizlik yaparak personele öncülük etmiştir. Bu sırada Üretim Müdürü Torun fenalaşmış ve ilk müdahalesi kurum sağlık personeli tarafından yapılarak hemen ambulans çağırılmıştır. Torun kendisine zarar vermesin ve sakinleşsin diye diğer kadın personeller tarafından koluna girilerek tutulmuş ve yüzü suyla yıkanmıştır.
İddiaların aksine kendisine ne hortumla su tutulmuş ne de en küçük fiziki bir şiddet uygulanmıştır. Konuyla ilgili yapılan iftira sınırlarını zorlayan ithamlarla ilgili yargı nezdinde gerekli başvurular yapılmıştır. Tüm fabrika güvenlik kayıtları da incelenmek üzere yargıya teslim edilmiş olaya şahit olan kişiler de ifade vererek iddia edildiği şekilde bir olay yaşanmadığı konusunda emniyet güçlerini bilgilendirmiştir.
Gerçeği yansıtmayan bu üzücü paylaşımlara itibar edilmemesi ve iftira niteliğindeki paylaşım yapan hesaplarla ilgili hukuki haklarımızı kullanacağımızı bildirir, saygılarımızı sunarız.”

Fotoğraf: Birleşik Metal-İş Sendikası


İlgili haberler
İşyerinde Şiddet ve Taciz: Gelişmiş Gelişmemiş far...

Kadına şiddet öldürme olaylarıyla en üst boyutuna erişiyor, peki en düşük ücretli, en korunmasız işl...

İşyerinde şiddet, ayrımcılık ve İstanbul Sözleşmes...

İstanbul Sözleşmesi, işyerinde de şiddetin önlenmesi bakımından bir araç. İşyerinde kadına yönelik ş...

İş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 imzala...

ILO 190 kadın işçilere ne sağlıyor, işveren ve hükümetlere nasıl sorumluluklar yüklüyor? Sözleşmenin...