GÜNÜN İSYANI: Yaşamayı biz de hak ediyoruz!
Gaziantep Üniversitesinde okuyan Suriyeli öğrenciler: Beraber yaşamaya çalıştığımız ülkedeki insanların yaşam şartları zor ama bizim daha da zor.

Suriyeli mültecilere yönelik linç kampanyalarını Evrensel Gazetesi muhabirleri Gaziantep Üniversitesinde öğrenim gören Suriyeli öğrencilerle konuştu. Uçakların kentlerinin üzerine bomba yağdırmasından sonra mecburen Türkiye'ye gelmek zorunda kaldıklarını söyleyen öğrenciler, hayatta kalmaya çalıştıklarını belirterek, “Beraber yaşamaya çalıştığımız ülkedeki insanların yaşam şartları zor ama bizim daha da zor. Ama yaşamayı biz de hak ediyoruz” diyor.

‘SURİYE’DEN KAÇMAK ZORUNDAYDIK’
Evrensel’e konuşan ve ismini vermek istemeyen kadın öğrenci, Suriye’den isteyerek gelmediklerini, yaşanan savaştan dolayı kaçmak zorunda olduklarını dile getiriyor. “Üstümüzden geçen uçaklardan bombalar yağıyordu. Geceleri zeytin ağaçlarının altında yatar, sabaha doğru evimize dönerdik. Saklanmaya çalışıyorduk. Bir sabah eve dönerken yakınımızda bulunan bir eve bomba atıldı. Tam bir ev, bir aile vuruldu. Durmanın ne anlamı vardı ki artık!

Öldürmek veya yaralamak Arap olsun Türk olsun kimsenin hakkı değildir. Bizim bombalara karşılık verecek gücümüz yoktu. Bizim belli bir düşmanımız da yok. DAEŞ, Esad rejimi… Eğer anlasak kim olduğunu belki belli bir düşmana karşı koyabiliriz. Kendimizi korumak için geldik buraya. Burada da kendimizi korumaya çalışıyoruz. Artık yanımızda herhangi bir tehlikeye karşı kendimizi savunacak araç gereçler taşımak durumunda kalıyoruz.”

‘BİZİM YAŞAMIMIZ DAHA DA ZOR'
Yapılan ayrımcılıkların küçük yaştaki çocuklardan itibaren başladığını söyleyen öğrenci, geçen günlerde kardeşinin başından geçenleri şu sözlerle anlatıyor; “Kardeşime ‘Sen Suriyelisin burada nasıl gezersin? Bizimle okuyamazsın’ gibi söylemlerde bulunup kavga çıkarttılar. Ablam okula gidince çözüldü. Ama böyle şeyler yaşamak istemiyoruz. Bunca sorunun bir çözümü var mı bilmiyorum. Şimdi buradayız beraber yaşamaya çalıştığımız ülkedeki insanların yaşam şartları zor ama bizim daha da zor.”

Boran İpek ve Zelal Arar’ın haberinin tamamını BURADAN okuyabilirsiniz.

İlgili haberler
15 yaşında mülteci bir işçi: Emine

Çocuk o daha. Çağlayan’da taş dizimi yaptığı atölyede onun kadar uzun saatler çalışmaya büyük bir in...

Suriyeli kadınların bir yanı sömürü bir yanı taciz

Ağır sömürü, düşük ücret ve taciz, Suriyeli kadın işçileri patlama noktasına getiriyor. Güvencesizli...

GÜNÜN DİKKATİ: Dünyadaki mülteci çocukların yarısı...

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) verilerine göre, dünya çapında toplam...