GÜNÜN BELLEĞİ: Psikoloji tarihindeki önemli kadınlar
Erkeklerin çoğunlukta olduğu bir alanda olmalarına rağmen çalışmalarını devam ettirmiş, şimdi bile kendilerinden söz ettiren, psikoloji alanına katkıları oldukça fazla olan kadınları tanıyalım.

Birçok akademik disiplinde olduğu gibi, psikoloji biliminin tarihine baktığımızda da genelde erkek bilim insanlarının çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Yine de, kendi zamanlarının sosyo-kültürel şartlarına, kadınların bilim alanında temsillerinin şimdiye göre çok daha az olmasına rağmen akademik çalışmalarını devam ettirmiş ve şimdi dahi kendilerinden söz ettiren, psikoloji bilimine önemli katkılarda bulunmuş kadın bilim insanlarının da olduğunu görüyoruz.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken, psikoloji biliminin bugünkü haline gelmesine katkısı olan kadınların bazılarının hayatına kısaca değinerek, onları da anmış olalım.

Mary Whiton Calkins (1863–1930)[1][2]

Mary Calkins, Amerikan Psikologlar Derneği’nin 14. başkanı ve bu kurumda çalışan ilk kadındır. Harvard’a o dönemde kadınlar kabul edilmediği için, Calkins doktora derecesini William James’in ardından almaya hak kazandıysa da, derecesi kendisine verilmemiştir (ve hala ölümünden sonra dahi verilmemektedir). Buna rağmen, Amerika’nın ilk kuşak psikologlarının arasında en önemlilerinden olarak biliniyor.
Wellesley College’de ilk psikoloji laboratuvarını kurmuştur. Yazdığı dört kitabın yanı sıra psikoloji ile felsefe üzerine yüzün üzerinde makale yayınlamıştır. 1903 yılında, ABD’deki en ünlü 50 psikolog listesinde 12. sırada yer almıştır.

Margaret Washburn (1871-1939) [3][4]
Margaret Floy Washburn, Amerika’da psikoloji alanında doktora derecesi alan ilk kadın ve Mary Whiton Calkins’den sonra APA (Amerikan Psikologlar Derneği) Başkanı olarak görev yapan ikinci kadın oldu. Harvard Üniversitesi’nde Calkins ile aynı yıl doktora yaptı ancak üniversite mütevelli kadrosu ona unvanını vermeyi reddetti. Eğer ki, Washburn bir tavsiyeyle Kolombiya’ya transfer olmasaydı muhtemelen Calkins’le aynı kaderi paylaşacaktı.
O dönemde, evli kadınlar herhangi bir eğitim ortamında öğretmen veya profesör olarak çalışmaları hoş karşılanmıyordu. Washburn de hiç evlenmedi ve 36 yıl boyunca Vassar Koleji’nde profesör olarak görev aldı. Yetenekli bir araştırmacı ve üretken bir yazardı. Temel ilgi alanları, hayvan davranışları ve duyum/algı gibi temel psikolojik süreçlerin nasıl işlediği ile ilgiliydi. En çok bilinen kitabı olan “Animal Mind” 1908’de yayımlanmıştır ve hayvan bilişselliğine ilişkin deneysel çalışmalara dayanımaktadır.
Washburn, lisans düzeyinde ders verdiği öğrencilerini, hepsi kadın olmak üzere, laboratuvardaki çalışmalarına dahil etti ve birçoğunu makalelerine yazar olarak ekledi.
Mary Ainsworth (1913 -1999)[5]

Psikolojide bağlanma dendiğinde akla gelen ilk isimlerden olan John Bowlby ile uzun süre birlikte çalışmıştır. Bowlby’nin ardından onun mirasını ABD’ye taşımış ve bağlanma üzerine çalışmalarına devam etmiştir. Anne-çocuk ilişkisi üzerinde yaptığı araştırmalar ile de tanınır.
Bununla beraber, “yabancı ortam deneyi” (strange situation) olarak bilinen tekniği geliştirmiş ve bunun üzerine araştırmalar yapmıştır. “Yabancı ortam deneyi”ne hala gelişim psikolojisi kitaplarında yer verilir ve ilk çocukluk zamanlarındaki bağlanma tiplerine ve niteliklerine dair geçerliliğini koruyan bir deneydir

