Gıdım gıdım gasp: Dul ve yetim maaşları
Birçok kadının tek güvencesi olan dul ve yetim aylığı ile ilgili neler biliyoruz? Örneğin bu maaş devlet tarafından zamanla nasıl tırpalandı bir bakalım mı?

Zaman zaman çeşitli aralıklarla gündeme gelen dul ve yetim aylığı bu ara yine birilerinin ağzında gevelenir oldu. Öyle ki geçenlerde Yeni Şafak gazetesi yazarı Ergün Yıldırım kendi Twitter hesabından ‘Ölen emeklinin maaşı da ölmeli. Kızına vs geçmesi yanlış. Kızı vs gerçekten ihtiyaçlı ise devlet fakir fukara fonu ile destek çıkmalı’ dedi. Bu tweet çok tepki alınca, Yıldırım tweetini sildi.



Bu fikir, adım adım zorlaştırılan dul ve yetim maaşı almanın sonunda nereye varacağının adeta bir göstergesi oldu.
Tabii bu göz dikme böyle başlamadı. Daha öncesinde var olan haklarımıza devlet zaten göz dikmiş, bu yolla haklarımızı gıdım gıdım gasbetmişti.
Peki bu kadar göz diktikleri dul ve yetim maaşı neydi, ne kadardı, birçok kadının tek güvencesi olan bu hak zamanla nasıl tırpanmıştı? Bir bakalım...

2008’DEN ÖNCE VE 2008’DEN SONRA...
Dul ve yetim maaşına bazı durumlarda ölüm aylığı ismi veriliyor. 2008 yılı öncesinde ölüm aylığına bağlanmak için, 5 yıllık sigortalılık süresi ve her türlü borçlanma dahil 900 gün prim ödeme şartı vardı. Ancak “Sosyal Güvenlik Reformu” tasarısının 17 Nisan 2008 tarihinde yasalaşmasından sonra ölüm aylığına bağlanmak için, 5 yıllık sigortalılık süresi her türlü borçlanma dahil 1800 gün prime çıkarıldı. Yani bu değişiklikle birlikte prim ödeme süresi iki buçuk yıl arttı. Böylelikle prim sayısına takılan birçok yetim ve dul, aylık almaktan mahrum kaldı.

DUL MAAŞI DÜŞÜRÜLDÜ
Yetim maaşından genelde kadınlar olmakla beraber erkekler de yararlanabiliyor. Yetim erkek çocuğu eğer öğrenciyse 25 yaşına kadar bu haktan yararlanırken, çalışamayacak denli engelliliği varsa ömrünün sonuna kadar anne babasından yetim aylığı alabiliyor.
Kız çocukları için de ilk koşul olarak bekâr veya dul olmaları sayılıyor. İkinci bir koşul ise diğer sosyal güvenlik kurumlarından gelir almamaları.
Dul aylığından ise kadın-erkek her dul kalan kişi yararlanabiliyor ancak 5510 sayılı yasa ile dul maaşı düşürüldü. 2008 yılından önce dul eşin çalışması halinde maaşın yüzde 75’ini alma hakkı vardı; ancak bu rakam yüzde 50 oranına düşürüldü. Örneğin; 1000 lira dul maaşı alan bir kişi 2008’den itibaren aylığa bağlanmışsa 750 lira maaş alacak demektir. Aradaki 250 lira vatandaşın cebinden eksildi.



“ÇİFT MAAŞ ÇOK, TEKİ YETER!”
Diğer bir değişiklik ise halk arasında söylenegelen ‘çift maaşın tek maaşa düşürülmesidir.
Bu, şu anlama geliyor: Daha önce hem ölen eşinden hem de ölen anne ya da babasından maaş alabilen kadın, şimdi yalnızca birinden maaş alabilir. Eşinden dolayı dul maaşı alan kadın ölen anne babasından maaş alamıyor. Kanun diyor ki; senin gelirin var, kocandan maaş alıyorsun, eh anne babanın maaşı da bize kalsın. Bunun bir istisnasını Emekli Sandığı oluşturuyor. Diyor ki emekli sandığı; dul kadın memur değilse ben ona yetim maaşı veririm, memur ise yetim maaşı vermem.
Bunu da kanunda geçen “Diğer sosyal güvenlik kurumlarından gelir elde etmemesi” ibaresi ile yasalaştırıyor ve kadınları tek bir kurumdan maaşa almaya zorunlu bırakıyor.

