Sultangazi Ekmek ve Gül Grubu ile Genç Hayat Dergisi Grubu, 10 Aralık İnsan Hakları Günü kapsamında Gazi Cem Evi’nde “Suça Sürüklenen Çocuklar İçin Buluşuyoruz” başlıklı bir etkinlik düzenledi. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Kardelen Ateşçi ile Psikolog Serap Can etkinliğe konuşmacı olarak katıldı, etkinliğin moderatörlüğünü Lisan Alayoğlu üstlendi.
Gazi Mahallesi Muhtarı Ümit Doğan, öğretmenler, sağlık çalışanları ve çok sayıda yurttaş etkinliğe katıldı. Program Gönül Bağı Türk Halk Müziği Korosu’nun müzik dinletisiyle başladı.

Açılışta, etkinliğin 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne adanma gerekçesi olarak Sultangazi’de giderek ağırlaşan çocuk yoksulluğu, eğitimden kopuş, MESEM’li gençlerin güvencesiz çalıştırılması, çocuk işçiliği ve suça sürüklenme risklerinin artması gösterildi. Konuşmacılar, Gazi, Sultançiftliği, Esentepe ve Uğur Mumcu mahallelerinin özellikle son yıllarda sosyal destek mekanizmalarının zayıflamasıyla çocuklar için daha kırılgan bölgeler haline geldiğini vurguladı.
‘Suça sürüklenen çocuklar iki kez cezalandırılıyor’
Av. Kardelen Ateşçi, çocukların suçla ilişkilendirilmesinin çoğunlukla yapısal sorunların sonucu olduğunu belirterek eğitimde eşitsizlik, yoksulluk, ayrımcılık ve dışlanmanın çocukları sistem içinde daha erken görünür hale getirdiğini vurguladı. Ateşçi, İstanbul’daki bir okulda yaşanan ayrımcı bir uygulamanın kamuoyu baskısı sayesinde kaldırılmasını örnek vererek, “Her küçük müdahale bir tuğladır; vazgeçmezsek değişim olur” dedi.
Ateşçi, çocuk cezaevlerini “çocukları içeride daha ağır suç örüntüleriyle karşılaştıran bir mekanizma” olarak tanımladı ve birçok çocuğun hafif suçlarla girip daha büyük suçlarla ilişkilendiğini anlattı.
Çocuklar üç baskıyla karşı karşıya: yoksulluk, güvencesiz çalışma ve çete baskısı
Ateşçi, Sultangazi’deki çocukların karşı karşıya olduğu üç temel risk alanını dikkat çekici şekilde sıraladı: derinleşen yoksulluk, erken yaşta çalışmak zorunda kalmak ve çete yapılanmalarının baskısı. Son yıllarda ilçede bazı mahallelerde gençlerin sokakta maruz kaldığı baskının arttığını, küçük yaşlardaki çocukların özellikle 14–17 yaş grubunu hedefleyen küçük çete yapıları tarafından “aidiyet” ve “hızlı para kazanma” vaadiyle çekilmeye çalışıldığını söyledi.
Ateşçi’nin aktardığına göre, bu yapılanmalar çocukların kırılganlıklarını kullanıyor; okuldan kopmuş, ailesiyle bağı zayıflamış, çalışan ya da çalıştırılan çocukları “koruma”, “abi–kardeşlik” gibi kavramlarla örgütlü yapılara dahil etmeye çalışıyor. “Bir mahallede güvenli oyun alanı, sosyal dayanışma yoksa çete yapılması bu boşluğu dolduruyor. Bu da çocukları hem suçla hem şiddet kültürüyle erken yaşta karşılaştırıyor” dedi.
Psikolog Serap Can: ‘Çocuk yalnızlaşınca suça dayanıyor’
Psikolog Serap Can, suça sürüklenmenin psikolojik yönlerine değinirken özellikle çeteleşme ve sokak gruplarına katılımın ardında yatan duygusal ihtiyaçları açıkladı. Çocukların çoğu zaman “aidiyet”, “görülmek”, “güvende hissetmek” ve “kendini kanıtlama” arayışıyla bu yapılara yöneldiğini söyledi.