Karen Horney (1885 – 1952)[6][7]
Tıp eğitimini Berlin’de tamamlayan Horney, bir süre alanda çalıştıktan sonra psikanaliz ile ilgilenmeye başlamıştır. Freud’la hiçbir zaman birlikte çalışmamış ya da öğrencisi olmamış olsa da Horney psikanalizin asıl resmi ilkeleriyle yetişmiştir. Freud’dan fikir olarak ayrılması ise, Freud’un kadınların psikolojisi ile ilgili görüşlerini keşfetmesiyle olmuştur. Psikanalizin kadın gelişimine nazaran erkek gelişimine odaklı olduğunu belirtmiş ve Freud’un “penis hasedi” olarak adlandırdığı teorisine karşılık “rahim hasedi” kavramını ortaya atmıştır. Psikanalist olarak ilk yıllarında, Freud’dan ayrıldığı noktalar olsa da kendi çalışmalarını Freud’un teorisinin bir uzantısı olarak görmüştür. Ancak çalışmalarını o denli ilerletmiştir ki Karen Horney’nin insan psikolojisine yönelik bakış açısı kendi başına bir kuram haline gelmiştir. Oedipus kompleksi, libido gibi kavramlarda Freud’dan ayrışan Horney, insan davranışının arkasındaki faktörlerin cinsel ve saldırgan dürtüler ile değil, güven ve sevgi ihtiyacı olduğunu öne sürmüştür.
İlk önemli eseri, Çağımızın Nevrotik İnsanı 1937 yılında yayınlanmıştır. Bu kitabında, nevrotik ilişkilerin oluşumunu, insan ilişkilerindeki bozulmaya ve kültürel faktörlere dayandırmıştır. Bu kitabında, ana hatlarıyla Freud’un çizgisinin dışına çıkmasa da, daha sonraki eserleri Psikanalizde Yeni Yollar, İçsel Çatışmalarımız, Nevrozlar ve İnsan Gelişimi gibi kitaplarında, Freudian görüşten belirgin ayrılıklar göstermiştir.
Hekim olarak çalışmasının yanı sıra, Psikanalizi Geliştirme Derneği ve Amerikan Psikanaliz Enstitüsü’nde çalışmıştır. Psikanaliz Dergisi’nin de editörlüğünü üstlenmiştir.
Melanie Klein (1882 – 1960)[8][9]

Tıp okumak isteyen Klein, genç yaşta evlenip çocuk sahibi olduğundan bu hayalini gerçekleştiremedi. Freud’la yakın ilişkisi bilinen Sandor Ferenczi ile psikanaliz sürecinden geçti ve onunlayken psikanalizle ilgilenmeye başladı. Ferenczi, Klein’ı küçük çocuklarda psikanaliz uygulaması için cesaretlendirdi ve Klein 1919’da bu alana ilişkin ilk makalelerini yayınladı. İki yıl sonra Karl Abraham tarafından Berlin Psikanaliz Enstitüsü’ne davet edildi, 1926’da Londra’ya taşınana kadar orada kaldı.
Oyun terapisi, çocukların duygularını ve deneyimlerini doğal ve yararlı bir şekilde ifade etmelerine yardımcı olmak için sıkça kullanılan bir tekniktir. Melanie Klein çocuklarla yaptığı çalışmalarla bu tekniğin geliştirilmesinin temelini atmış oldu. Freud’un psikanalizinde yetişkinlerde kullandığı “serbest çağrışım” tekniğini, daha dil gelişimini tam olarak tamamlamamış çocuklarla çalışılması pek mümkün olmadığından, Klein oyunu ve oyuncakları çocuğun dili olarak görmüş ve psikanalizi bu şekilde gerçekleştirmiştir. Çocukların bilinçdışı duygularını, endişelerini ve deneyimlerini araştırmanın bir yolu olarak bunu kullanmaya başlamıştır. Çocuk Psikanalizi isimli kitabı, psikanalizin çocuklara uygulanması ile ilgili devrim niteliğinde bir eserdir. Günümüzde Kleinian psikanalizi, psikanaliz alanında en önemli düşünce okullarından biri olarak görülmektedir.
Klein’in çalışmaları, çocukların psikolojik olarak analiz edilemeyeceğine inanan Anna Freud ile aralarında büyük tartışmalara neden oldu. Ancak ikisinin arasındaki bu tartışmalar da psikoloji açısından oldukça verimli olma niteliği taşır.

