Neriman Hikmet’in kaleminden ilk fabrika kreşi
Ekmek ve Gül'de, 1944’te Tanin gazetesinde yayımlanan Neriman Hikmet’in Cibali Tütün Fabrikası çocuk yuvasına dair yazısını yeniden gün yüzüne çıkarıyoruz.

Kadın işçilerin çalışmasının önündeki en büyük engellerden biri çocukların bakımı sorunu. Bugün bu sorunun sözde çözümü için kadınlara güvencesiz, esnek, yarı zamanlı çalışma dayatılsa da bugün kadınların en acil taleplerinden biri kreş. Neredeyse iş yeri kreşlerinin kalmadığı, kamu kreşlerinin ise giderek özelleştirildiği bugünlerde, geçmiş deneyimleri hatırlamak, ücretsiz ve erişilebilir kreş talebinin ne bir hayal ne de bir ütopya olduğunu gösteriyor.

Tarihten bir örnek verecek olursak: İşçi sınıfı mücadeleleri tarihinde pek çok grevle anılan Cibali Tütün Fabrikası’nı özel kılan en önemli unsurlardan biri, Türkiye’de bir fabrikada kurulan ilk çocuk kreşine ev sahipliği yapmış olmasıydı. Fabrikada çalışan kadınların neredeyse tamamının çocukları bu kreşte büyüdü.

Cibali işçisi Hatice Görgü, yıllar sonra o süreci anlatırken sendikal çalışma yürütmeyi bilmediklerini ama kadın işçilerin güvenini kreş mücadelesiyle kazandıklarını söylemişti:
“Aynı dönem 40 kadın hamile kalınca kreş en öncelikli meselemiz oldu. İmza topladık. Bir de bağlantı bulup Cumhuriyet gazetesine haber yaptırdık. Haberden sonra müfettişler geldi fabrikaya, 15 gün içinde kreş açıldı. Bu kazanımla fabrikada adımız yayıldı.”

Babıali’nin kalem işçilerinden gazeteci Neriman Hikmet 1944 yılında Tanin gazetesinde yayımlanan haberinde, kadın işçilerin mücadelesiyle kazanılan ve Türkiye’nin ilk fabrika kreşi olan Cibali Tütün Fabrikasındaki çocuk yuvasına yaptığı ziyaretten izlenimlerini aktardı. Ekmek ve Gül olarak bu yazıyı yeniden yayımlayarak, hem Neriman Hikmet’in gölgede kalmış kalemini görünür kılmak hem de kadın işçilerin karşılaştığı en büyük engellerden biri olan çocuk bakımının iş yerlerinde nasıl çözülebildiğine dair bir örneği bugüne taşımak istedik. Hikmet’in bu yazısı bir kreşin sadece çocuklar için değil, kadın işçiler için de  nasıl bir nefes alanı yarattığını ortaya koyuyor.

İşte Neriman Hikmet’in 1944 yılında Tanin gazetesinde yayımlanan yazısı:

Fotoğraflar: Neriman Hikmet, 1944, Tanin gazetesi

Cibali Tütün Fabrikasında Çocuk Yuvası

Geçen büyük harpten sonra kadın da hayata atılıp çalışmak mecburiyetinde kalınca cemiyette kadın işçi, çalışan kadın meselesi esaslı bir dava oldu. Bu dava en ziyade çalışan kadında evini ve çocuğunu ihmal noktasından bunun halli çareleri düşünüldü. Medeni memleketlerde bir takım hal çareleri bulunmağa çalışılarak bunun için esaslar arandı. Devlet müesseselerinde, fabrikalarda çalışan kadınların çocuklarını himaye maksadile kreşlerin açılmasına doğru adımlar atıldı. Gerek işçi ve gerekse cemiyet bakımından hayırlı neticelere varılacağı görüldü. Şimdi Avrupa, Amerika ve diğer memleketlerde bunun parlak nümunelerini görmekteyiz.

