GÜNÜN FİLMİ: Colonia Dignidad - Geriye dönüş yok
Alman bir gazeteci gencin ve onu arayan hostes sevgilisinin hikâyesi değil sadece izlediğimiz. Colonia Dignidad’ı izlemeye başlar başlamaz, göbeğine düştüğünüz faşizm boğazınızı sıkmaya başlıyor.

Faşizm - cemaat - çocuk istismarı... Birbiriyle hep yeniden buluşmuş, birbirine ilişmiş olgular. Biri diğerini çağırıyor adeta, biri diğeriyle tamamlanıyor belki de. Faşizm zaten insanlık dışı ne varsa kapsayan bir üst kavram; dikta rejimi, katliam, şiddet, işkence, hukuksuzluk, adaletsizlik, dehşet, acımasızlık, itaat ve biat dayatması… Dini kurumların, cemaat, tarikat vb. yapılanmaların hep yeniden çocuk istismarıyla gündeme gelmesi, ta Ortaçağdan günümüze bir gerçeklik.
2015 yılında gösterime giren ve günümüzün hızlı tüketim ortamında çoktan rafa kalmış bir filmi, nedense şimdi izlemeye kalkmak hangi dürtünün sonucuydu bilmiyorum. Ama Şili’ninkine çok benzer bir toplumsal bellekle Colonia Dignidad’ı izlemek zaten sarsıcıyken, son yıllarda belleğimize yüklenenlerle birlikte daha bir sarsıcı, daha bir boğucuymuş o kesin. Seyir sırasında kaç kere elim böğrümde gayri ihtiyari ayağa kalktığımı hatırlamıyorum bile.

GERÇEĞİN SARSICILIĞI
Colonia Dignidad’ı izlemeye başlar başlamaz, göbeğine düştüğünüz faşizm boğazınızı sıkmaya başlıyor. Son sahneye kadar filmin orijinal Almanca alt başlığında dendiği gibi “geriye dönüş yok”; olaylar birbirini sürüklüyor, gerilim hiç bitmiyor. Kurgusal bir aşk hikâyesinden yola çıksa da filmin gerçek olaylara dayanıyor olması yaşanan gerilimi daha da sarsıcı kılıyor. Gerçek hayatta çocukken getirildiği Colonia Dignidad’dan kaçmayı başarmış bir elin beş parmağı kadar insandan biri olan Wolfgang Kneese’ye ve birçok eski koloni sakinine göre, filmdeki kurgusal aşk hikâyesi dışında anlatılan her şey, her ayrıntı gerçeklerle örtüşüyor; hatta az bile anlatılıyor.
Şili’nin halkçı Salvador Allende hükümetini deviren General Augusto Pinochet’nin liderliğindeki askeri faşist diktatörlüğün (1973-1990) ayak sesleriyle giriş yaptığımız filmde, stadyumlara doldurulan binlerce insan arasından kapüşonlu bir kişinin göstermesiyle seçilip bilinmeyen bir yere götürülen Alman bir gazeteci gencin ve onu arayan hostes sevgilisinin hikâyesi değil sadece izlediğimiz.



‘HAYSİYET’ KOLONİSİ - İŞKENCE ÜSSÜ
Colonia Dignidad, 1961 yılında Şili’de Alman cemaat lideri Paul Schäfer tarafından 1961’de kurulan bir koloni. Burada dış dünyadan tamamen yalıtılmış olarak, dini referanslarla katı kurallar altında yaşayan yaklaşık 350 cemaat üyesi, kendine ‘Pius’ dedirten Schäfer’in sistematik işkencelerine maruz kaldı, kölece çalıştırıldı, erkek çocukları cinsel istismara uğradı. Ne Şili ne de Alman makamları Colonia’da yaşananlarla ilgilendi. Zira bu cemaat yerleşkesi, tarım yapan, temizliği ve disipliniyle hayranlık uyandıran çalışkan bir topluluk imajı yaratmayı başarmıştı. Bunda Paul Schäfer’in Şili ordusu ve Pinochet ile kurduğu yakın ilişkilerin de payı vardı. Ayrıca, ironik bir şekilde “Sociedad Benefactora y Educacional Dignidad”, yani “HAYSİYET - Hayır İşleri ve Eğitim Topluluğu” resmi adını taşıyan bir “hayır” kurumu olarak vergilerden muaftı. Hem bu sayede hem de Almanya’nın muhafazakâr politikacılarıyla sürdürdüğü yakın temas yardımıyla Şili diktatörlüğüne silah, mühimmat, patlayıcılar ve hardal gazı tedarik ediyordu.
Koloni arazisi, diktatörlük yıllarında Pinochet’nin istihbarat örgütü DINA’nın gizli üslerinden biri haline geldi. Schäfer’in kurduğu yeraltı sığınak ve tünelleri DINA’nın işkencehaneleri olarak kullanıldı. Bu işkencehanelerde yüzlerce Şilili muhalif erkek ve kadın, korkunç işkenceler gördü ve onlarcası öldürüldü.
Colonia’da yaşanan gerçekler ancak 1990’lı yıllarda kamuoyuna yansıdı; Paul Schäfer Arjantin’e kaçtı ve yakalandığı 2004 yılına kadar burada saklandı. Yüzlerce kez çocuk istismarı ve başkaca insanlık dışı suçlardan 33 yıla mahkûm oldu. Schäfer, 2010 yılında bulunduğu Santiago cezaevinde öldü.