Anna Freud (1895 – 1982)[10]
İstenmeyen bir çocuk olarak dünyaya gelen Anna Freud, altı kardeşi arasından Freud’un izinden giden tek çocuğu olmuştur. Anna, babasına hayran bir çocuktu ve psikanalitik teori ve uygulamanın gelişmesine kendini adamıştı. Bir ilkokul öğretmeni olan Anna Freud, gün içinde çocukları gözlemleme şansını elde etti ve bu onu çocuk psikolojisine yöneltti. 1927 yılında Viyana psikanaliz topluluğunun bir üyesiyken, çocuk psikanalizi ile ilgili görüşlerini içeren bir makale yayınladı. Ben ve Savunma Mekanizmaları adlı eserinde, ego psikolojisine yeni bir ivme kazandırdı. 1945 yılında bir çocuk yuvası/bakımevi kurdu ve burası evsiz çocuklar için bir ev ve psikanaliz programı olarak varlığını sürdürdü. Buradaki tecrübelerine dayanarak, Young Children in Wartime (1942), Infants Without Families (1943), ve War and Children (1943) isimli üç kitap yazdı.

7 Mart 2018’de Gorgon Dergisinde yayımlanan bu yazıyı İpek Türel kaleme almıştır.

Kaynakça
[1]Coon, D., & Mitterer, J. O. (2012). Introduction to psychology: Gateways to mind and behavior with concept maps and reviews. Cengage Learning.
[2]http://www.apa.org/pi/women/resources/newsletter/2011/03/mary-calkins.aspx
[3]Furumoto, L., & Scarborough, E. (1986). Placing women in the history of psychology: The first American women psychologists. American Psychologist, 41(1), 35.
[4]http://www.apa.org/about/governance/president/bio-margaret-washburn.aspx
[5]https://www.simplypsychology.org/mary-ainsworth.html
[6][6]Schultz, D. P., & Schultz, S. E. (2016). Theories of personality. Cengage Learning.
[7]Gectan, E. (2002). Psikanaliz ve Sonrası. Metis Yayınları.
[8]https://www.britannica.com/biography/Melanie-Klein
[9]Klein, M. (2015). Çocuk Psikanalizi. Pinhan Yayınları. İstanbul.
[10]https://www.britannica.com/biography/Anna-Freud

İlgili haberler
GÜNÜN BELLEĞİ: Marksizmin izinden Eleanor Marx

Kapitalizm koşullarında kadınların durumunu ortaya koyan Eleanor, ustaları Marx ve Engels’den öğrend...

GÜNÜN BELLEĞİ: Hela hücrelerine hayat veren kadın...

Henrietta Lacks, bugün dünyadaki hemen her laboratuvarda kullanılan ve kanserden bulaşıcı hastalıkla...

GÜNÜN BELLEĞİ: Antifaşist direnişlerde kadınlar

Çünkü insan için kendisini özgür hissetmek ve mahrum edildiği haklar uğruna mücadele etmek bir ihtiy...