Bizim memleketimizde de sosyal inkılâplar bu gibi müesseselerin teşekkülüne imkân vermiştir. Beş altı sene evvel çıkarılan "İş Kanunu" mucibince işçiyi ve iş vereni gözeten hükümler alınmıştır. Kadın işçi çalıştıran fabrika ve müesseselerde kreşlerin yapılması temenni olunmakta, bilhassa çalışan kadını çocuğu himaye ederek çocuk dünyaya getirecek kadına yapılacak muameleleri takyit etmektedir.

*

Kadın işçi çalıştıran müesseselere, fabrikalara çok güzel ve senelerden beri mükemmel bir eser gösteren İnhisarlar idaresine bağlı Cibali tütün fabrikasının kreşini gidip gördüm. Bu müessese 16 seneden beri memlekette 766 işçi çocuğunu himaye etmiştir. Bugün de 143 çocuk içinde bulunmaktadır.

Bu çocuklar sabahları 8’de işe gelen anneleriyle birlikte buraya gelirler. Yine anneleriyle akşamları ?.30’da evlerine giderler. Sabah kahvaltıları, öğle yemekleri ve öğleden sonra ikindi ve son kahvaltı da dâhil olmak üzere masrafları müesseseye ait olarak yerler, içerler, bakılıp terbiye edilirler. Sıhhatleriyle alâkadar olan doktorları vardır. Şefkatli bir kadın mürebbiye tarafından ihtimam görürler. Bir öğretmen onlara tahsis edilmiştir. Kendilerine ilkokul çağına girinceye kadar onlara ana mektep bilgilerini verir. Oyuncakları zengin ve çocuğun zihnî kabiliyetini inkişaf ettirecek şeylerdir.

Fabrikanın 15 seneden beri işçi çocuklarına emek veren mürebbiyesi Bayan İhsan Belbes ile kreşi dolaşıyorduk. Sordum:

— Her işçinin her çocuğunu alıyor musunuz?
— Tabii, iki yaşından 8 yaşına kadar, yani ilkmektep çağına gelinceye kadar fabrikamızda çalışan her kadının çocuğu bizimdir. İster iki ister beş olsun, yalnız muayyen yaşı aşmamış bulunması lâzımdır.
— Anasından hiç para kesilmez mi?
— Hayır, kesilmez ve kesilmediği gibi burada çocukların yemeğini hususî doktorlarımızın tensib ettiği kalori miktarına göre kendi elimle ayrı kapta pişiririm. Burada işçilere de yemek verildiğinden çocuklarımızın kazanı ayrıdır. Onların sıhhat ve temizliklerine ehemmiyet veririz, iyi terbiye almalarına gayret ederiz. 15 seneden beri şimdi bizim yetiştirdiğimiz çocuklar arasında tayyareci, denizaltı subayı olanlar var. Hele şuna bakın:

Küçük bir çocuğu göstererek gülümsedi:
— Bakın, bu bizim torunumuzdur. Annesi de bu yuvada bakılmıştı. Minimini bir çocuktu. Evlendi. Kocası askere gidince bizim fabrikaya müracaat ederek iş aldı, çocuğunu da beraber getirip götürüyor.
— İki yaşından küçük çocuklu kadınlar ne yapıyor?
— İşte onlara bir şey yapamıyoruz. Fakat bunu da düşünüyoruz. Yakında müessese genişletilecektir. Sade şimdilik bu gibi analara günde üç defa evlerine gidip çocuklarını emzirmeleri için izin veriliyor.

*

Kreşi geziyorduk. Oturma salonunda genç bir öğretmen olan Bayan Mukaddes Ünlü, çocukları sıralara oturtmuş, onlara şarkı öğretiyordu. Üç yaşındakilerle onlardan büyük yaşta bulunanlar ayrı ayrı oturtulmuşlardı. Çocuklar sıhhatli ve güler yüzlü idiler. Birbirleriyle tatlı tatlı konuşuyorlardı. Genç öğretmene:
— Bu çocukların daha ziyade ? gibi şeyler öğrenmesine ? dedim.
— Her şeyden evvel iyi terbiye almalarını göz önünde bulunduruyoruz. Fena âdetler, itiyadlar edinmelerine müsaade etmiyoruz. Veya duygularının inkişafını göz önünde bulundurarak zihnî kabiliyetlerinin belirmesine yardım ediyoruz. Onları renk ve şekillere alıştırıyoruz.

