Depremzede Mediha’nın 8 Mart talebi: Huzurla başımıza çatılar yıkılmadan yaşamak istiyoruz
‘Bizi ihmal öldürdü. Hem önlemediler hem kurtarmadılar. Şimdi bir yılda evleri yapacağım diyorlar ama hâlâ su yok. Sürer mi böyle, sürmez. Bir sonu olacak elbet.... Onların da sonu gelecek.’

Mediha, Hatay Defne’den İzmir Bornova’ya yerleşen depremzedelerden. Bornova Kadın Dayanışma Derneğinin Kız Kardeşlik Köprüsü’yle hayatı yeniden kuruyoruz çağrısıyla yaptığı 8 Mart etkinliğinde tanıştık. Kadınlar etkinlik çalışmalarını yürütürken denk gelip davet etmişler Medihayı. O da almış kızını, gelinini gelmiş 8 Mart etkinliğine...

Etkinlik başlamadan sohbet ediyoruz Mediha ile…

Depremden 4 gün sonra gelebilmişler İzmir’e.

“İki katlı evimiz vardı, altta biz, üstte çocuklar torunlar yaşıyordu. Yıkıldı. Kuzenlerimizi hep kaybettik. Dört gün orada kaldık, hiçbir şey ulaşmadı bize. Komşularımızdan arabası olanlar gitti. Biz çocuklarla kaldık. Kızım burada Bornova’da yaşıyor dört gün sonra bir şekilde bize ulaştı. Bir araba buldu, bizi aldı geldi. Otogardan ana yola 7 saatte çıkabildik. Bir kilometre yol” diyor.

“Bizi ihmal öldürdü. Hem önlemediler hem kurtarmadılar. Şimdi bir yılda evleri yapacağım diyorlar ama hâlâ su yok. Bunca zaman geçmiş. Sular kirli su içmeyin diyorlar iyi de su yok... Nereden bulacak bu insanlar. Sürer mi böyle sürmez. Bir sonu olacak elbet. Her şeyin sonu var. Onların da sonu gelecek” diye tepki gösteriyor.

4. GÜNDE 9 KİŞİYE 1 BUÇUK LİTRE SU

Yaşadıklarını soruyorum Mediha’ya, “Dört gün orada kaldık, bize bir buçuk litre su geldi onu da oğlum gitti getirdi, bir yerden kavga dövüş. 9 kişiye toplam bir buçuk litre su. İlk önce çocuklara içirdik. Sonra biz içtik.

Su yok, tuvalet yok, yemek yok. Yağmurun altında kaldık. İki torun kucağımda, üstümde bir parça örtü ama su akıyor şapır şapır üstünü örtsen ne fayda. Fırtınada, korkuda kaldık. Anlatılmaz. Allah kimseye göstermesin.

Üç gün yemeksiz, susuz kaldık çocuklar ağlamaya başladılar. Geçti dedeleri yıkık binaya üç patates iki yumurta getirdi.

Dışarıda ateş yaktık. Suyu içinde kaynattık. Dedik sakın o suyu dökmeyin suyla bulaşıkları yıkarız. Düşün öyle...

DAYANIŞMAYLA AYAKTA KALIYORLAR

İzmir Bornova’ya getiriyor kızı ve damadı bir şekilde onları, bir ev bulunuyor dayanışmayla... Mediha teyze, “Burada bizi bir eve yerleştirdiler, bir yaşlı kadın vefat etmiş onun yaşadığı evi açtılar bize sağ olsunlar. Kaymakamlığa kaydımızı yaptırdık sonra. Bize gıda verdiler... Bir kilo makarna, bulgur bir kilo şeker ne biliyim böyle şeyler... Ramazan paketi gibi bir şey”.

Ne kadar gitti diyorum “Ne biliyim 8 kişiyiz evde” diyor başka bir şey demiyor. Sorunca da kaymakamlıktan ya da devletin ilgili kurumlarından bir daha arayıp soran olmadığını söylüyor.

Yaklaşık bir aydır, kızı ve mahalle halkının desteğiyle ayakta kalıyorlar.

BÖYLE YAŞAYAMAYIZ Kİ!

Anlatmaya devam ediyor Mediha, “Ana okuluna giden torun vardı. Gittik okula yazdırdık yok dedi gitmeyeceğim dedi. Aldık gittik hepimiz onunla birlikte okula. Dedesi, ben, halası hepimiz gittik, bak dedik biz de geldik. Önce bir baktı sonra dedi ben okulumu öğretmenimi istiyorum dedi. Gitmiyor okula.

Tek talebimiz evimizi yapsınlar, çocuklarımı alıp gideyim. Çocuklar hep ağlıyor evimizi istiyoruz diyor. Biz gitmek istiyoruz diyor.

Burada nasıl yaşarız. Sağ olsunlar, iki ay üç ay yardım ettiler bize, sonra ne olacak? Böyle yaşayamayız ki.”

‘BARİ ÇOCUKLARA İYİ BİR ÜLKE BIRAKALIM’
8 Mart’ta kadınlar hangi taleplerle sokakta olmalı diye soruyorum. Kadınlara bir çağrın var mı?
“Kadınlara çağrım haklarımızı arasınlar, hep beraber arayalım. Çünkü arkamızda çocuklar var bari onlara iyi bir ülke bırakalım.
Biz kadınlar haklarımızı istiyoruz. Bizim hakkımızı yemesinler, biz de insanız, erkekler bizden fazla çalışmıyorlar ya şayet dışarıda çalışmıyorsak, evde çalışıyoruz çocuklar var, işleri var. Bunlar çalışmak değil mi? Erkekler ne yapıyor onlar birkaç saat çalışıp geliyor biz hiç durmuyoruz. Bizimki çalışmak değil mi?
Hele biz köyde yaşayan kadınlar tarlalarda da çalışıyoruz. Tarlalarımız var, zeytin, incir gidiyoruz tarlada çalışıyoruz.
Çamaşır bulaşık... makine yok ha elimizle... Ekmek yapıyorum oturuyorum, ekmek yaptığımda 100 115 tane yapıyorum. Aileyiz biz büyük bir aile, ancak yetiyor.
Benim de hakkım var. Ben de yurttaşım. İnsan gibi, huzurla başımıza çatılar yıkılmadan yaşamak istiyoruz biz. Benim 8 Mart talebim budur. Tek diyeceğim de kadınlar ayaklansın.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Bol sohbetli, güzel sofralara hasret ama dayanışma...

Çadırkentte kendine yeni bir yaşam kurma mücadelesi veriyor Serap. Küslüklerin bittiği, dayanışmanın...

İşçi kadınlar depremzede kadınların yaralarını sar...

‘İlk gün sendikamızdan bekledik, ama ilk çağrı gelmeyince bir gün önce aldığım maaşımdan kalan 300 T...

Depremzede kadınları kim güvende hissettirecek?

Kadınlarınsa depremlerde en çok zorlananlar olduğuna gerek Van depremini yaşayarak gerekse şubat ayı...