‘İşyerlerinde örgütlü bir işçi sınıfı toplumu da değiştirecek’
Birleşik Krallık’ta özel sektördeki en büyük sendika, Unite the Union’ın genel başkanlık seçimleri öncesi, ‘İşçilerin Adayı’ Sharon Graham’a ilgi oldukça yüksek…

Birleşik Krallık’ta özel sektördeki en büyük sendika, Unite the Union’ın genel başkanlık seçimleri yaz aylarında gerçekleştirilecek. “İşçilerin Adayı” sloganıyla işçi temsilcilerinin yürüttüğü kampanya ile öne çıkan başkan adayı, sendikanın Örgütlenme ve Kaldıraç Departmanı başkanı Sharon Graham 20 Nisan akşamı, ileri işçiler tarafından gerçekleştirilen online toplantıda adaylık manifestosunu açıkladı. Toplantıya İngiltere, İrlanda ve İskoçya’daki farklı sektör ve branşlardan 400’ün üzerinde işçi ve işçi temsilcisi katıldı.

Unite yürütme kurulu üyesi, otomotiv sektöründeki işçi temsilcileri John Cooper tarafından yönetilen toplantıda öncelikle farklı iş kollarından işçiler, neden Sharon Graham’i aday gösterdiklerine dair açıklama yaptı. Ardından, Sharon Graham adaylık manifestosunu açıkladı ve işçilerden gelen sorulara cevap verdi.

‘BANA NE YAPACAĞINI ANLATMADI, NE İSTEDİĞİMİ SORDU’
Katılımcı işyeri temsilcileri şu sektörlerdendi: Ulaşım, inşaat, hava ve uzay, kırmızı ve beyaz et, sağlık, otomotiv, bilişim, medya, matbaa, temizlik, belediye, yabancı dil öğretmenleri, taksiciler, serbest meslek çalışanları, öğrenciler... Ayrıca, Unite sendikasının seçilmiş merkez komite üyeleri, kadın komitesi, LGBT komitesi, toplum komitesi ve emekliler komitesine üye olan işyeri temsilcileri de katılanlardandı.

Online toplantıda ilk olarak söz alan ileri işçi temsilcileri, neden Sharon Graham’i destekleyeceklerini aktardı. İçlerinde kadınların karar alma mekanizmasına dahil olmasının önemine vurgu yapan kadın işçi temsilcileri, daha önceki yıl greve çıkan işçilerden siyah bir kadın işçi temsilcisinin söylediği şu söz diğer temsilciler tarafından büyük karşılık buldu: “35 bin işçiyi işten atıp yeniden düşük ücretli sözleşmelerle çalıştırmak isteyen Britanya Havayolları’ndaki direnişimizde Sharon’la birlikte çalıştık. Hayatım boyunca katıldığım en etkili kampanyalardan biriydi. Sharon’la birlikte geliştirdiğimiz stratejimizle direnişimizi kazandık. Ayrıca, siyah bir kadın olarak, ‘eşitliği savunuyoruz, ırkçılığa karşı sizin yanınızdayız’ diye edilen boş lafları dinledim bugüne kadar. Sharon’sa bir genel başkan adayı olarak bana ne yapacağını anlatmadı, tersine bir üye ve temsilci olarak benim ne düşündüğümü ve ne istediğimi sordu.”

Söz alanların dışında, tüm toplantı boyunca, katılımcılar fikirlerini yazışmakısmında da dile getirdiler. Açık bir platforma dönüşen toplantıdaki bazı yazılı ifadelerse şöyle: “Açık ve somut konuşmaları olan bir aday”, “Tüm güç işçi sınıfında!”, “Sharon’un ‘önce işyerleri’ fikri çok doğru”, “Daha güçlü olmak için sektör örgütlenmesine önem vermeliyiz”, “Politik güç işyerindeki güçle başlar” “98’de ‘yapılamaz’ denilen Honda Swindon örgütlenmesini yaptık. Her işçi sendikadır. En iyi şekilde işçi temsilcilerine örgütlenme eğitimi verdirdik ki gelecek için hazırlık olsun. İşyerlerinde tüm riski işçiler alıyor. Klasik sendikacılarsa “taviz” anlaşmaları yapıyor kazanımmış gibi, ama değil. Sharon böyle yapmadı.”

‘SEKTÖREL SORUNLAR, ANCAK SEKTÖR KOMİTELERİNİN ÖNCÜLÜĞÜNDE ONLARIN BELİRLEDİĞİ BİR STRATEJİ İLE ÇÖZÜLEBİLİR’
İşçilerin konuşmaları ardından sözü alan Sharon Graham, binlerce işçi temsilcisiyle birlikte hazırladıkları manifestoyu açıkladı. “Oldukça uzun bir manifesto hazırladık sizlerle birlikte. Bunu, bir gecede oturup kendim yazmadım. Sizlerle yaptığımız kampanyalar, örgütlenmeler, eylemler sırasında sizin yönelttiğiniz yorumlar, fikirler ile gelişen bir manifesto.” Manifesto toplamda 6 bölümden oluşuyor. Bölümlerin başlıkları şöyle:

1) İşyerlerine geri dönüyoruz: İşlerin korunması ile ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi 2) Demokrasimiz
3) İşçilerin politikası
4) Eşitlik: Lafta değil, gerçekte
5) İşyerinin ötesinde kampanya yapmak: emekliler ve toplum üyeleri (community membership)
6) Sendikamız boyunca: İrlanda, İskoçya, Galler, Cebelitarık, Man Adası ve Manş Adaları.

