MEKTUP

‘Hayatımın özeti; geçim sıkıntısı ve iki çocuk’ diyor İzmir’de bir hastanede temizlik işçisi bir okurumuz. Kendi ayakları üzerinde durma çabasını ve yaşadıklarını anlatıyor.

Ankara’dan Eczacı Ezgi Kaya yazdı: Çöp toplayarak geçimini sağlayan ve üç çocuğu olan bir kadın, 2 kilo doğan ve beslenemediğinden 1 buçuk kiloya düşen bebeği için mama alamadan eczaneden çıktı!

Bekar bir anne olan bu işçi kadın, depremde de evini kaybetti. Okul masraflarını ve okul kayıt ücretini ödeyebilmek için sekreter olarak çalıştığı kurumda bir de geceleri hasta bakmaya başladı.

Çiğli Eğitim Araştırma Hastanesinde yaşanan tacizi ve yaşananları SES işyeri temsilcisi Edge Gürkan yazdı: Hastane idaresinden hâlâ ses yok!

'Peki MEB’e soruyorum: Sınavlarda ne soracaksınız bu çocuklara? Bu çocukların iç içe geçmiş sınıflarını rahatlatmayı hiç düşünmediniz mi?'

Maltepe Belediyesi’nin 4 sene önce dere yatağına yaptığı ve bugün Büyükşehir Belediyesine devrettiği kreşe kayıtlar başladı. Gülensu Mahallesi sakinleri kreşin sağlıklı bir alana taşınmasını istiyor.

Kadının babası tarafından şiddet ile terbiye edilmesi gerektiği düşüncesi kabul edilemez bir zihniyettir. Bu zihniyete sahip olan Celal Şengör gibileri tüm öğrenciler için bir tehdit oluşturmaktadır.

İçimizde hep bir hüzün var. Evde, işyerinde zaten bitmeyen stresle baş başayız. Korkarım ki yakında tüm insanlarda tek bir duygu kalacak, o da korku!

Sınıflar aşırı kalabalık ve doğru düzgün havalandırma bile yok. 40’lara kadar uzanıyor sınıf mevcutları. Çıkışlarda izdiham yaşandığı için ilk gün belirlenen okul giriş çıkış saatleri değiştiriliyor.

‘Unutmuyorum ve unutturmuyorum. Her 12 Eylül’de içimde küllenmiş bir ateş alevleniyor. Nasıl da acıyor içim. Nasıl nasıl, anlatamam.’

Birçok öğrenci için evden ayrılmak, sabahları erken kalkmak ve bütün gününü eğitim alarak geçirmek büyük bir baskı yaratacak. Bazıları için ise bu eğitim sistemi içinde öğrenmedeki zorluklar artacak.

Öğrenci velileri olarak örgütlenmeli, Eğitim Bakanlığına, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne, Okul Müdürlerine bu taleplerimizi iletmeli ve asla bağış adı altında talep edilen ödemeleri yapmamalıyız.

‘Müfredat biraz seyreltilse, öğretmen, öğrenci, veli zaman geçirilmeden aşılansa diye bekliyoruz. Hiçbir öğretmenin, öğrencinin canı yansın istemiyoruz. Kayıplar, hastalıklar önlenebilir.’

Ankara Batıkent’te yaşayan ve kızı ortaokula giden bir veli yazdı: Hiçbir önlem yok, sınıflar kalabalık, okulun önü kalabalık, kaygılıyız.

Pendik’ten bir veli: ‘Okul açıldığı için duyduğumuz sevinç yerini ilk gün okul kapısında yaşadığımız izdihamla tedirginliğe bıraktı.’

Kardelen Mahallesi Ekmek ve Gül okuru olarak bir kahvaltı ile bir araya gelen kadınlar, ‘Birlik ve beraberliğimizi artırarak görüşmelerimize devam edeceğiz’ diyor.

‘6 saat ders 5 saate indirilebilir. Bir ders saati 30 dakika olabilir. Müfredat seyreltilebilir. Hijyen için yeterli malzeme ve personel sağlanabilir. Ücretsiz ve düzenli tarama yapılabilir.’

Ev kiralarının duduk uçuklatan fiyatlara çıktığı, ev tutsan eşya bulamadığın bir zamanda Ebrar ve arkadaşı, komşularının dayanışmasıyla ev kurabilmiş oldukları için kendilerini şanslı hissediyor.

‘Utanmasalar fabrikaların soyunma odalarına ve tuvaletlere kamera koyacaklar. Kadın işçilerin üçü beşi bir araya gelince hemen sorguya çekilir gibi muamelelere maruz kalıyorlar.’

Malatya’da yaşayan ataması yapılmayan bir öğretmen yazdığı mektupta, okuyup mesleğini icra edememenin kendinde yarattığı psikolojiyi anlatıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.