Ekmeğin zor girdiği evden devlet sabun parası istiyor!
İşsizlik, çocuk bakımı, yoksulluk içinde eğitimden yararlanma çabası… Adana’da Fatma ve Esra’nın yaşamı memleket tablosu gibi…

Adana’da yaşayan Esra’nın da, Fatma’nın da eşi pandemi sürecinde işsiz kaldı.  Yaşadıkları yoksulluk içinde çocuklarının eğitimi büyük dert haline geldi. Uzaktan eğitim sürecinde internet ve tablet dahi sağlamakta güçlük çeken Fatma ve Esra, yaşadıkları maddi zorlukları aşmak için çalışmak isteseler de çocukları bırakacak yer bulamıyorlar. Pandemi başında verilen kredilerin taksitlerini nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünen kadınların yaşadığı yoksulluk yetmezmiş gibi bir de yüz yüze eğitimin başlamasıyla haftanın belli günleri okula giden çocuklar için okul sabun, maske, kolonya ve para istiyor!

7 AYDIR İŞSİZ OLAN BABA, EVDEKİNİ YETİRMEYE ÇALIŞAN ANNE…

Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa Mahallesi’nde yaşayan Fatma Şaşamazer’in eşi 7 aydır işsiz. Daha önce Irak’ta çalışan ancak pandeminin başlaması ile Türkiye’ye dönen eşi, günübirlik iş bulursa çalışabiliyor. Maddi zorluklar Fatma’nın yıllardır taşımak zorunda olduğu yükleri daha da ağırlaştırıyor. Çocuklar okula gitmediği için evin masraflarının arttığını anlatan Fatma, “Günlerim çok yoğun geçiyor. Sabah 6’da kalkıyorum akşama kadar oturmuyorum. Ev işleri, yemek, çocuğu okula götür, okuldan geldikten sonra ödevleriyle ilgilen... Zamanım her gün böyle geçiyor. Hafta içi kızımın canlı dersi oluyor. Onu kaldırıyorum. Küçük kızı haftada iki kere okula götürüp getiriyorum. Onun canlı dersinde de yanında olmalıyım. Akşam olduğunda takatim kalmıyor. Bazen dersleri anlamıyorum. Pandemiden dolayı çocukların evde olması her açıdan sıkıntı. Beslenmeden psikolojilerine kadar…”

‘100 LİRA ÇOCUK PARASI NEYE YETER?’

Kalbi delik olan 9 yaşındaki küçük kızının okula devam edebilmesi için yoğun çaba harcadıklarını söyleyen Fatma, “21 günde bir iğne yaptırmamız gerekiyor. Hastaneye gitmek bile masraf. Yeşil kartım olmasına rağmen kızımın ilacına 50 lira veriyorum. 4 çocuğum var. 3’ü okuyor. 2 ayda bir çocuk yardımı veriyorlar. Verdikleri 100 lira, bu para neye yeter?”

‘BİR TELEFONUM VAR HANGİSİNE VEREYİM?’

İnternet faturasının 110 lirayı bulduğunu ifade eden Fatma, “8 GB internet dediler. Biz hiç yararlanamadık. Evde okuyan 3 çocuk var. Bir telefonum var, hangisine vereyim? Bazen küçük kız için hastaneye gidince telefonu evde bırakamıyorum o zaman da derse giremiyor çocuklarım. Biri derse girse öbürü giremiyor. Bir tablet için devlete başvurdum, belediyeye gittim, muhtara başvurdum. Hiçbir yerden gelmedi” diyor.

‘ÖNÜMÜZ KIŞ, KREDİYİ NASIL ÖDEYECEĞİZ?’

Mahallede kadınların gündemlerinin başında 6 ay önce çekilen krediler yer alıyor. Kredi ödemelerinin önümüzdeki ay başlayacağını söyleyen Fatma, “Ödemeler başlıyormuş ama nasıl ödeyeceğiz, önümüz de kış? İşe girmek istedim ama bu çocukları kime bırakacağım? Bana evde yapabileceğim iş versinler ona da razıyım. Birkaç yere başvurdum haber gelmedi. Alışverişi bakkaldan borçla yapıyoruz. Eve katkı olsun diye tavuk besleyip yumurtalarını bile sattım” diye anlatıyor çabasını.

