Sözleşme sürecine ilişkin, MESS ve Türk Metal arasında dördüncü görüşme gerçekleşti. Bu görüşmede MESS yine kendi hayrına birçok madde teklif etti. Bunlardan, bir kadın olarak beni en çok rahatsız eden madde, süt iznine dair olan maddeydi. Kadınların günlük bir buçuk saatlik süt izinlerini kullanamadıkları için birleştirip bir kullanmaları kaldırılsın diyorlar. Şimdi sorarlar, o zaman kadınların günde bir buçuk saatini kullanmasının koşullarını yaratacak mısınız diye! 

Yol hariç, ben gideyim bir buçuk saat bebeğimi emzirip geleyim oluyor mu? Olmuyor. Fabrikada kaldığımızda da o izin esnasında süt sağıyoruz ne kadar olabiliyorsa. Bir de mobbing yiyoruz, "Bitmedi mi, hat patlıyor, gel çalış" diye konuşmalar dinliyoruz. 

Aslında bu hakla sadece bir gün veriyorlar, o da üç ay falan sürüyor. Onu bile geri istiyorlar.  

Biz fabrikaya ait ya da fabrikanın anlaşmalı olduğu bir kreş olsun, çocuklarımızı oraya bırakalım diyoruz. Onlar olan hakkımızı da almak istiyor. Sorsanız dünyanın en kadın dostu ailesi, Koç ailesidir. Her 8 Mart'ta, her yer mor olur. 25 Kasım yeni geçti, her yer turuncu oldu. Ama hepsi şov. İş eyleme gelince “KODONLOR SÜT İZNO KULLONMOSON” diye bağırıyorlar, utanmadan teklifler ediyorlar! 

Hiç insanlığınız kalmadı mı diyesim geliyor ama sonra düşünüyorum, diyorum ki patronun zaten insanlığı falan olmaz, onun sadece parası olur! Bunu artık kabullendim. Bunlardan merhamet falan beklemiyoruz. Ama yanı başımdaki kadın arkadaşımdan benimle ve diğer işçi kadınlarla birleşmesini ve bu sesi büyütmesini istiyorum. Çünkü bugün hamile ya da anne olmayabilirsiniz ama belki yarın olacaksınız, bu mesele hepimizi ilgilendiriyor. Sözleşmeler sadece paradan ibaret değildir. Kazanılmış haklarımıza dokunulmasına izin vermeyelim!

Fotoğraf: Evrensel