Şık Makas'ta kadın olmak
Tekstil işçisi Fatma Çelik, Tokat'taki Şık Makas fabrikasındaki 9 yıllık çalışma hayatında yaşadığı baskıyı, zorbalığı anlatıyor...

Ben bir tekstil işçisiyim. Tokat’ta bulunan Şık Makas’ta çalışıyordum. Evli bir kadın ve bir anne olarak; eve destek olmak, çocuklarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışma hayatına atıldım. İşe başladığımda ilk kez kalabalık ve baskın bir ortama girdim ve bu durum beni en başta çok zorladı. İlk bir sene benim için alışma süreciydi. Akşamları işten yorgun geldiğimde eşime "Yarın kesinlikle gitmeyeceğim" diye sitem ederken, sabahları kendimi yine serviste buluyordum.

Ancak zamanla çalışmanın beni ne kadar rahatlattığını hem maddi hem de psikolojik olarak güçlendirdiğini fark ettim. Kendi ayaklarımın üzerinde durmanın tadına vardığımda, iş yerinde yaşadığımız birçok olumsuzluğu görmezden gelmeye başladım. Çünkü başka bir şansımız yoktu.

Kadın işçi olmanın ağır baskısı

Kadın işçi olmak çok zor bir deneyim. Ustalarımız ve müdürlerimiz erkek işçilere seslerini çıkaramıyorlardı, ancak kadın işçilere karşı istedikleri her şeyi yaptırabilme gücünü baskı kurarak kullanıyorlardı.

Bize, “Mesaiye kalacaksın”, “Şu kadar iş yapacaksın” veya “Buradan kalkıp bu işi yapacaksın” gibi sürekli talimatlar yağdırılıyordu. Bu baskı karşısında itiraz etme şansımız yoktu. Zira o ortamda ya denileni yapacaktın ya da kapı gösterilecekti.

Sendika ve büyük hayal kırıklığı

Biz, aynı zamanda Öz İplik İş Sendikasına üyeydik. İşe ilk girdiğimizde sendikanın tam olarak ne işe yaradığını bilmiyorduk ama kendimizi bir nebze ayrıcalıklı hissediyorduk. Ta ki sendikayla karşı karşıya gelene kadar...

Yaşadığımız bazı sorunları sendika temsilcilerine iletiyorduk. Ancak bu sorunlara sendikadan hiçbir zaman beklediğimiz geri dönüşü alamadık. Zamanla üyesi olduğumuz sendikanın hiçbir geçerliliğinin olmadığını anladık.

Tam 9 yıl gibi uzun bir süre o fabrikada çalıştım. Bu süre zarfında sayısız zorbalıkla karşılaştık. Ne zaman bunalsak, haksızlığa uğrasak lavabolarda ağladık. Ama sinirimizi boşaltıp geri geldik ve işimize devam ettik. Çünkü Tokat’ta başka bir iş bulma ihtimalimiz yoktu.

Düzensiz maaşlar ve yoksulluğun pençesi

Şık Makas’taki hayatımızın bir diğer büyük dramı da maaşlarımızın düzensiz yatmasıydı. Fabrikada karı-koca çalışan çok sayıda işçi vardı. Maaşların düzenli yatmaması, bu ailelerin kiralarını, faturalarını ödeyememelerine, çocuklarının ihtiyaçlarını giderememelerine neden oldu. Ben eşimle farklı yerlerde çalıştığım için, eşim maaş alabildi ve bir yere kadar idare edebildik. Yine de çocuklarımın kaynak kitaplarını alamadım. Kırtasiyeye gittiğimizde bir ihtiyacı alıyorsak, diğerini bırakmak zorunda kalıyorduk.

Kreş hakkının gasbı ve zorlu direniş

Bir çocuğum bir buçuk ay kreşe devam etti. Ancak benim gibi işten çıkarılan yedi annenin çocuğunun kreş hakkı gasbedildi. Ben o fabrikaya tam dokuz senemi harcarken, onlar benim oğlumu bir hafta bile idare edemediler.

Patronumuz "Mart ayına kadar para vermiyoruz, idare edeceksiniz. Ben size vermiyorsam, siz de ev sahibinize vermeyin" diyebilecek kadar pervasızdı. Ama bizim böyle bir şansımız yoktu. Ev sahibimiz bize, "Öderseniz ödeyin, ödemezseniz çıkın gidin" diyecekti.

Dokuz yılda görülen: Lavaboda ağlayan kadınlar

Bana, "9 senedir o fabrikada kadın olarak ne gördünüz?" diye sorarsanız, size cevabım çok net: Tuvalette her gün ağlayan en az 10 tane kadın. Şık Makas, erkek ustaların ve müdürlerin kadınlara bağırarak her şeyi yaptırdığı; kadınların her ortamda olduğu gibi iş yerinde de söz hakkı olmadığı; bütün haksızlıkların, bütün eşitsizliklerin sadece kadınlara uygulandığı bir fabrikadır. Gerçekten de dünyayı güzelleştiren şey kadın ama ne yazık ki dünyada en zor şey de kadın olmak.

Direniş alanında güçlenen kadınların sesi

Bana "İki aydır direniş alanında ne gördünüz?" diye sorarsanız, cevabım fabrikadakinden tamamen farklı: “Direniş alanına gelebilmek için eşleriyle karşı karşıya gelen kadınlar, kadın işçilerin çocuklarından "Anne, gitme" diye gelen baskılar, eşlerimizin anne ve babaları tarafından kendi annelerimize şikayet edilmek, Tokat gibi muhafazakâr ve küçük bir şehirde direnişin çoğunluğunu kadınların oluşturması, kadınların kendilerine olan güven ve saygılarının artmasıyla seslerinin daha gür çıkması, yakınlarımızın, "Boşuna gitmeyin, hiçbir şey alamazsınız, kabullenin" dedikçe daha da hırslanmamız, içeride ağlayan, çaresiz olduğu için ağlamak zorunda kalan kadınların, yan yana geldiğinde haksızlığa karşı durabilmeyi öğrenmesi…”

İki aydır direniş alanında tüm bu gücü gördüm. Kadınlar hem kendi emekleri hem de en değerli varlıkları olan çocukları için bu direnişe girdi. Bir kadın, bir anne çocuğu için bir şey yapmaya karar verdiyse, o yoldan kazanmadan dönmez. Biz de hakkımızı almadan bu direnişi sonlandırmayacağız.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Direnişteki Şık Makas işçisi kadınlar anlatıyor | 'Hakkımızı alana kadar vazgeçmeyeceğiz'

Tokat’ta Şık Makas fabrikasında çalışan kadın işçiler, üç aydır ödenmeyen maaşlar ve Kod-22 ile işten atılmaya karşı direnişte. Kadın işçilere mikrofon uzattık.

Şık Makas direnişi şehir meydanında: 'Bizi köle yerine koymaktan vazgeçecekler'

Şık Makas işçileri taleplerini şehir merkezine taşıdı. Polis barikatına “İşçiye değil patronlara barikat” sloganıyla karşı çıkan işçiler, “Bizi köle yerine koymaktan vazgeçecekler” dedi.

Şık Makas işçileri direnişlerinin yedinci gününde

Yaklaşık 1700 kişinin çalıştığı ve çalışanların yarısının işten çıkartıldığı Şık Makas'ta işçiler direnişlerinin yedinci gününde.


Editörden