‘EVDEKİ İNTERNET BİTİNCE KÖŞE BUCAK WİFİ ARIYORUZ’
Esra’nın yaşadıkları da Fatma’nınkinden farklı değil. Eşi yurt dışında çalışırken işsiz kalmış. 5 ve 10 yaşlarında iki çocuğu var. Esra da internet sıkıntılarından bahsediyor. İnternetleri bitince komşuların internetinden bağlanma çabaları başlıyor. Odasında ders dinleyen çocuk bu sefer komşunun internetinin iyi çektiği bir nokta bulup dersi orada dinliyor.
MADDİ ZORLUKLAR ŞİDDET OLARAK YANSIYOR
İşsizliğin ve pandemide evde kalmanın sonuçlarından birinin de evde gerginlikler olduğunu anlatıyor Esra. “Eşim işsiz kalınca gerginlikler arttı. Çocuklarla ilgilenemiyor. Evde huzursuzluk çıkıyor. Çocuklar bir şeyler görüp istiyor, alamayınca geriliyoruz. Çocukları hiçbir yere çıkaramıyoruz. Hafta içi canlı ders, hafta sonu ödevler. Onları sevmediğimizi düşünüyorlar. Haklı olarak bize saldırıyorlar. Öfkeliler ve normal bir çocukluk yaşayamıyorlar. Eşim de öfkeleniyor. Genelde bağrışma çağrışma oluyor. Fiziki şiddete dönüşmüyor ama sözlü şiddet var.”
‘BELEDİYELERE DE İŞ DÜŞÜYOR’
Eğitimin zaten eşitsiz olduğunu ancak pandemiyle daha da eşitsiz hale geldiğini vurgulayan Esra, “İmkanı olan özel öğretmen tutuyor. Bizim imkanımız yok. Bizimkiler geri kalıyorlar. Sistem değişti, toplama çıkarma verilmeden problem çözdürüyorlar. Sonra bize atıyorlar ‘siz çözdürün’ diye. Biz bilmeden nasıl çözelim? Üniversiteye giden kız kardeşime çözdürüyorum, bazen o bile çözemiyor. Okuma yazma bilmeyen insanlar ne yapsın? Çocuk anladıysa anladı. Anlamadıysa bitti. ‘Görev size düşüyor’ diyorlar. Seyhan Belediyesine bağlı SEYMER’de verilen dersler bizim için bir şans oluyor. Belediyelerin kadınlara ve çocuklara daha çok destek olması gerekiyor. Daha fazla öğrenciye ulaşmak gerekiyor” diyor.
‘HİJYEN KOŞULLARINI BİZ DEĞİL DEVLET KARŞILASIN!’
Çocuğu haftada iki gün yüz yüze eğitime başlayan Esra, öfkeyle karşılaştıkları durumu anlatıyor: “Bizden 4 top A4 kağıdı ve 50 lira istendi. Ayrıca kolonya, maske, sabun da istiyorlar. 500 lira elektrik faturası geliyor. Her şeye zam geliyor. Eşlerimiz de işsiz. Çocukları bırakıp biz de çalışamıyoruz. Ne olacak halimiz? Okul hijyen malzemelerini bile bizden istiyor. Bu yüzden çocukları okula göndermekten bile çekiniyoruz. Devlet hijyen koşullarını bizim cebimizden değil, kendisi karşılayıp yüz yüze eğitime tamamen geçmeli artık.”

İlgili haberler
Kendin yap devleti | Kadınların Gündemi

Depremde enkaz altında kalan ne? Meclisteki bütçe görüşmelerinden kadınların payına ne düşüyor? Edit...

‘Benim kimseye ihtiyacım yok, kızımla ben birbirim...

Market işçisi Aslı korona günlerinde ‘Süt iznimi bile kullanamıyorum, 12 saat çalıştığımız oluyor” d...

Çiftçi, tekstil işçisi, otel çalışanı, ev işçisi,...

Ev işçiliği yapmış, geçirdiği iş kazası sonrası büyük sıkıntılar çekmiş, mücadele etmekten vazgeçmey...