Yüz yüze eğitimin ilk karnesi: MEB, kendi koyduğu kurallara dahi uymadı
MEB’in tüm sorumsuzluğunun yarattığı sorunları okullarda öğretmenler göğüsledi. Eğitim emekçilerinin yoğun mesaisi ile kayıplar telafi edilmeye çalışıldı.

Eğitim-öğretimde bir buçuk yıl aradan sonra (3 dönem) yine salgın koşullarında tam olarak yüz yüze eğitime başlandı. Yüz yüze eğitimde de bir eğitim-öğretim dönemi tamamlandı. Kapanan sınıflar, keyfiyete kalmış PCR testleri ile tesadüflere dayalı olarak sürdü eğitim öğretim. MEB maske, mesafe gibi hijyen kuralları, aşı olmayan öğretmenlere PCR testi zorunluluğu da dahil olmak üzere, kendi koyduğu kurallara uymadan ve de öğrencilerin aşılanmasını da keyfiyete bırakarak, hiçbir rehberlik çalışması yapmadan tamamladı.

PANDEMİDE DİKKATE ALINMAYAN TALEPLER

Kapanmalardan sonraki eğitim öğretimi değerlendirmeden önce, kapanma döneminde olup biteni değerlendirmek gerekiyor. 2020 yılının mart ayında ilk vakanın görülmesi ile beraber fabrikalar, iş yerleri çalışırken ilk gözden çıkarılan ve kapatılan okullar oldu. Arada kısmi açılmaları saymazsak eğitim öğretim tamamen uzaktan sürdürüldü. Bu dönemde eğitimde var olan eşitsizlik daha da arttı. Evinde interneti, bilgisayarı hatta televizyonu olmayan öğrenciler eğitim öğretimin dışında kaldı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un büyük kampanyaları, allu pullu sözleriyle yüz yüze eğitimin yerine uzaktan eğitim, imkanı olanlar için, devam etti. Sınıfların seyreltilmesi, yeni binaların hizmete sokulması, ikili-üçlü eğitim, yeni öğretmen alımı gibi daha birçok öneri ise dikkate alınmadı.

UZAKTAN EĞİTİMİN BIRAKTIĞI SORUNLAR

Okullar tekrar yüz yüze eğitime başladığında uzaktan eğitiminin tamamen bir balon olduğu birçok öğretmen tarafından ifade edildi. Özellikle öğrenci davranışları, yeterlilikleri açısından birçok sorun gözlemlendi. Öğrenciler toplumsal açıdan gerilemişlerdi. Geçen bir buçuk yıl evde ekran karşısında geçmesinin getirdiği birbirine yabancılaşmayı yoğun olarak yaşıyorlardı. Ders çalışma, ders dinleme, derse hazır gelme, akranları ve öğretmenleri ile ilişkiler, dikkat süresi, yazma ve okuma alışkanlıkları, hepsinde gözle görülür bir gerileme vardı. Gerilemenin boyutu, okul türüne ve ailelerin sosyoekonomik özelliklerine göre değişim gösteriyordu.

MEB’İN TÜM SORUMSUZLUĞUNU ÖĞRETMENLER GÖĞÜSLEDİ
MEB’in tüm sorumsuzluğunun yarattığı sorunları okullarda öğretmenler göğüsledi. Eğitim emekçilerinin yoğun mesaisi ile kayıplar telafi edilmeye çalışıldı. Salgının devam etmesine rağmen okullarda yine bir önlemin alınmadığı hatta birçok önlemin daha da azaltıldığı görüldü. Temizlik personeli sayısı azaltıldı, kalabalık sınıflarda bir seyreltme olmadı, ders saatlerinin 30 dakikaya indirilmesi talebine dair birçok okulda düzenleme yapılmadı, yapılan okulların çoğu açılmadı vs…
KAMUSAL EĞİTİM TALEBİ İÇİN MÜCADELEYE

Eğitim ve öğretimde sorunlar her gün çığ gibi büyürken sorunların çözümü için öğrencilerin, velilerin ve eğitim emekçilerin birlikte mücadelesinin zorunluluğu daha da arttı. Diğer yandan Öğretmenlik Meslek Kanunu, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşulları vs. hayat eğitim emekçilerine tüm sendikal bölünmüşlüklere, dağınıklığa, örgütsüzlüğe rağmen birleşerek mücadele etmeyi dayatmaktadır. Eğitime yeterli bütçe talebinin basit bir talep olmadığını cemaat yurtlarında hayatını kaybeden, tacize uğrayan çocuklarımızdan da gördük. Kamusal eğitim talebinin etrafında birleşmek ve mücadele etmek sadece eğitim emekçilerinin değil, işçisinden, emeklisine, gencinden kadınına bir zorunluluktur.


İlgili haberler
Yüz yüze eğitimle birlikte öğrencilerin psikolojik...

Birçok öğrenci için evden ayrılmak, sabahları erken kalkmak ve bütün gününü eğitim alarak geçirmek b...

Online eğitim verimsiz geçiyor, yüz yüze eğitim en...

Kocaeli’nin Derince ilçesi Yenikent Mahallesi’nde yaşayan velilere hem uzaktan eğitimi hem de okulla...

1 buçuk yılın ardından ders zili sorunlarla çaldı

Uzaktan eğitimde çok zorlandıklarını anlatan veliler yüz yüze eğitimin başlamasından memnun olsalar...