GÜNÜN BİLGİSİ: Matilda etkisi nedir?
Şimdiye kadar verilen Nobel ödüllerinin sayısına bakarak bile kadınların bilimde ayaklarına takılan taşın yani ‘Matilda etkisi’ni görmemiz mümkün. Peki nedir bu Matilda etkisi?

‘Matilda etkisi’ni bilmek için onun öncülü ‘Matthew etkisi’ne bakmak gerekir. Sosyolog Robert K. Merton’un 1968’de öne sürdüğü ‘Matthew etkisi’, ismini İncil’den alıyor. Bilim dünyasında aynı işi yapsalar dahi, daha az tanınan bilim insanlarına göre ünlü bilim insanlarının daha fazla öne çıkarıldığını göstermek için kullanılıyor. Merton bu terimi ortaya atarken sosyolog olan eşi Harriet Zuckerman’ın doktora tezi için Nobel ödülü kazananlarla yaptığı röportajları kullanıyor. Örneğin, röportaj yapılan bir kimyacının şunu söylediğini aktarıyor; “İnsanlar kağıtta benim adımı gördüklerinde onu hemen hatırlıyorlar, diğerlerinin ismi ise hemen siliniyor.” Bazı ünlü bilim insanları da sırf bu yüzden, çalışma arkadaşlarının emekleri daha fazla görünür olsun diye, ya birlikte çalıştıkları arkadaşlarının isimlerini en üste yazdırıyorlar ya da kendi isimlerini hiç yazdırmıyorlarmış.

1993’teyse bilim tarihçisi Margaret W. Rossiter, Matthew etkisiyle bağlantılı olarak, sistematik olarak bilim kadınlarının yaptıkları çalışmalara verilmesi gerekenden daha az kredi verildiğini tanımlamak için bir makalesinde ‘Matilda etkisi’ni ele aldı. Örneğin, bugün DNA’nın double helix denen yapısının keşfinde en büyük katkıyı yapanın Rosalind Franklin olduğu artık bilinse de, bu buluş çalışma arkadaşları Francis Crick, James D. Watson ve Maurice Wilkins’e atfedilerek 1962’de onlara Nobel ödülü verilmiş ve onun adı bile geçmemiştir. Sadece Watson daha sonra yazdığı bir kitapta kısa bir şekilde değinmiştir.

Matilda etkisi, 19. yüzyıl oy hakkı savunucusu ve feminist eleştirmen Matilda Joslyn Gage tarafından geliştirilen teoriyi temel aldığı için Rossiter, bu etkinin ismini Matilda olarak adlandırdı. Gage, kadınların bilimdeki çalışmalarına hiç değer verilmediğini gözlemiş ve bunun üzerine yazmıştı.

‘Kadının İncili’, ’Kadınların Oy Hakkı Tarihi,’ ‘Kadın, Kilise ve Devlet’ gibi çalışmaları kaleme aldı. 1870’te yazdığı ‘Kaşif Olarak Kadın’ yazısında Rossiter’in de daha sonra Matilda etkisini bulmasında yardımcı olacak onlarca kadın kaşifi ve onların bilime olan katkılarına rağmen verilmeyen patentleri, görünmeyen emeklerini anlatıyor.


İlgili haberler
Bilimde kadınların ayaklarına takılan taş: MATİLDA...

Bilim kadınlarının yaptıkları çalışmalara verilmesi gerekenden daha az kredi verildiğini tanımlamak...

GÜNÜN KADINI: Bilim dünyasındaki cinsiyetçiliğe gö...

Kariyerinin her anında cinsiyet ayrımcılığı ile savaşan Rubin, başarılı bir gökbilimci olmasının yan...

GÜNÜN BİLİM İNSANI: Marie Curie

O küçüçük dünyamda Marie Curie’nin ansiklopedideki tek kadın bilimci olması dikkatimi çekmişti. Gari...