Manifestonun en büyük kısmını, 1. başlığın oluşturduğunu ve zaten bir sendikanın da öncelikli görevinin işçilerin korunması ile ücret ve çalışma koşullarının iyileştirmesi olduğunu söyleyen Graham, taban örgütlenmesine dair bugüne kadar verdikleri önemi ve bundan sonra bu kapasitenin neden büyütülmesi gerektiğini anlattı. “Sendika, işyerlerinde öncü ve temsilciler tarafından örgütlenen işçilerin toplu gücüdür” diye ifade etti. “Boş politik retorikler ya da büyük lafların edildiği basın açıklamaları değil, pratik eylemlerin yapılması gereken bir zamandayız. Tekrar işyerine geri dönüp işleri, ücret ve çalışma koşullarını korumalıyız. Kovid-19’un bedelini ödememek için, işyeri temsilcilerimiz, örgütçülerimiz, sendika çalışanlarımızın birlikte hareket ettiği daha güçlü bir Endüstriyel Örgütlenme Programı inşa etmemiz gerekiyor. Farklı farklı şirketlerden işçi temsilcilerini sektör komiteleri olarak bir araya getirip Endüstriyel Örgütlenme Programları geliştirmeliyiz ve sendikanın örgütçü ve çalışanlarının desteğiyle mücadeleyi daha aktif bir şekilde büyütmeyiz. Sektörel sorunlar, ancak sektör komitelerinin öncülüğünde onların belirlediği bir strateji ile çözülebilir.” dedi.

İşçilerin sendikalarına güven duyması ve toplu sözleşme sürecine dahil olabilmeleri için daha katılımcı, demokratik ve şeffaf bir sendikacılık inşa etmek gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yeni bir işçi politikası kültürü yaratmak gerektiğinin altını çizen Graham, “Sendikamız İşçi Partisi’nin gölgesinde olmamalı. İşçi Partisi belediyelerinin yaptığı saldırılara da sendika olarak diğer işyerlerinde yaptığımız gibi karşı çıkabilmeliyiz. Örneğin, Britanya Havayolları kampanyamızda İşçi Partisi lideri Keir Starmer, başta imza kampanyasını imzalamayı reddetti. Ta ki işçiler onun bölgesinde protestolar yapana kadar. Politika yapılmayacağını iddia etmiyoruz, sadece şu an yapılan politika işçi sınıfının politikası değil. İşyerlerindeki karar alma mekanizmasına işçilerin katılımıyla işyeri politikasını değiştirebiliyoruz. Politikayı da böyle düşünelim. Hayal edin, ilk 10 şirketteki işyeri temsilcilerini sektörel komitede bir araya getirip stratejiler geliştirdiğimiz gibi, bunu yerellerdeki politik hareket içinde de yaptığımızı düşünün. İşyerlerinde örgütlü bir işçi sınıfı toplumu da değiştirecek” dedi.

Eşitlik başlığında, kadın, etnik grup, LGBT işçilerin sendikaya aktif katılımlarının toplu sözleşmeleri daha etkin hale getireceğini belirtti. Buna ek olarak, yıllar boyunca büyük deneyimler kazanmış emeklilerin bu deneyimlerinin yeterli ölçüde değerlendirilmediğine vurgu yaptı. Toplum üyelerinin de harekete geçirilmesi, bir araya getirilmesi ve aktif olarak mücadeleye katılmasının gerekliliğini aktardı. Son olarak, Birleşik Krallık’ın farklı bölgelerindeki Unite çalışmaların daha da güçlendirilmesi için çeşitli programlar hazırladıklarını duyurdu. İrlanda’dan bir işçi temsilcisinin “İrlanda’da yasal olarak sendikal baraj olmadığı için sendika tanınmıyor. Yüzde yüz üyelik bile olsa, patronlara bizimle toplu sözleşme yapmaları için yasal zorunluluk yok. Bu konuda ne yapmalıyız?” sorusu üzerine şu açıklamayı yaptı: “Toplu sözleşmenizin olmadığı yerde, greve gitme hakkınız var. Yasaların olduğu yerde de pek işimize yaramıyor zaten, yasalara fazla güvenmiyoruz. Yasalar olsun ya da olmasın, yapmamız gereken işyerlerinde işçilerin toplu gücünü biriktirip greve hazır hale gelmek ve grevlerle patronları masaya oturtmak. Tarihsel olarak da bu süreç böyle oldu hep.”


*Unite the Union Toplum Üyesi
Fotoğraf: Sharon Graham arşivi


İlgili haberler
Sharon Graham: workers’ candidate for the leadersh...

Sharon Graham has been behind Unite’s Broad Industrial Strategy, namely practical plans to improve w...

İşçilerin UNITE the Union başkan adayı: Sharon Gra...

Britanya’daki tüm iş yerlerindeki işçilerin ücretlerinin ve koşullarının iyileştirilmesi, iş güvence...

Otomasyon tehdidine karşı kadınların sendikalara i...

İşler giderek daha fazla oranda otomasyonla yürütülmeye başladı. Üstelik bu işler, özellikle kadınla...