GASPÇILIK DEĞİL DE NE?
Yetim maaşı yalnızca babadan alınmaz. Daha önce çalışma hayatı olan anneden de vefatı halinde yetim maaşı alınabilir.
Yine anne babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısını vermek gibi komik bir hesaplama içine girilmiştir. Daha önce böyle bir uygulama söz konusu değildi. Aylıklar tam alınırdı. Hem malullük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı verilmiştir. Ne kırparsa kâr hesabı ile malullük sigorta primi ödendiği halde bu primin karşılığı gasp edilmiştir.
Bugün emekli maaşları çoğunluk 1000-1500 lira civarında seyretmektedir. Yetim maaşı da genellikle yüzde 25 oranındadır. Yani devlet yaklaşık 250-375 lira gibi bir rakama göz dikmiştir.

2008 yılı sonrasında yapılan bir değişikliğe göre yetim, SSK’dan emekli aylığı alırken, Emekli Sandığı’ndan aylık alan anne veya babası öldüğünde onlardan hiçbir maaş alamayacak. Oysa 2008 tarihinden önce Emekli Sandığı’ndan yetim maaşı alınabiliyordu.
2008 sonrası yapılan değişikliğe göre emekli memur kadın, isterse kendi maaşını değil yetim maaşını alabilir. Buna genellikle, babadan ya da anneden gelecek yetim aylığının kadının kendi aylığından daha yüksek olması durumunda başvurulur. Yani yine birinden birini seçmek zorundasın, yüksek olanı hak etmen için emekli ve memur olman şart.

BİTMEDİ KIRPTIKLARI HAKLAR! 
Aylık hesaplamalarında 2008’den sonra refah katılım payı da kaldırıldı ve aylıklar daha düşük hesaplanır hale geldi.
Şimdi tabloya şöyle bir bakalım; sigorta primi ödemelerinde dünya birinciliğini elimizde tutuyor olmamız, emeklilik yaşının 65’lere çıkartılması ve emekliliğin imkansızlaştırılması, dul maaşında yüzde 25 azaltmaya gidilmesi, düşürülen aylıklar... Görüyorsunuz bitmedi hayatımızdan kırptıkları haklar...
Ancak durum şu ki bunun üstesinden ancak ortak karar ve birlikte mücadele ile gelebiliriz. 
DUL VE YETİMLERE 5 YILLIK MAAŞ MI?
Medyada son zamanlarda yeni bir müjde gibi ‘dul ve yetimlere 5 yıllık maaş’ haberlerine rastlıyoruz. Oysa haberin özü bu hakkı almak için zaman sınırlamasının olmadığını hatırlatmak. Maaş talep edildikten sonra hakkın doğduğu tarihten geriye doğru 5 yıllık maaş alınabiliyor. Eğer medeni haliniz değişmediyse, dul maaşı hakkını yeni öğrendiyseniz geriye dönük bu 5 yıllık birikmiş maaşı toplu alabiliyorsunuz.. Yani yeni bir müjde yok, eksiltilen hakların her gün ceremesini çeken yığınlar var.

İlgili haberler
Doğum Borçlanması ile nasıl emekli oluruz?

Emeklilik hakkının ne kadar hayati olduğunu 61 yaşındaki Hava, üç kuruş para için inşaatta tuğla taş...

Ev kadınlığı: Ne maaş, ne sigorta... Akşama kadar...

Hem doktor, hem aşçı, hem kuaför, hem bekçi, hem mühendis, hem itfaiyeci, hem pastacı, hem dondurmac...

Çalışmayan kadına emeklilik: Bunlar kimi kandırıyo...

Önümüze ısıtıp ısıtıp koyuyorlar ‘ev kadınlarına emeklilik fırsatı’ diye haberleri. Ne müjde, ne fır...