MİNİ BİR TERÖR DEVLETİ
Filmini çekmeden önce yıllar süren araştırmalarda bulunan yönetmen Florian Gallenberger, Colonia Dignidad’ı “acımasız bir vahşilikle” yönetilen bir “mini terör devleti” olarak tanımlıyor. Verdiği röportajlarda, yaptığı konuşmalarda meselesinin sürükleyici bir gerilim filmi çekmekten daha fazlası olduğu anlaşılıyor. Bugün adı “Villa Bavaria” (Bavyera Köyü) olarak değiştirilmiş Colonia Dignidad’da yaşamaya devam eden eski cemaat üyeleriyle yaptığı birçok görüşme sonucunda onların güvenini kazanmış. Filme gerçekliğini kazandıran da onların tanıklıkları olmuş.
Filmde işlenen Santiago de Chile’deki Alman elçiliğinin cemaat lideri Schäfer ile işbirliği de artık kanıtlanmış bulunuyor. Elçilik Colonia Dignidad üzerindeki koruyucu elini yıllarca çekmemiş. Koloniden kaçmayı başaran ve elçiliğe sığınan cemaat üyelerini, firarın ağır şekilde cezalandırıldığı koloniye zorla geri teslim etmekten geri durmamış.

ÖLÜM VE İŞKENCEYLE LEKENMİŞ KARANLIK BİR YER
Fransızca öğretmeni ve komünist partisi üyesi, beş çocuk annesi Adriana Borquez, Colonia Dignidad’da ağır işkence gören siyasi tutuklulardan biridir. Koloni hakkındaki gerçeklerin gün yüzüne çıkması için bugün hala mücadele veren Adriana, 23 Nisan 1975 günü evi basıldığında 39 yaşındadır. DINA tarafından gözaltına alınarak Colonia Dignidad’a götürülür. Burada 24 gün boyunca vahşice işkence görür. Nerede olduğunu bilmez, ama kulağına Almanca kelimeler çalınır. Erkeklerin, kadınlara nasıl ‘psikolojik işkence’ yapılacağını dair konuşmalarını duyar.
Adriana Bórquez daha sonra DINA’nın Santiago’daki başka bir işkence merkezine götürülür. Üç ay kayıp olan Borquez serbest bırakıldıktan sonra İngiltere’ye gider. 1977’de Uluslararası Af Örgütü’nün açtığı bir davada Colonia Dignidad’da DINA’nın bir işkence merkezinin bulunduğuna ilişkin tanıklık eder. 20 Haziran 1978’de Bonn Eyalet Mahkemesi karşısında ifade verir. İşkence ve sorgu seansları arasında yemek yemesi için kendisine verilen tatlı kaşığını ve sapına kazılı “Noel, 1953” yazısını birebir tarif eder. Bu kaşık, tarikatın Latin Amerika önceki adresi olan Gronau’da çocuklara hediye edilen ve Colonia Dignidad’a yerleşmeye giderken birlikte götürülen kaşıklardan biridir.
Gördüğü işkenceyi “Beni bir avuç acı, yıkıntı ve pislik yığınına dönüştürdüler. Çürüyen vücudumdan iğreniyordum. Artık bir insan değil, avlanmış bir hayvandım” diyerek anlatan Adriana Borquez, diğer mağdur ve mağdur yakınlarıyla birlikte adalet arayışını hala sürdürüyor. “Burası sonsuza dek ölüm ve işkenceyle lekenmiş karanlık bir yer olarak kalacak” dediği Colonia Dignidad’ın giriş kapısının önünde kayıp yakınlarının eylemlerine tekerlekli sandalyesinde katılmaktan geri durmuyor.

KÜNYE
Yönetmen:
Florian Gallenberger
Oyuncular: Emma Watson, Daniel Brühl, Michael Nyqvist
Tür: Dram, Tarihi, Gerilim
Ülke: Almanya, Lüksemburg, Fransa


İlgili haberler
Dikkat! Bu filmde kadın mücadelesi vardır!

Bunca ayrı vagon tantanası varken şuraya bir parantez açalım, kadınlar toplumdan soyutlanmayı, vazge...

GÜNÜN FİLMİ: Spotlight

Amerika’da Boston Globe gazetesinde çalışan bir grup gazetecinin kiliselerde yaşanan çocuk istismarı...

Taciz dediğin film değil, ama filmi de var...

Müvekkillerim hayır dediler efendim. Bu erkekler bilmelidirler ki hayır, hayır demektir. Tanıdık, ar...