Can, Sultangazi’de görülen vakalarda çeteleşmenin genellikle şu koşullarda ortaya çıktığını belirtti: ev içi baskı, işsizlik, ailelerin uzun çalışma saatleri nedeniyle çocukların yalnız kalması, okulda ya da sokakta maruz kalınan zorbalık, güvenli sosyal alan eksikliği ve hızlı para kazanmanın cazibesi. Can, “Bazen çocuk için çetenin sunduğu koruma illüzyonu, dışarıdaki tehlikelerden daha ‘güvenli’ görünür. Sorunu çeteyi cazip kılan gerideki boşluklarda aramak gerekir” dedi.
MESEM’li gençler: Eğitim adı altında çocuk işçiliği
Etkinliğin önemli başlıklarından biri de MESEM’li gençlerin yaşadığı ağır sömürü koşullarıydı. Hem Ateşçi hem de Can, MESEM programının Sultangazi’de birçok çocuğu sabahın erken saatlerinden akşama kadar küçük atölyelerde, metal işlerinde, mobilya imalathanelerinde ve tekstil atölyelerinde çalışmak zorunda bıraktığını söyledi. MESEM’in çocukları güvencesiz ve denetimsiz iş yerlerine ittiği, kimi yerlerde hakaret, mobbing ve şiddetin “eğitim sürecinin parçası” gibi gösterildiği aktarıldı.
Bu koşulların çocukları hem psikolojik olarak zedelediği hem de çete baskısına açık hale getirdiği vurgulandı: “Çalıştırılan çocuk, çeteden gelen ‘kolay para’ teklifine daha açık olur. Çünkü zaten ağır sömürü altındadır ve kendini değersiz hisseder.”
Sultangazi’de aileler, öğretmenler ve yurttaşlar: ‘Sorun büyüyor, yalnız bırakılmayalım’
Etkinliğin soru–cevap bölümünde söz alan mahalle sakinleri, Sultangazi'de çocukların karşı karşıya bulunduğu sorunları kendi gözlemleriyle aktardı. Katılımcılar, ilçede uyuşturucuya erişimin kolaylaştığını, okul çevrelerinin denetimsiz kaldığını, bazı parkların çocuklar için tehlikeli hale geldiğini, çeteleşmenin özellikle ergen yaş gruplarında endişe verici biçimde arttığını söyledi. Öğretmenler ise son yıllarda devamsızlık oranlarının yükseldiğini, birçok öğrencinin çalışmak zorunda kaldığını ve bu nedenle okulda tutunamadığını vurguladı.
‘Dayanışmayı büyüteceğiz’
Toplantı, Sultangazi Ekmek ve Gül Grubu ile Genç Hayat Dergisi Grubu’nun çocuklar için mahalle dayanışmasını büyütme ve benzer etkinlikleri sürdürme çağrısıyla sona erdi. Etkinlik bileşenleri, ilçede çocukların maruz kaldığı risklere karşı kalıcı bir toplumsal dayanışma ağı kurma niyetini açıkladı.
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Gençler anlatıyor: Suçu yaratan asıl güç ne?
Mecliste suça sürüklenen çocuklara ilişkin kurulan araştırma komisyonu bugün çalışmalarına başlayacak. Esenyalı'daki gençler ise çocukların suça sürüklenmesindeki nedenleri konuşuyor...
‘Suça sürüklenen çocuklar’ tartışmalarında neredeyiz?
‘Devletin, çocuk refahı ve korunmasına yönelik hizmetleri doğru ve eksiksiz olarak yerine getirmesi, çocuğun suç tekrarı riskini ciddi olarak azaltacak ve engelleyecektir.’
Suça sürüklenen çocuklar 11. Yargı Paketi'nin neresinde? | Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan ile konuştuk
Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan ile 11. Yargı Paketi'nde yer alan, suça sürüklenen çocuklara yönelik cezaların artırılmasına ilişkin düzenlemelere ilişkin konuştuk...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN

























