Özel okul patronu tarafından darp edilen kadın öğretmenler yazdı: ‘Korkmuyoruz, sendikalıyız’
İstanbul Kadıköy'de bulunan Kandilli Koleji patronu tarafından saldırıya uğrayan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi kadın öğretmenler, yaşadıklarını Ekmek ve Gül'e mektup olarak yazdı.

Sendikamız kurulalı 3 yıl oldu. Bu kuruluş özel sektör için tam manasıyla bir aydınlanmaydı. Çünkü kimse haklarını bilmeden, patron ne derse yapmaya çalışıyordu. Çünkü normali bu sanıyorduk.  Ya da belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırıldığımız için 1 yılın sonunda (belki de 10 ay) istifa edip ayrılıyorduk. Ta ki sendikamız kurulana kadar… Sendikamız kurulduğundan beri özel sektör öğretmenleri neyin ne olduğunu, hangi hakkının var olduğunu bilir ya da artık ses çıkarır konuma geldi.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının kendisine has yöntemleri var. Mesela ara tatil ya da resmi tatil günlerinde öğretmeni çalıştıran kurumu, önce arayıp yaptıklarının yasal olmadığını söylemek, ilçe milli eğitime şikayet etmek, devam ediyorsa sosyal medyadan ifşalamak hâlâ ders yapmakta ısrarcıysa kuruma gitmek. Milli Eğitim tarafından denetlenmeyen kurumları sendikamız olarak ziyaretlere gidiyoruz. Aynı 13 Kasım tarihinde Kadıköy Kandilli Kolejine gittiğimiz gibi...

Süreç daha önce de anlattığım gibi en son artık kurumu ziyaret etmeye karar verdik. Önce danışmaya gidip Öğretmen Sendikasından geldiğimizi söyledik. Lobide oturup muhatabımızın olduğu söylenen müdürü beklemeye başladık. Tam o sırada zil sesini duyduk. Yani dersler yapılıyordu. Müdür geldiğinde ona “Daha önce arayan arkadaşımıza iyi bir üslupla yaklaşmadığınız için şu an video kaydına alıyoruz” dedik. Ara tatillerde öğretmenlerin tatil haklarını gasbetmemeleri gerektiğini ki kendisi 43 yıllık eğitimciymiş, söyledik ve tam o anda videolarda görünen şahıs geldi. “Çekim yapıyorsunuz yapamazsınız” diyerek üzerimize saldırmaya başladı. Müdür de oranın bir işçisi olduğunu unutup patronun yanında bir tavır sergileyerek beni ve diğer sendika üyesi kadın arkadaşım Ebru Hoca’mı rehin alarak videoyu sildirmeye çalıştı. Kurum patronu yani İsmail Şilan diğer sendika üyesi arkadaşım Uğur’u temasta bulunarak dışarı attı. Biz hâlâ içeride rehin tutulurken aynı zamanda da dışarıya bakmaya çalışıyorduk ve İsmail Şilan’ın arkadaşım Uğur’a hakaret ettiğini duyar duymaz dışarıya koştum ve “Şu an güvenliğimizi tehdit ediyorsunuz ve sizi videoya çekiyorum” demeye kalmadan elindeki şemsiyeyle saldırmaya başladı. İsmail Şilan birçok kişinin onu tutmasıyla ortamdan uzaklaştırıldı. Diğerleri tarafından bizler de yaka paça dışarı atıldık. Daha önce 30 Ağustos’ta haklı taban maaş hakkı mücadelemiz karşısında Cumhurbaşkanı tarafından “çapulcu” olarak nitelendirilmiştik. Bugün patronlar da bu ifadeyi meşru görerek “bir avuç çapulcusunuz” diyerek arkamızdan bağırdılar. Siz nasıl yaftalarsanız yaftalayın.

Bizler haklarını sonuna kadar arayan ve birbirine destek veren öğretmenleriz.

Biz bu sektördeki sömürüye son demek için varız. Evet bugün darp edildik. Evet hakarete uğradık. Ama biz birken on olduk onken yüz olduk yüzken bin olduk ve artık on binleriz. Hiçbir şey eskisi gibi değil. Ben de bir özel sektör öğretmeniyim. Eril patronlardan da onların yandaşlarından da hiçbir şeyden korkmuyorum. Siz de korkmayın. Biz birlikte güçlüyüz. Umutsuz değiliz sendikalıyız.

