MEKTUP
Daha önce Erdoğan’ı savunanlar şimdi ‘bu savaş çok yanlış bizi ateşe atıyor’ diyorlar. Çünkü savaştan, işsizlikten, pahalılıktan korkuyorlar.
Birileri gücüne güç katacak, ülkesinde kaybettiği oyları yeniden toparlayacak diye çocuklara bunları yaşatmaya hakları var mı? Ya savaşı seyreden bizlerin o çocuklara karşı sorumluluklarımız...
Beşiktaş’ta oturan bir kadın komşuları tarafından maruz kaldığı, tehditleri ve tacizi Ekmek ve Gül ile paylaştı. Yaşadıkları, bir kadın olarak yalnız başına yaşamanın zorluklarını da ortaya koyuyor.
Antalya’da kadınlar olarak günlerimizi; itirazlarımızı, ihtiyaçlarımızı ve taleplerimizi konuştuğumuz, bir aradalığı sağladığımız buluşmalarla doldurmak için yan yana gelmeye devam ediyoruz.
İstanbul Aydın Üniversitesinde kadın öğrencilerin birlikte yürüttükleri mücadeleyle daha önce üniversite yönetimi tarafından engellenen ‘Kadın Araştırmaları Topluluğu Kulübü’ onay aldı.
‘Biz kadınlardan şiddetin çeşitli hallerine sessiz kalmamız beklense de; Öykü, sesini duyurarak bizlere kanunları çok iyi bilmenin değil mücadelenin kazandıracağını açık bir şekilde göstermiş oldu.’
Öyle ki “8 Mart tatil olsun” talebi ile mücadele eden kadınlar, 8 Mart buluşması için yemek saatlerinden ödün vermek zorundalar.
Bu, Ekmek ve Gül’deki mektuplardan feyz alarak yazılmış bir iyileşme mektubu. Yaralı çocukluğunun ellerini tutan, şeker yiyemeyen çocukların ellerini hiç bırakmamaya karar veren bir kadının mektubu...
Dokuz Eylül Üniversite Hastanesindeki sağlık emekçisi kadınların meslektaşlarının yaşadığı sorunlara ve taleplere dikkat çekmek için anket çalışması başlatıyor.
Evlerindeki sobayı bile komşuların yardımıyla alabilen Fethiye odun ve kömür alamadığından dolayı o sobayı yakamıyor bile.
Gülistan 41 gündür yok, duyun artık sesimizi, görün artık annemizin gözyaşlarını.
İşçi kadınlar için tuvalete gitmek neredeyse bir lüks! Mersinden bir işçi kadın anlatıyor: ‘Tuvaletimi tutabildiğim ana kadar tutuyordum ki laf işitmeyeyim.’
İşten atılan otomotiv işçisi Ayşe anlatıyor: ‘Arpanız mı az geldi’ gibi aşağılayıcı cümleler kurulması, çay molası olmadan çalışmak, bizde patlamaya neden oldu ve sendikanın kapısında bulduk kendimizi
Babası tarafından öldürülen Şeyma Yıldız için bir lise öğrencisinden mektup: Yaşamlarımız, haklarımız için, daha fazla Şeymaların ölmemesi için mücadeleden geri durmamalıyız.
Babasının şiddeti yüzünden yaşamına son vermek istediği iddia edilen Şemse, yaşam savaşı veriyor. Aileye ziyarette bulunan Sultangazi Kadın Dayanışmasıysa olayın takipçisi olacaklarını söyledi.
Her bir kadının kendi sorunlarını dile getirdiği, kendilerine ve birbirlerine katkılar sunduğu, dayanışmayı öğrendiği Van Ekmek ve gül Grubu kadınlarından mektup var.
Evi, evliliği, aileyi, dağılabilen her şeyi. Sevmiyorum ‘ev hanımı’ tamlamasını ben. O yüzden, karşıma çıkan her formdaki ‘mesleğiniz’ bölümünün karşısındaki kutucuğa yazıyorum kocaman, ÇALIŞMIYOR(!)
Gülistan’dan hâlâ haber yok, yapılanlar ve açıklamalardan ‘güven’ denilen şey çıkmıyor ve Dersim’de topluma ‘güven’ verecek mekanizmalar zayıf. Gülistan Doku’ndu, biz döküldük. Karar kamuoyunun…
Ceren Özdemir’in ölümünün ardından bir şarkı yazan 16 yaşındaki Arjinnes her sokağa çıktığında ölüm korkusu yaşadığını söylüyor ve kadınlara sesleniyor: Direnmekten vazgeçmeyin.
‘Son yıllarda kadına, çocuğa, hayvana yönelik şiddet işyerinde, sokakta, evde her yerde gittikçe arttı. Korkuyoruz, endişeliyiz. Çocukların ve kadınların ölüm haberlerini almak istemiyoruz artık.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.