Hükümsüzdür: Çok iyi tanıdığımız kadınların hikayesi
'Senaryosu Türkiye’deki gerçek kadın hikayelerinden yola çıkılarak yazılmış. Her biri bizim çok iyi tanıdığımız, hayattan koparılan kadınlar...'

Dijital platformlar gün geçtikçe hayatımızda daha çok yer edinmekte. Birçoğumuz çoktan yaygın televizyon kanallarındaki dizileri izlemeyi bıraktık bile. Reyting kaygısı ve ekonomik kaygılarla toplumun kangrenleşmiş sorunlarının senaryolara meze yapılıp, acı ve dram dolu sahnelerle karşımıza tekrar tekrar getirilmesinden çok sıkıldık, gözyaşı ve dramaya da doyduk. Kadınları pasifize eden, korkuya ve ümitsizliğe boğan içerikler yerine alternatif bir yayıncılığın mümkün olduğunu düşünüyorum.

Çocuk istismarı, tecavüz sahneleri, kadına şiddet, töre vs. uzayıp giden bir liste ve bunları normalleştiren içerikler yerine artık katilleri yargılayan, kadınların mücadelesini büyüten içerikler olsa mesela? Bu sektörde de hissedilen siyasal baskı atmosferine rağmen bunun örneklerini gün geçtikçe daha çok görüyoruz. Özellikle de görece daha rahat içerikler üretebilen ve sunabilen dijital platformlarda.

Bu yazıda farklı bir alternatif olan “Hükümsüz” dizisinden bahsetmek istiyorum. “Hükümsüz” bu dijital platformlardan birinde yayınlanmaya başladı. Senaryosu Türkiye’deki gerçek kadın hikayelerinden yola çıkılarak yazılmış. Her biri bizim çok iyi tanıdığımız, hayattan koparılan kadınlar...Belki de hâlâ kendileri için adalet sağlanmamış olan kadınlar.

Esma ve Filiz iki cesur kadın. Filiz, inatçı ve yaralı bir genç avukat adayı. Yoksul bir ailede doğup büyüyen Filiz’in hayatı yıllar önce kardeşi İnci’nin öldürülmesiyle değişiyor. Kardeşinin katilinin bulunamayıp davanın kapanmasıyla avukat olmaya karar veren Filiz’in hayattaki tek amacı iyi bir avukat olup, İnci için adalet aramak. Esma çok zengin bir ailenin tek kızı, hırslı ve güçlü bir kadın, idealist bir avukat. Babasının yolundan gidip avukat olmuş, yakında şirketlerinin başına geçmeyi beklerken hayatı bir gecede bambaşka bir yere savruluyor.

Babasının cinayetini aydınlatmaya çalışırken Filizle yolları kesişiyor ve Filizle tanıştıktan sonra kozasından çıkıp mesleğinde kendisine farklı bir rota çiziyor. Babasının ve İnci’nin davası kapandıktan sonra kadın mücadelesinde kendine bir yer ediniyor. İlerleyen bölümlerde iki genç avukat beraber ücretsiz olarak kadın davalarına bakmaya başlıyorlar. Esma ve Filiz, kadın davalarına kendilerini adamış ve can çekişen adalet sistemine karşı her zaman dik durup mücadele eden avukatlarımızın bir temsili aslında.

Genel bir bakışla, dizide yer yer adalet sisteminin yozlaşmışlığına, faillerin aklanmaya çalışılmasına, ceza indirimlerine, kadınların her seferinde sonuçsuz kalan şikayetlerine, uzlaştırma politikalarına, kadın mücadelesine vurgu yapılması alternatif içerik üretiminin mümkün olduğunu göstermesi bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Tam da bugünlerin gündemi olan İstanbul Sözleşmesi’ne vurgusuyla da kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin önlenmesi için Sözleşme’nin önemi tekrar hatırlatılıyor.

Bununla birlikte ilerleyen bölümlerde her dava sonunda kadınlar için adaletin sağlandığı fazla romantik ve günümüz için gerçeklikten çok uzak bir tabloyla karşılaşıyoruz. Gerçekten uzak olmasıyla birlikte adaletin sadece hakimlerin vicdanına veya avukatların savunmasına bağlıymış izlenimi veren bir yanı olduğunu da düşünüyorum. Çünkü günümüzde kadınlar için adaletin sağlanmasının büyük oranda kadınların mücadelesiyle orantılı olduğunu biliyoruz. Adalet bugün sadece hakim vicdanına veya sadece avukatların başarılı savunmasına bağlı olsaydı Şule Çet cinayetinin üzeri intihar olarak örtülmeye çalışılmaz, kadınların ısrarlı mücadelesi ile bu örtü kaldırılmazdı.
Gerçek adalet için, “kahramanlar” yaratan ve bu kahramanlardan mucizeler bekleten bir tavır yerine kadınların topyekun mücadelesinin belirleyici olduğunu gösteren ve bu mücadelenin değiştirici gücünün önemini vurgulayan içeriklere ihtiyacımız var. Çünkü biliyoruz ki bu kadınların hikayeleri kurgu değil, bizden de hiç uzak değiller. “Katledilen hayallerin gerçek hayat hikayeleri”ni izleyerek hafızamızı ve öfkemizi tazeleyebiliriz. Ve yine vurgulandığı gibi toplum olarak bu alışılmışlıktan, korku atmosferinden sıyrılıp her birimiz ses çıkartırsak başarabiliriz.

Fotoğraf: Hükümsüz dizisi afişi

İlgili haberler
Dizi dünyasından kadınlara düşen: Bu hep böyle gid...

‘İzleyiciler olarak, cinsiyet ayrımcılığına, kadın düşmanlığına yer veren yapımları ekrandan kaldıra...

Şule Çet’i öldüren Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın c...

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Şule Çet’e cinsel saldırıda bulunduktan sonra öldüren Çağatay Aksu...

Haksız tahrik indirimi uygulanan Seher Çatalca’nın...

Seher Çatalca’yı öldüren Ceyhun Çatalca’nın yargılandığı davada karar verildi. Sanığa tahrik indirim...