MEKTUP
Ekmek ve Gül ile tanışmam çok tesadüf oldu ve dergiyi okudukça kendimi daha güçlü hissettim. Kadınların yanyana ve dayanışma için de olmalarının önemini çok daha iyi kavradım...
Ataşehir Öğrenci Yurdundan genç kadınlar yazdı: Geçen günlerde bir akranımızı daha kaybettik, Ceren’i. Ceren ne ilk ne son; acısı ne daha çok ne daha az. Biz bu haberlere alışmak istemiyoruz!
‘Bir dileğini söyle’ diyerek yaşadığımız herhangi bir yere kadınlar için dilek kutuları koyup, kadınların isimleriyle birlikte dileklerini yazmasını sağlamak ve kadınların sesi olmak.
İzmir’de 38 yaşındaki Filiz Tekin, ‘Bakımsızsın’ denilerek evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. Filiz’in ölümü bana yıllar önce yaşadığım ve o dönem beni oldukça sarsan bir anı hatırlattı...
Piri Reis Üniversitesi Kadın Topluluğu kuruldu. Topluluktaki denizcilik öğrencileri; ‘Okyanuslar kadın sorunu, gemimiz kadın mücadelesidir. Pruvamız neta, dümenimiz viya olsun’ dedi.
Tuzla Esenyalı’da yaşayan bir kadın Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin hayatını nasıl etkilediğini yazdığı bir mektupla anlattı.
Bursa’nın Panayır Mahallesi’den Sevgi Başboğa, kadın dayanışmasının kendisine neler kattığını ve bu 25 Kasım’da mahallelerinde neler yaptıklarını anlattı.
Şule Çet’in ölümünü ‘İki erkekle lüks plazaya girdi sonrası…’ başlığı ile duyuran medyaya ve olayı ‘basit bir intihar meselesi’ olarak anlatan sanıklara karşı kadınların mücadelesi kazandı.
Güleda, Feray bu sonu hiç hak etmedi, hem de hayatlarının baharında... Şiddet ev içinden sokaklara taştı. Devlet kadını koruyamadı, seyirci kaldı. Devlet sınıfta bile değil, sokakta başıboş kaldı.
Kadına yönelik gerek psikolojik gerek fiziksel şiddet haberleri duyduğumuz şu günlerde 25 Kasım gibi bir tarihte bir arada durmanın ne kadar önemli olduğunu anladım...
Şiddete karşı beraber olup korkmadığımızı, günden güne daha da güçlü olacağımızı duyurmalıyız.
Antalya’da 25 Kasım öncesi bir araya gelen görme engelli kadınlar sorunlarını dile getirdi: Şiddet ve istismara, mobbinge ve aile baskısına daha fazla maruz kalıyoruz. Bizi güçlendirecek kurumlar yok.
'Bu yolda bir kadın olarak yürümek demek endişenin ve sorulacak soruların iki katına çıkması demek.'
Üyesi olduğum Türk Metal’e sorularım olacak. Bu dönem taslağa koyduğunuz ‘Kadın İşçiler Kurulu’ benim bu taleplerimi gerçekleştirmemi sağlayacak mı? Sağlayacaksa nasıl?
Küfür duymaktan bıktık, usandık. İşler işte olduğu kadar evde de ağır. İşyerlerindeki ayrımcılığa karşı, kadınların hayatlarını daha da zorlaştıran koşullara karşı kim bir şeyler yapacak peki?
Hafize’yi kaybetmenin derin acısı ve ulaştığımız kadınlardan aldığımız dayanışma mesajlarının umudu ile kapı kapı dolaşmaya devam ediyoruz.
Cinsiyetin bize kattıklarını biz de benimseyip hareket etmedik mi? Sen erkeksin al mavi senin olsun demedik mi? Sen kızsın ayıp! Demedik mi?
Annemin verdiği tepki beni çok şaşırttı; ‘Kızım niye bağırmadın, kızım niye tokat atmadın, niye tepki vermedin’ Nasıl yani? Benim annem ‘Aman kızım sessiz ol, kimse duymasın’ demez miydi?
Aydın Üniversitesi’nden kadın öğrenciler, “Eğitim Hakkımız, Burs İhtiyacımız” kampanyasının kendileri için neden önemli olduğunu anlattı.
İktidarın, iktidarın politikalarıyla beslenen erkeklerin kadınları eve hapsetmesine, kadınları ikinci sınıf görmesine karşı biz kadınlar sokağa çıkmaya, üretmeye, çalışmaya, ilerlemeye devam edeceğiz.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.