MEKTUP
Kocaeli’den metal işçisi bir kadın, TİS taleplerine dair Ekmek ve Gül’e mektup yazdı: ‘Regl günlerinde ayda bir gün ücretli izin hakkımız olmalı. Çocuk parası artırılmalı...’
İzmir’den işyeri baştemsilcisi bir kadın anlatıyor: ‘Bastırılmak istendim, susturulmak istendim. Ama sonuçta seçim sandığında işçi arkadaşlarımızın iradesi konuştu.’
11 yaşındaki Meryem’in okulda kalem tutması gerekirken fırında ekmek saran ellerinin ve sorumluluğunu bilmeyen devletlilere serzenişin hikayesidir bu…
Kızılcaköy’de jeotermale karşı mücadele eden ve direne direne kazanan kadınlar yazdı: Zaferimiz Sabiha annemize ve Ceride annemize armağan olsun!
İzmir’den Songül Dolu yazdı: ‘Bedenimize ve kimliğimize karşı uygulanacak tüm tahakküm biçimlerine karşı çıkmaya devam edeceğiz.’
‘Kazandığımız hakları mücadele sonucunda kazandık. İstanbul Sözleşmesi’ni de yeniden ve daha güçlü bir şekilde mücadele sonucunda kazanacağız.’
'Rahatça nefes aldığımız günlere kavuşmaya olan susuzluğumla, hayatta kalan, katledilen tüm kadınlar adına doğruları savunmak motivasyonuyla gideceğim 19 Haziran mitingine.'
Bursa Ekmek ve Gül okuru kadınlar sendikalaştıkları için işten atılan Atılım Desen işçileriyle buluştu. İçerideki işçilerin ağır baskılara maruz kaldığını aktaran işçilerin talebi ise sendikalı olmak.
İŞKUR’dan işe girmek için bile AKP üyesi olmak gerekiyor bu zamanda. Ne diyeyim; ben de zamanında AKP’ye oy verdim. Vermez olaydım. Hakkımı falan da helal etmem.
Yozgat’ın Alevi köylerinden birinde yaşayan 52 yaşındaki takipçimiz yazdı: Ankara’ya Sivas’a mitinglere, yürüyüşlere gidiyorum diye köyde arkamdan ‘Namussuz’ diyenler var…
Gratis işçisi yazdı: İşten çıkmak isteyen ama bunca yıllık emeğini yani kıdem tazminatını bırakmak istemeyen arkadaşlarımız anlaşmalı evlilik yapıyor.
‘Sırf sık sık su içmeye gitmeyelim de tuvalete gitmeyelim diye sebilleri hepimizin uzağına koydular. Bunlar insanca koşullar mı, soruyorum size?’
Tepki ver ki insan olduğumuzu unutmayalım. Çünkü unutarak unuttuğumuz yerden tekrar vuruluyor ya da başkasının aynı mağduriyete maruz kalmasına zemin hazırlıyoruz.
Yarım yıldır evdeyim ve işsizim. İşsizlik maaşını sadece 8 ay aldım. Benim üniversitede okuyan bir kızım var, kızıma verilen burs ve yardımlarla geçinmeye çalışıyorum.
Hiçbir maddî destek görmedik, 17 günün sonunda çıkmış bizden helallik istiyor. Ben ev emekçisi bir kadın olarak hakkımı helal etmiyorum.
Birgül Avdan, boşanma sürecindeki Gül Hanım'ın hikayesini anlatıyor...
Uzun çalışma saatleri, insanüstü çalışma, çocuk bakım sorunu, tükenmişlik hali… Manisa’dan Alev Hemşire yazdığı mektupla, sağlık emekçisi kadınların duygularına tercüman oldu.
Manisa’dan bir ebe hemşire: ‘Emeğimiz görmezden geliniyor, çığlıklarımız bastırılıyor, saygınlığımızı yitiriyoruz.’
‘Daha öğrenciyken çalışmak zorunda kalıyoruz. Pandemiyle çalışabileceğimiz sektörlerde sınırlanmış durumda… Dışarıda da evden de çalışırken sömürülüyoruz…’
Pilar a écrit à Ekmek ve Gül l’histoire dure de son père. Elle pense qu’il faut faire connaître cette histoire afin d’arrêter les tendances fascistes qui est de plus en plus présent dans le monde.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.