Dosya: 1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşamı (15)
Kadınlar işyerinde mobbinge, ayrımcılığa, tacize daha çok uğruyor. Kadınların yaşadıklarına ilişkin verilere ulaşmak da çok zor ama biliyoruz ki bu sorunlar çok yaygın...

Kadınların çalışma yaşamındaki sorunlar saymakla bitmiyor. Ayrımcılık, cinsel taciz, psikolojik taciz, şiddet, cam tavan… Liste uzayıp gidiyor. Sabrımız taşıyor!
Çalışma yaşamında ayrımcılık ve eşitsizlik deyince nereden başlasak acaba? Dosyamızın hemen hemen her yazısında işledik aslında. O halde küçük hatırlatmalarla başlayalım.
Her şeyden önce ayrımcılık çalışma yaşamına girerken başlıyor. Her 10 erkekten 7’si çalışma yaşamında, her 10 kadından ise sadece 3’ü.
Tam 20 milyon kadın çalışma yaşamının dışında. 10 milyondan fazla kadın en büyük engel “ev işleri ve çocuk bakımı” diyor. Çünkü ev işleri ve çocuk bakımının neredeyse tüm yükünü kadınlar sırtlıyor.
Kadın işsizliği erkek işsizliğinden daha yüksek ve kadınlarda işsizlik çok daha hızlı artıyor.
Cinsiyetçi iş bölümü, kadınların hangi işlerde çalışacağını belirliyor ve kadın istihdamını belli sektörlere sıkıştırıyor.
Kadınların çoğunlukta olduğu sektörlerde bile kariyer basamaklarının üst sıralarını erkekler işgal ediyor. 
Kayıt dışı istihdam sorunu, en çok kadınları vuruyor.
Kadınların payına daha çok güvencesiz istihdam düşüyor.
Kadınların ücretleri, erkeklerin ücretlerinden daha düşük. Aynı sektörlerde çalışsalar, aynı eğitim düzeyine sahip olsalar bile.
Meslek hastalıklarının zaten görünmez olduğu Türkiye’de kadınların meslek hastalıkları neredeyse hiç görünmüyor. 
Ancak kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları ayrımcılık, haksızlık ve sorunlar bunlarla da sınırlı değil…

KADINLAR ERKEKLERE GÖRE DAHA ÇOK MOBBİNGLE KARŞI KARŞIYA 
Hem Türkiye’de hem Dünya ölçeğinde kadın çalışanların erkeklere göre mobbing (psikolojik yıldırma) ile daha çok karşı karşıya kaldığına işaret eden pek çok çalışma mevcut. Türkiye tablosunu net bir biçimde önümüze koyacak bir veri yok. Bununla beraber:
* Türkiye Mobbing Derneği’ne 2010-2012 yılları arasında gelen başvuruların yüzde 66’sını kadınlar oluşturdu.
* Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ALO 170 hattına 2011-2013 döneminde gelen mobbing şikâyetlerine göre: Özel sektörde mobbing mağdurlarının yüzde 58'i erkek, yüzde 42'si kadın. Kamu çalışanlarından gelen şikâyetlerin yüzde 51'i kadınlardan, yüzde 49'u erkeklerden. Ancak özel sektör çalışanlarının beşte birinin, kamu çalışanlarının ise beşte ikisinin kadınlar olduğu göz önünde bulundurmak gerek!
* Ankara’daki üniversitelerde görev yapan akademisyenler arasında yapılan bir araştırmaya göre mobbinge maruz kalan akademisyenlerin yüzde 63,8’i kadın.
* Mobbingin en çok görüldüğü alanlardan biri olan sağlıkta, kadın sağlık çalışanların mobbinge uğrama oranı oldukça yüksek…

Sonuç olarak mobbing tüm çalışanların ortak sorunu olmakla birlikte kadınların daha çok canını yakıyor…

İŞYERİNDE CİNSEL TACİZE İLİŞKİN VERİ YOK, AMA BİLİYORUZ Kİ ÇOK YAYGIN  
İşyerinde cinsel taciz sorunu konuş(a)madıklarımızdan. Türkiye çapında çalışma yaşamında cinsel tacizi ölçebilecek sağlıklı araştırma ve veriler mevcut değil. Ancak çeşitli araştırmalar, cinsel tacizin son derece yaygın olduğuna dikkat çekiyor. Hürriyet İnsan Kaynakları Ekinin bir internet sitesi üzerinden yaptırdığı ankete katılan kadınların yüzde 62’si işyerinde cinsel tacize uğradığını bildirmiş. Tacizin kimin tarafından yapıldığına ilişkin soruya verilen yanıtlar ise şu şekilde:

Görüldüğü üzere tacizde birinci sırada toplam yüzde 58 ile yöneticiler yer alıyor. Ancak taciz sadece yukarıdan gelmiyor. Müşteriler ve çalışanlar da tacizin failleri arasında.
Taciz türlerinde yüzde 62’i ile sözlü taciz en yaygın taciz biçimi. Yüzde 25 ile fiziksel taciz ikincisi sırada. İşle ilgili şantaja maruz kalmak suretiyle tacize uğradığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 13.
Bu ankete katılan kadınların yüzde 39’u tacizcisiyle yüzleştiğini, yüzde 15’i yöneticisiyle, insan kaynakları ya da tacizcinin yöneticisi ile konuştuğunu belirtiyor. Ses çıkarmayanların oranı yüzde 22, işten ayrılanların oranı yüzde 19. Hukuki yollara başvuranların oranı ise sadece yüzde 5…
Bu ankete katılan kadınlar, Türkiye ortalamasının üzerinde eğitim ve mesleki vasıflara sahip. Ancak tacize uğrayan her 10 kadından 4’ünün sessiz kalması ya da işten ayrılması acı bir gerçeğe işaret ediyor.

CİNSİYET TEMELLİ AYRIMCILIK HEM GÖRÜNÜR HEM GÖRÜNMEZ
İş Yasası’na göre cinsiyet veya gebelik gibi nedenlerle ayrımcılık yapmak yasak. Ancak uygulamada kadınlar sadece kadın oldukları için birçok ayrımcı uygulama ile karşı karşıya kalıyor. Yasaya aykırı olmasına rağmen gebelik veya annelik izni nedeniyle kadınlar işten çıkarılabiliyor. Görev dağılımı ve terfilerde de kadınlar ayrımcılığa uğruyor. Bu ayrımcılık bazen açık biçimlerde gerçekleşiyor, bazen de kadınlar “cam tavan” denilen görünmez tavanlara çarpıyor ve çalışma yaşamında ilerleyemiyor. Economist dergisinin yaptığı indekse göre 29 OECD ülkesi arasında Türkiye “cam tavan” bakımından en kötü 3’üncü ülke…

DEZAVANTAJLI GRUPLAR VE ÇALIŞMA YAŞAMI
Kadın olmak zor. Çalışma yaşamında dezavantajlı gruplar arasında yer alıp, aynı zamanda kadın olmak daha da zor! Örneğin hem engelli, hem kadın olmak. Şu tablo her şeyi anlatıyor:

Ne yazık ki engellilerin istihdamına ilişkin en güncel veri 2002 yılına ait. Ancak Türkiye İstatistik Kurumu verileri açık bir gerçeği gösteriyor: Engelli kadınların sadece yüzde 6,7 işgücüne katılabiliyor. Oran bu kadar düşük ama işgücüne katılan her 5 engelli kadından biri işsiz. Erkek engelliler de tablo iç açıcı değil ama bu rakamlar engelli kadınların çalışma yaşamının dışına nasıl itildiğini gözler önüne seriyor.
Çalışma yaşamında etnik temelli ayrımcılık başlı başına bir sorun… Kürt kadınları, özellikle de büyük şehirlere göç etmek zorunda kalan ya da mevsimlik-gezici tarım işçisi Kürt kadınları, birçok sorunu bir arada yaşıyor, ayrımcılığın birçok farklı biçimini bir arada yaşıyor.
Suriye’de süre giden savaş nedeniyle Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin yaşadığı ağır sorunlar gözler önünde. Türkiye’de çalışma yaşamına giren Suriyeli kadınların hemen hemen hepsi kayıt dışı ve çok düşük ücretlerle, yoğun sömürü altında çalışıyorlar.
Çalışma yaşamında en çok ayrımcılığa maruz kalan toplumsal gruplardan biri de LGBTİ bireyler. KAOS GL’nin yaptığı araştırmaya katılan özel sektörde çalışan her 3 LGBTİ bireyden biri cinsel kimliği nedeniyle ayrımcılığına uğradığını söylerken, 3’te biri ise ayrımcılığa maruz kalmamak için cinsel kimliğini gizliyor…

Her türlü ayrımcılığa, her türlü haksızlığa, her türlü adaletsizliğe, cinsel tacize, şiddete, mobbinge HAYIR diyoruz!
Ayrımcılığa uğramadığımız, tacizsiz, şiddetsiz bir çalışma yaşamı ve eşitlik istiyoruz!
Hem çalışma yaşamında eşitlik istiyoruz, hem de yaşamın her alanında!
Sendikalara tam da bu noktada önemli görevler düşüyor. Daha adil ve eşit bir çalışma yaşamı için sendikal haklar büyük önem taşıyor.
1 Mayısa sayılı günler kala, sendikalara ve sendikal haklarımıza bir bakalım o halde! Yarın görüşmek dileğiyle…


İlgili haberler
Erkeklerin işlerine nasıl gelirse...

Sincan OSB'de küçük bir fabrikada çalışan tek kadın olmak nasıldır dersiniz, hele de erkekler işleri...

Ekmeğimiz küçülüyor, sorunlar artıyor

Ekonomik krizin söylentisi bile yetti. Tuzla Organize Sanayi bölgesinde ardarda kapanan fabrikalarda...

Kadın avukat olmak

Ah bu kadın avukatların çektiği... Zordur kadın avukat olmak, her türlü ayrımcılıkla karşılaşırlar....