Tacize maruz kalmamak için...
Sadece kadın olduğum için yaklaştıkları gerçeğini çok erken yaşta öğrendim. Bu yaklaşım beni kadınlığımdan uzaklaştırıp erkeksi davranışlar göstermeme sebep oldu.

Ben 34 yaşında bir kadın işçiyim. 17 yaşında okulu bırakıp çalışma hayatına atılmam gerekti ve 17 yıldır bu sektörün içerisindeyim. Çalışma hayatım boyunca her zaman ücret sıkıntısı yaşadım. Çalıştığım bir firmaya tam olarak 13 yılımı verdim ve bir kadın işçi olmamanın zorluklarını ilk orada gördüm. Uzun mesai saatleri, ağır çalışma koşulları ve genç bir kadın olmanın verdiği çeşitli zorluklar yaşadım. Mesleğim gereği güler yüzlü olmam gerekiyordu ama bu gösterdiğim güler yüz karşında çalışma arkadaşlarım, yöneticiler ve gelen erkek müşterilere kadar tüm erkeklerin beni sadece kadın kimliğimle gördüklerini, yaptığım işin bir değeri olmadığını hissettirdiler hep. Sadece kadın olduğum için yaklaştıkları gerçeğini çok erken yaşta öğrendim. Bu yaklaşım beni kadınlığımdan uzaklaştırıp erkeksi davranışlar göstermeme sebep oldu. Zamanla erkek gibi oturup kalkıp, erkek gibi konuşmaya başladım. Özel yaşantımı bile etkiledi bu durum. Sokakta işte yaşamın her alanında tacize maruz kalmamak için günden güne erkekleştim.

Bana yıllarca vaat ettikleri ücreti gerçekleştirmedikleri için 13 yıl emek verdiğim bir şirketten, geçim sıkıntılarım sebebiyle ayrıldım. Bir süre hiçbir işte tutunamadım. Girdiğim işyerlerinde müdüründen çalışanına kadar haksızlıklara maruz kaldım. 4 ila 5 ay çalıştığım çeşitli yerler oldu. Buralarda da ne verilen vaatler yerine getirildi, ne de insani bir muamele gördüm. Sadece işverene yakın olan ve ikili çıkar ilişkisine dönüştürülen kişilerin mevkilerinin değiştirildiğini ve maaşlarında artışlar olduğunu gördüm. İnsanların samimiyetsiz davranışları, dürüst olmamaları şu soruyu doğurdu: “Herkes yanlış bir doğru sen misin?”

Şimdi yaklaşık iki buçuk aydır MADO’da çalışıyorum. Önceki işyerlerimde yaşadığım sıkıntıların aynısını burada da yaşıyorum. Bunu söylemek çok zor ama çay doldurmak için arkamı döndüğümde, arkamdaki adamın nereme baktığını hissedebiliyorum. Bunu yönetime şikayet etmeye kalksam bana “Sen kuyruk sallıyorsun” diyecekler. Birçok kadın buna maruz kalmasına rağmen sessiz kalıyor. Burada çalıştığım iki buçuk aylık süreç bana adeta yıllarca çalışmışlığın verdiği yılgınlığını hissettirdi. Geçindirmem gereken bir evim var ve burada da bana verilen vaatlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Bu vaatleri hatırlattığım zaman da “Ben öyle bir şey söylemedim” dendi. MADO’da işe başladığım günden beri henüz tam bir maaş alamadım. Günümün 10 saatini orada mesai yaparak harcıyorum. Hem düşük ücretle çalıştırılıp, hem de maaşımı zamanın da ve eksiksiz bir şekilde alamıyorum. Benim gibi aynı sıkıntıları yaşayan çalışma arkadaşlarım var hatta hemen hemen bütün çalışanlar bu sorunla karşı karşıya. Ancak bir araya gelip kendi hakkımızı talep etme durumu örgütleyemiyoruz.

Çünkü çalışanların bir kısmı patronun akrabası, bir kısmı da patrona yakın durmaya çalışan tabiri caizse yalakalık yapanlar. Geriye kalanlarında işsizlik korkusu var. Biri çıkıp maaşlar ne zaman yatacak diye sorduğunda civardaki kafe restoranları örnek göstererek “filanca kafe 3 aydır vermiyor, filanca restoran şöyle böyle” diyerek işçilerin gözünü korkutuyorlar. İnsanlar da işsiz kalırım korkusuyla orada tutunmaya çalışıyor.

Maaşımı gününde alamadığım için bir süredir aynı işyerinde günlük yevmiye ile çalışmaya devam ediyorum. İçerde henüz alamadığım bir maaşım duruyor. Kendime zaman ayıramıyorum. Özel hayatımı kısıtlamak zorunda kaldım. Kazandığım para kira ve faturalarıma yetmiyor bile. Şuan sigortasız yevmiye ile çalışan bir işçiyim. Yasalara bakıldığında sigortasız işçi çalıştırmak suç ama kimsenin umurunda değil. Denetlemeye gelenler formaliteden dolaşıp gidiyorlar. Bundan sonra nasıl tutunacağımı bilmiyorum önümü göremiyorum. Ama umudumu hiç kaybetmedim. Biliyorum ki biz hakkımızı istemezsek kimse kendiliğinden gelip hakkımızı vermez.

Tüm kadınları yaşam alanlarında, çalışma alanlarında mücadeleye çağırıyorum. Bize kadınlığımızı unutturan, yoğun ve uzun mesai saatlerine karşın düşük ücretle çalıştıranlara karşı, koşullarımız iyileştirilene kadar, bizi kadın olarak değil insan olarak görene kadar mücadele etmeliyiz.

İlgili haberler
Görükle’de taciz ve şiddet son bulsun diye...

Gece geç saatlere kadar çalışıp eve kendimizi attığımızda ardımızda neler mi bırakıyoruz? Patron ve...

Kayıt dışı çalıştırılan kadın öğrenci sömürü çarkı...

Kayıt dışı ‘öğrenci işçi’ sömürüsüne Eskişehir’den örnek: Bir kadın öğrenci çalıştığı yerde hem sigo...

İşsizliğin ‘İŞKUR’lu hali

Üniversite mezunu kadın iş bulamayınca umudunu İŞKUR’a bağladı. Temizlik görevlisi olarak işe başlay...