Bir diğerimizin cesareti olalım...
‘Hepimiz diğerimizin cesareti, yoldaşı, eli, kulağı ve yüreği olalım. Kapıyı çarpıp çıktığınızda dışarıda işsizlikten, fuhuştan, açlıktan ve ölümden korkmadığımız bir dünyayı birlikte yaratabiliriz.’

25 Kasım, şiddetle mücadele günümüz. Ben yazılarımda insan hikayelerine dokunmayı çok seviyorum. Bu sefer kendi hikayemi, kendi mücadelemi paylaşmak istedim. Hikayem sizlerinki gibi, her kadın gibi. “Yapma” diye başlayan, “çocuk duyacak” diye devam eden şiddet dolu hikayeler. Anlatma çabam içerisinde bile kadın olduğum için “hak etmişsindir”i ima eden gözlere maruz kaldığım, yanımda olmayan, hatta bundan üzerime basıp yükselmek isteyen insanlarla dolu bir hikayem var benim de, ama bunun mücadelesi de var...

Aşağılanıyoruz, suçlanıyoruz, dayak yiyoruz, tecavüze uğruyoruz ve öldürülüyoruz! Susuyoruz! Susmak! Bu ahlaksızlığa, bu insanlık dışı suça ortak olmak demek değil midir?
Ben susmadım. Gerekçesi ne olursa olsun eşit şartlarda mücadelemi veremeyeceğim bir yaşam alanına “hayır” dedim!

Dili susan ama gözleri konuşan, yardım dileyen, bedeni çığlık çığlığa haykıran kadınlardan olmamak için ve en önemlisi “şiddeti” kanıksayacak çocukların annelerinden biri olmamak adına susmadım! Her yaptığımla aşağılandığım, aşağı çekildiğim, çiğnendiğim bir ortamda kendimi mutlu etmek görevimden ve hakkımdan vazgeçmedim. Çünkü mutlu kadın, mutlu toplum, yetişecek mutlu evlatlar demekti!

Şiddeti haklı çıkaracak hiçbir bahane yoktur! Bırakın; “ama ben de hak ettim, çünkü...” diye devam eden cümleleri. Fark edin! Zorbalık; asıl olarak gücü ve zekası yetmeyenin başvurduğu tek yöntemdir. Kabullenmeyenin silahıdır şiddet!

Kızlarınızı; “dayak bazen de hak edilir” diye, oğullarınızı “hak edeni döveceksin” diye yetiştirmeyin! Çünkü özünde sevmenin, sevmiyorsa medenice gidebilmenin cesareti ve doğruluğu hiçbir şeyde yoktur. Güçlü kadınlar yetiştirelim. Hepimiz bir diğerimizin cesareti, yoldaşı, eli, kulağı ve yüreği olalım. Çünkü ses ses ile birleşirse duyulur ve hak haklı ile birleşirse adalet olur. Kapıyı çarpıp çıktığınızda dışarıda işsizlikten, fuhuştan, evsizlikten, açlıktan ve ölümden korkmadığımız bir dünyayı ancak birlikte yaratabiliriz. Sen ve ben aynı taraftayız! Kadınız! Dünün sessizce ağlamaya mahkum edilmiş kız çocukları, bugünün şiddete maruz kalan kadınları olmayı reddediyoruz.

Bu hikaye sadece benim değil, sadece senin değil; hepimizin hikayesi. Öyleyse hakim bey; bu ayrılığın sebebi “Şiddetli geçimsizliktir!” Ve bedeli sokak ortalarında öldürülmek değildir! Sonucu “iyi hal indirimi” asla değildir! Bu bir kadın mücadelesidir ve bir gün değil, o bir günün nezdinde her gün geçerlidir.

İlgili haberler
Şiddet üzerine bir dertleşme: Gördüklerimiz ve gör...

‘Şiddet nedir?’ diye soracak olursak, kişinin isteği dışında kendisine yönelen zora dayanan davranış...

Bursa’da kadınlar 25 Kasım’a kadar her cumartesi e...

25 Kasım öncesi kadınlar hazırlıklara başladı. Bursa’da kadınlar 25 Kasım’a kadar her cumartesi günü...

Yan yana oldukça şiddete mahkum değiliz

Eskişehirli kadınlar 25 Kasım’a giderken planlarını yaptı ve uygulamaya başladı: ‘Ulaştığımız her ka...