‘MESLEĞİMİZİN ONURUNU DA KORUMAK İSTİYORUZ’

Ebru ATAY // Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi

Ara tatilde ders yapılmasının yasak olduğuna dair Öğretmenler Sendikası olarak günler öncesinden kurumlara çağrıda bulunduk. Hatta öğretmenlerin sendikaya özelden ulaşıp yaptıkları ihbarlar sonrası direkt kurumları arayıp ders yapmalarının hukuksuz, bunun hak gaspı olduğunu dahi bildirdik. Uyarılarımızı dikkate alan ve dersleri iptal eden kurumlar oldu. Uyarılarımızı dikkate almayıp öğretmenini okula çağıran Kandilli Kolejinde ilk muhatap olduğumuz okulun müdürü olduğunu söyleyen şahsa çok sakin bir şekilde resmi kararı da önüne koyarak dersleri iptal etmeleri gerektiğini söyledik. Müdür, öğretmenlerin gönüllü olarak geldiklerini bile söyledi ki öğretmeni köle değil artık gönüllü köleler olarak gördükleri anlaşılıyor maalesef. Sonradan okulun kurucusu olduğunu öğrendiğimiz İsmail Şilan’ın cinsiyetçi hakaretler eşliğinde bizi yaka paça dışarı atmaya çalışması tüm öğretmenler ve eğitim camiası adına utanç verici. Ama İsmail Şilan ve onunla aynı zihniyetteki çıkar grupları maalesef utanmak nedir bilmiyor. Okulu ticarethane, öğrenciyi müşteri, öğretmeni de gönüllü köle gören okul sahipleri ve onları körleşmiş gibi savunan idarecilerin olduğu kurumlarda çalışan özel sektör öğretmenleri olarak gerçekten bıkmış durumdayız.

Öğretmenlerin öfkesi patronların öfkesinden çok daha büyük diyebiliriz çünkü özel sektörde çalışanlar olarak öğretmen olarak bile sayılmıyoruz. Kandilli Kolejinin dili aslında çok tanıdık, devletin bakanının “Benim öğretmenim değil” diyerek özel sektör öğretmenlerini açıkça dışladığı sözleri, özel kurumlarda çalışmaya devam eden öğretmenlere olan bakış açısını ve bu ötekileştirmeyi daha görünür ve cesaretli kılıyor. Yıllardır sesini duyurmaya çalışan öğretmenlerin düşük maaş, uzun saatler çalıştırılma, ek ders ücretlerini alamama, sözleşme süresi bitmeden istifaya zorlanma, işten çıkarılma korkusu gibi belki yeni yeni duyulmaya başlayan sorunları gün geçtikçe büyüyor. Bunun yanında Kandilli Kolejinde gördüğümüz muamele, kadın öğretmenlerin yıllarca sektörde uğradığı başka bir ayrımcılığı da bize gösteriyor. Toplumda kadınlar olarak eğitimci de olsak, beyaz yakalı da olsak rahatlıkla üstümüze bağırıp hakaret savurabildikleri bir yerdeyiz ve bunun da değişmesi için aslında mücadelemiz.

Kadın öğretmene daha ucuz iş gücü olarak bakılıyor. Buz dağının görünmeyen kısmında kadın öğretmenler de var. Özel kurumlar öğretmeni sömürdükçe daha çok kazanacak, kazandıkça daha çok kurum açacak dolayısıyla mücadelemiz çok büyük bir önem taşıyor. Sadece geçim sıkıntısı değil derdimiz, mesleğimizin bir onuru var, bunu da korumak istiyoruz. Öğretmenlerin motivasyonları küçümsenmemeli ve taleplerimiz bu yüzden çok kıymetli. Elde ettiğimiz her kazanım zaman içinde öğretmenliğe hak ettiği gerçek saygıyı geri getirecektir. Bizi “üç tane çapulcu” diyerek okuldan uzaklaştıranlara karşı, tüm özel sektör öğretmenlerini de sendikanın yanında durmaya çağırıyoruz, öğretmenler birlikte güçlü!

Fotoğraf: @ogretmensendika/twitter

İlgili haberler
Özel okul patronlarına bir ayda 224 milyon lira te...

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülmeden hemen önce özel eğitim kurumlarına milyonlarca lira teşv...

2024 Cumhurbaşkanlığı Programı: Sağlığa özelleştir...

2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı pek çok alana dair faaliyet ve projeler içerirken kadın v...

Özel sektörde çalışan öğretmen: Biz olmazsak o kur...

Özel okullarda çalışan öğretmenler ağır çalışma koşullarına, düşük ücretlere, mobbinge karşı 30 Ağus...