Kreşte her sabah gelen çocuk vestiyerde soyunur, eli yüzü yıkanır, güzelce temizlenerek kahvaltı sofrasına oturtulur. Masaları kendilerine göredir. Öğleden sonra yatakhanelerdeki küçük karyolalarında yatarlar. Birkaç saat uyuduktan sonra dershanelerinde meşgul edilirler. Hususî doktorları, mütehassıs Dr. Fuad Taneri tarafından sıhhatleri daima kontrol edilir, sıhhat fişleri takip olunur. Bir revirleri vardır, ilaçları parasız verilir. Muayene edilip tartılırlar, boyları ölçülür.

Bugün nöbetçi bulunan Dr. Süreyya Kadri, kreşi dolaşırken bana müessesenin nasıl meydana getirildiğinin bir hikâyesini anlattı.

Evvelce bu fabrikada çalışmak mecburiyetinde olan işçi kadınlar, çocuklarını da yanlarına alıp iş yerine gelirlermiş ve yaprakların arasına salıncaklar kurarak çalışmağa gayret ederlermiş. Bu sonraları yasak edilmiş. Bunun üzerine bir işçi kadın, evinde bırakamadığı çocuğunu getirip beline bir ip takmış ve çocuğunu fabrika kapısının dış halkasına bağlamış. Kendisi de içeriye çalışmağa girmiş.

Bu hadise, hâlen İnhisarlar kutu fabrikası müdürü bulunan Cevad Emecenin kulağına gitmiş ve onu çok mütessir etmiş; bu müessesenin meydana getirilmesine ön ayak olarak kuruluşunda ehemmiyetli bir rol oynamıştır.

Şimdi memleketimizde İnhisarlar idaresine ait Paşabahçe müskirat fabrikasında, Üsküdar tütün deposunda, İzmir ve Cibali fabrikalarında olmak üzere dört kreş bulunmaktadır.

Günden güne bir sanayi memleketi hâline gelen memleketimizde bu gibi sosyal müesseselerin çoğalması ve umumî ihtiyacın bir an evvel önlenmesi zamanı gelmiş ve geçmiştir. Cibali tütün fabrikası ve inhisarlar idaresi, diğer resmî ve hususî müessese ve fabrikalara bugün parlak bir nümune teşkil etmektedir.

Görülüyor ki iş yapmak arzusu olunca ortada hiçbir imkânsızlık kalmıyor. Diğer fabrika ve müesseselerde çalışan çocukların analarını da çocuğunu fabrika kapısına bağlamaktan, onu üzüntü ve azap içinde çalışmaktan kurtulmuş görmek bizi çok bahtiyar edecektir.

Neriman Hikmet

Dipnot: Gazete küpüründen okunmayan, yerleri hatalı yazmamak için “?" ile bıraktık. 

Gazete küpürü: 21 Şubat 1944, Tanin gazetesi

İlgili haberler
Vera Mihaylovna Veliçkina: Sovyetlerde çocuklara b...

Çocuklar için okullarda bir öğün ücretsiz öğle yemeği uygulaması ve ücretsiz kantinler zorlu yıllard...

24 saat açık, ücretsiz kreş haktır!

Sağlık emekçisi kadınlar 24 saat açık, ücretsiz kreş talep ediyor. Saatlerce nöbet tutan ve çocuklar...

Kreş, lojman, tatil köyü hayal değil gerçek!

Sağlık çalışanları için kreşler, hemşire kadınlar için lojmanlar, kamp alanları... Birçok kamu emekç...