Bir kitap: Fransız Devriminde Kadınlar
Kamusal alanı kullanma, kadının sosyal, siyasal ve kültürel alanda da var olma mücadelesi kadın önderlerin başlattığı isyanlarda vazgeçilmez taleplerdi.

“Kadın eli değmeli.” cümlesini duymuşsunuzdur. Genelde kadınların olmadığı yerlerdeki dağınıklığın toparlanması, ortamın güzelleştirilmesi için kullanılır. Özünde cinsiyetçi iş bölümüne dayanan bir söylem olsa da bir gerçekliği barındırır. Kadınlar vicdanı, adaleti ve merhameti temsil ederler; asla esirgemezler emeklerini, beyinlerini, yüreklerini. Gerektiğinde sadece ellerini değil, kollarını uzatırlar taşın altına. Sormazlar güçlü, kuvvetli, pazılı erkekler ne güne duruyor diye. Temizlenince orta yer, kelli felli adamlar geçerler koltuklarına, ferman yazarlar kadınlar evlerine diye. Kendinden önceki yüzyılın bütün kalıntılarını süpüren Fransız Devrimi’nde de kadınlar büyük oranda isyanları ilk başlatanlardı.

Ateşi Çalmak romanlarıyla tanıdığımız Galina Serebryakova’nın Fransız Devriminde Kadınlar eseriyle, kitap yolculuğumuz Büyük Fransız Devrimi sürecine uzanıyor. Tarih 5 Ekim 1789. Paris’in batısında, sabahın erken saatleri bir grup kadın toplanır, Versay Sarayı’na doğru yürüyüş başlatır. Saatler içinde çoğalan kadınlar, eyleme katılmayan erkekleri korkaklıkla suçlar; yürüyüşe katılan erkeklere ise ön saflarda yer açar. Kadınların başlattığı bu ateş bütün Paris’i sarar. Bu öyle bir alev ki aradan geçen 234 yıl bile söndüremez, o en küçük kıvılcımda yeniden alevlenir… Bu kitapta devrim sürecini başlatan, hem kendileri hem de sınıfları için savaşan öncü kadınlarla tanışacağız. Yolumuz dünyanın gördüğü en tehlikeli, en çok sevilen insanlardan biri olan Marat’ı öldüren Charlotte Corday’la da kesişecek, kenar mahalleli kadınların önderi Claire Lacombe ile de ve diğerleriyle…

Erkekten daha az insan ve daha az yurttaş olmadığını kadınlar, Fransız Devrimi’nde ön saflarda yer alarak gösterdi. Kamusal alanı kullanma, kadının sosyal, siyasal ve kültürel alanda da var olma mücadelesi kadın önderlerin başlattığı isyanlarda vazgeçilmez taleplerdi. Bu eserde aynı taleplerle yola çıkan dokuz kadın önderin biyografileri yer almaktadır. Edebi yönden oldukça etkileyici olan eser tarihsel dönem hakkında da aydınlatıcıdır. “Eğer kadınların savaşmaya yeteneği varsa devleti yönetmeye de yeteneği vardır.” Ne dersiniz? Belki de tüm yönetim organlarına daha çok kadın eli değmeli. Kadınların başarısını kabullenemeyen çirkin diller susturulmalı.

Farklı zaman dilimlerinde ve günümüzde Fransa’da kazanılmış hakların gasbedilmesine, zamlara, yaşam hakkına müdahaleye karşı çoğu kez sonu kazanımlarla sonuçlanan protestoların köklerini kanımca Fransa Devrimi’nin dinamiklerinde aramak gerekiyor. Fransa Devrimi ve bu devrimin başlamasına öncülük eden kadınlar bugün de öğretmeye devam ediyor.


İlgili haberler
Bir kitap: Hayvanlara Övgü

Michel de Montaigne’nin Hayvanlara Övgü kitabıyla anlaşıldığı gibi yolculuğumuz hayvanlar alemine. Y...

Bir kitap: Kelebek

Onunla 12 Eylül karanlığında, kayıp haberlerinin çoğaldığı, güneşin yeni günü aydınlatmada yetersiz...

Bir kitap: On İki Sandalye

‘Bu kitapta, adam kayırma, etik değerlere zarar verme, bürokrasi ile her dönem, devrimden sonra bile...