Zorunlu eğitimin 5 yaşa çekilmesi neden önemli?
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer geçtiğimiz günlerde 5 yaşındaki çocukların zorunlu eğitim kapsamına alınacağını açıkladı. Uzm. Psikolog Tuba Talu 5 yaş çocukları için zorunlu eğitimi değerlendirdi.

“Beş yaş için zorunlu eğitim ne demek?”, “Okula başlama yaşı nedir?”

5 yaşın zorunlu eğitim kapsamına gireceği haberleriyle birlikte konuya dair farklı görüşlerdeki uzmanların ve kafası karışık velilerin gündeminde bu iki soru var. Öncelikle altını çizmekte fayda var, “Beş yaş zorunlu eğitim” ilkokul değil, okul öncesi için geçerli bir tanım. Bu zorunluluk bir gereklilik mi? diye soracak olursak benim cevabım “Evet, olmalı” olacaktır. Erken çocukluk olarak adlandırdığımız 0-6 yaş aralığında beyin, insan ömründeki en hızlı gelişimini yaşar. Bu gelişim gerek motor, gerekse sosyal ve bilişsel olarak çok yönlüdür. Okul öncesi eğitim almış/almamış çocukları karşılaştıran birçok araştırma gerek akademik gerekse sosyal alanda ilkokuldan önce kreşe/anaokuluna giden çocukların, gitmeyenlere göre daha başarılı olduğunu göstermektedir. Ebeveyni olmadan kendini bir “birey” olarak tanıyan, tanımlayan ve aidiyet kurduğu grupta fikrini ifade edebilen çocuk, diğerlerini dinlemeyi, beklemeyi, kuralları toplumsal ve ahlaki değerleri hem öğrenecek, ailede öğrendiklerini de sosyal bir varlık olarak burada tecrübe edecektir. Okulda yapılan birçok faaliyet ve etkinlikle motor gelişimi desteklenmiş çocuk ilkokulda ne kalem tutmaya ne de topluluk kurallarına yabancılık çekerek “avantajlı” olacaktır.

Çoğu zaman göz ardı edilen bir diğer önemli konu ise bazı durumlarda ailelerin fark edemediği, öğretmenlerin, okul ve sınıf ortamındaki gözlemleri sonucu ortaya çıkan “özel gereksinimler”dir. Böyle bir durumda ise duruma uygun yönlendirme ile zaman kaybının önüne geçilmiş olunacaktır.

Özetle; doğumdan ölüme devam eden öğrenme yolculuğumuzdaki ilk duraklarımızdan biri olan okul öncesi dönem kazanımlarından kabaca bahsettik. Ancak buraya kadar sözünü ettiğimiz beceriler, aç bir karınla, tıklım tıkış sınıflarda, durumdan bezgin öğretmenler ve öğrencilerle değil, okula başlama yaşına dair referans gösterilen ülkelerdeki koşullarda, çocukların okullarda günlük gereksinimleri olan gıdaları yiyebildiği, okula ulaşmak için kilometrelerce yol yürümek zorunda olmadıkları, her birinin birebir ilgiye ihtiyaç duyarken otuz kişi, kısıtlı imkanlarla adeta çileye dönüşen “sözde eğitim” ile mümkün değildir. Devlet okullarında koşullar böyle iken, özele para dayanmazken saydığımız avantajlar bu ülkedeki birçok çocuğa uğramadı. Yabancı okullarda çok dilli eğitim alan çocuğun akranı, bir başka okulda öğretmenine sesini duyuramıyorken, makas bu kadar açılmışken, tam olarak neydi soru? Sadece soruyorum.

OKUL YEMEĞİ VEREN DÜNYA ÜLKELERİ
Türkiye ile aynı gelişmişlik düzeyinde sayılan Brezilya’da okul öncesinden başlayarak, orta öğretime kadar hak temelli yaklaşımla 42 milyon öğrencinin faydalandığı bir program uygulanıyor. Şili’de de 60 yıldan fazla bir süredir devam eden okul yemeği uygulaması var. Hindistan’da 79,7 milyonu ilkokul, 33,9 milyonu ortaokul öğrencisi olmak üzere toplam 113,6 milyon çocuğa yemek veriliyor. Bunlar ekonomik göstergeler açısından Türkiye ile aynı kategoride ülkeler. Finlandiya, İsveç gibi ekonomik ve gelişmişlik göstergeleri daha üst düzeyde olan ülkelerde de okul yemeği uygulamasını görüyoruz, buralarda devlet okullarında çocuklara verilen yiyeceklerin tamamı kamu bütçesinden karşılanıyor. ABD ve İrlanda’da devlet sıcak yemek programlarını karşılıyor. İngiltere, İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda, İtalya, Fransa, İspanya, Hong Kong ve Japonya’da ise kısmen kamu tarafından sağlanıyor. Sevda Karaca’nın Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünden Doç. Dr. Davuthan Günaydın ile yaptığı röportajın tamamını okumak için TIKLAYIN 


İlgili haberler
Devlet okul öncesi eğitimi değil, dini garantiye a...

Okul öncesi eğitimdeki çocuklara zorunlu din dersi kararını değerlendiren Dr. Tomris Cesuroğlu, dind...

Kreş fiyatları uçuyor, çocukları kreşe göndermek h...

Okul öncesi eğitim bir hak olarak var, ancak erişilebilir bir hizmet değil. Kamuya ait tam gün kreş...

Diyanet’in 4-6 yaş Kuran Kursları 'okul öncesi bir...

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen 11 Ağustos’ta katıldığı bir televizyon programında 4...