Birimizin değil, hepimizin hikayesi: ‘Hayata 10-0 yenik başlamışım’
‘Meral’in bu çektikleri biter mi? Sanmam çünkü bu düzende Meral sadece yaşadıklarını anlatabilmiş biri.’

“Ben Meral Kızılağaç… yaz beni, ben yaşadım bunların hepsini” diyor 45 yaşındaki Meral.

Biz onu Buca Belediyesi işçileri ücretlerini alamadıkları için yaptıkları iş bırakma eylemi sırasında tanıdık. Çocuğunun kreş parasını ödeyemediği için telefonuna kreşten gelen bir mesajın haberini Evrensel Gazetesi yapmıştı. Habere konu olan mesajda kreşe olan borcundan dolayı çocuğun kaydının silineceği artık kuruma alınamayacağı yazıyordu. Evet, Meral belediyede çalışıyordu ama çocuğunun kreş parasını ödeyemiyordu. Bunun hakkında biraz konuşmak istemiştim aslında. Ama konu buraya gelmeden önce de bir hayli zorluymuş hayatı. “Hani hayata 1-0 yenik başlamak derler ya ben 10-0 yenik başlamışım” diyor.

‘Ben sadece iş istedim’

Meral 15 yaşındayken 35 yaşındaki bir adamla evlendirilmiş. Evliliğinde şiddetin her türlüsünü yaşamış. “İkinci kattan aşağı atıldım, hamileyken karnım tekmelendi. Çocuksun bir şekilde katlanıyorsun” diye anlatıyor yaşadığı şiddeti. Bu evliliğinden iki çocuğu olmuş. Şiddet Meral’den çıkıp çocuklara da dönünce gözü kararmış ve bitirmiş evliliği. Ayrıldıktan sonra bir sebepten dört yıl cezaevinde kalmış. Cezaevinden çıkınca da yeniden başlamak için çocuklarını yanına almış, memleketi Urfa Ceylanpınar’a gitmiş. Ama Suriye’de savaş başlayınca Meral’in ailesi her gün evlerinin üzerinden geçen mermilerden tedirgin olmuş, İzmir’e gelmişler. İzmir’e taşındıktan sonra şimdiki eşi ile tanışmış. Tam her şeyin güzel olacağına inanacağı sırada eşi, ücretini vermeyen patronuyla kavga etmiş, daha önceden de dosyası olduğundan hepsi birleştirilince cezaevine girmiş. “Hayat bana bir gol daha attı. Eşim cezaevine girdiğinde ben üç aylık hamileydim” diyor. O sıralar işsiz olan Meral her işi yapmış. “Pazarda limon sattım, inşaatlarda boya yaptım, çocuğum karnımda hurdacılık yaptım ben… bir kadına yakıştıramadıkları bu işlerin hepsini yaptım. Bana dilenci gibi para vermeye çalışıyorlardı. Oysa ben sadece iş istedim” diye anlatıyor belediyede işe başlamasına giden süreci.


‘Hayatım boyunca bana alınan tek şeyi sattım’

Bir şekilde belediyede işe başladıktan sonra rahat edebileceği düşüncesiyle yeniden hayatını kurmaya çalışmış. Meral işe giderken çocuğu da onunla birlikte… “Önceleri belediyenin kreşinde çalışıyordum. Oranın temizlik işlerine bakıyordum. O yüzden oğlumun benimle gelmesi sorun olmuyordu. Ama sonra yöneticimle sorun yaşadım ve beni belediyenin açık alan tesisi olan yere gönderdiler” diyor. Meral açık alana gidince çocuğu da onunla birlikte gitmiş. “Küçük bir kulübem vardı, oğlumla orada bekliyorduk. Tuvaletlerin temizlenme zamanı gelince çocuğu bebek arabasına koyup benimle birlikte gezdiriyordum” diye anlatıyor çocuğunu kreşe vermeden önceki süreci. Bitmiyor, Meral’in yaşadıkları gerçekten bitmiyor. Çocuk artık kreşte, Meral’in yeri yine değişmiş, çöpe vermişler ama hiç sorun değil onun için. Kamyon arkasında çöpe de çıkıyor, balyoz alıp moloz da kırıyor. Şimdilerde sokakta süpürgede. Düzenli işi olduğu için hiç ses çıkartmıyor.

Bu sırada da ülkenin ekonomisi yerinde durmuyor işte. Evini borçla dizmiş. 2+1 sobalı eve 15 bin kira ödüyor. Derken bir de belediye çıkıp bizim paramız kalmadı, size maaşlarınızı ödeyemeyeceğiz diyor. “Haydaaa” diyor insan başka şeyler söylememek için. Belediye başkanı işçilerden biraz “anlayış” beklerken borçlar o kadar anlayışlı olmuyor maalesef. Evine borçla aldığı beyaz eşyaların taksitine faiz işliyor mesela. Ev sahibi ödenmeyen kira yüzünden sorun çıkartıyor. Yaşadığı yoksulluğu “Çocuğun kreşte meyve günüymüş. Alamadım, bir meyve ya. Oğlum bana döndü ‘Anne biz çok mu fakiriz’ dedi” diye anlatıyor. Aylarca düzenli ücret alamayan işçiler “Yeter artık” deyip iş bıraktığında Meral de dahil oluyor. Belediyenin önünde eylemdeyken ev sahibi kira meselesini tartışmak üzere yanına geliyor. Bu belayı başından savan Meral’e, hepimizin bildiği o kreş mesajı da gelince insanın çığlık atası geliyor. Ama Meral’in o çığlığını belediye yönetimi tabii ki de duymuyor. “Ben bu olmasın, çocuğum kreşten atılmasın diye resmen yöneticime yalvardım. Maaşımı tam veremiyorlarsa bile en azından birazını versinler diye ama onlar beni dinlemedi bile. Alyansımı sattım ya, hayatım boyunca bana alınan tek şeydi ve ben onu sattım” diye ekliyor.

Neyse ki yapılan eylemler sonuç veriyor. Belediye bir miktar ücret yatırıyor. Araya giren kişiler sayesinde de kreş idare edeceğini söylüyor. Tabii şimdi ücret alıyor ama taksitli… 30 bin olan borcu 80 bin olmuş, bir de yetmemiş haciz ihtarı gelmiş. Meral’in bu çektikleri biter mi? Sanmam çünkü bu düzende Meral sadece yaşadıklarını anlatabilmiş biri. 2026 bütçesinde bir kadın için ayrılan miktar günlük 51 kuruş. Yani biz kadınların yaşamak için mücadele etmekten başka hiçbir şansı yok.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Bakırköy Belediye işçileri Kadıköy Belediye işçilerinin yanında!

Bakırköy Belediyesinden işçi kadınlar, grevi sendika genel merkezinin tepeden müdahalesiyle son bulan Kadıköy Belediyesinden işçi arkadaşlarına dayanışma mesajlarını iletiyorlar.

İzmir’de belediye işçilerinin grevi: Filler tepişirken çimenler ezilmesin

'Çalışan ve üretenin hakkını savunalım. Ranta değil, emeğe destek verelim.'

Çiğli Belediyesi personellerine ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ konusunda eğitim verdi

Çiğli Belediyesinde şantiye tesisleri personelleri ve idari bina personeller ile ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ konulu eğitim çalışması düzenlendi.


Editörden