MEKTUP

‘Artık işçinin sabrı kalmadı. Hakkımızı istiyoruz! Emeğimizin karşılığını istiyoruz! Sefalet ücretini kabul etmiyoruz!’

‘Biz temizlik personeliyiz, hemşireyiz, güvenlikçiyiz, laboratuvardayız ama artık hep birlikteyiz. Çünkü artık hepimizin içinde bir Ayşe yatıyor.’

‘Kadın nerede, ne olmak veya kendini nasıl tanımlamak isterse odur ve hiçbir güç bunu kısıtlamaya yetmeyecektir.’

‘Çocuğu okula aç giden veliler, liselerde üniversitelerde acıkmamak için su içen, bayılmamak için direnen öğrenciler kızgınlığını, size hangi sözlerle ifade etsin?’

Cinsel istismara uğrayan G.Ö.’nün ablası, kardeşinin fail tarafından tehdit edildiğini belirterek destek istedi: “Bizi yalnız bırakmayın. Sesimizi duyun, destek o. Bir kişi daha eksilmeyelim.”

'Delil toplamayan polis, dosyayı rafa kaldıran savcı, ihmali sorgulamayan yargı... Bu zincirin halkalarının her biri, Ayşe’nin ölümünde suç ortağıdır.'

Biz fabrikada bu konuları konuşurken “Acaba müdürler, amirler bize bir şey yapar mı?” diye düşünmek zorunda kalıyoruz. Korkularımız her geçen gün daha da artıyor.

Yarı zamanlı çalışıldığı için yarı ücret ödenecek, bu durum zaten ücretleri geç ve eksik ödeyen bir kurumda emekçiler için sefalet daha katmerli hale gelecek.

'Geçinebilmek için ayda sekiz nöbet ben tutuyorum, sekiz nöbet de eşim tutuyor. Ayın yarısı boyunca eşimle görüşemiyorum. Zor geçinirken yarı zamanlı çalışırsak daha çok kaybımız olacak.'

Göç, bir yer değişikliği değil; sessizce silinmek, kimliğini yeniden inşa etmeye zorlanmaktır. Göçmen kadınlar için bu, hem hayatta kalma hem de kolektif direnişin hikâyesidir.

'Kendilerine gelince hiçbir şeyden tasarruf yapmazken işçilere “Tasarruf yapın, zam istemeyin” diye fetva veriyorlar. Yazıklar olsun!'

'İçinde yaşadığımız ekonomik gerçeklikte, bu yaz tatilini çalışarak geçirmek, belki az da olsa bir birikim yapmak istiyorum. Bu, bir zorunluluk değil sadece; aynı zamanda bir var olma biçimi.'

'Bu mektubu bir çığlık olarak görün; hem kendi sesim, hem de benim gibi susmak zorunda kalan binlerce emekçi kadın adına.'

“Çok iş, az para ve az işçi üçgeninden asla çıkamıyoruz.”

'Katıldığım her kamptan çok mutlu döndüm. Her seferinde, iyi ki gelmişim dedim.'

'Her çocuğun iyi bir eğitimi alması gerekirken, bizlerin kazandığı üç kuruş ile hayatta kalmak ile çocuklarımızın eğitim hakkı arasında bir tercih yapmamızı istiyorlar.'

'Bizler Karadeniz’in hırçın coğrafyasında yaşayan; çayda, bahçede emeğiyle hayatı taşıyan ama emeğinin karşılığını alamayan kadınlarız. Ve şimdi sesimizi yükseltmek için yan yanayız.'

'Film, kadınların dayanışmasını, yaşadıklarına mukadderat deyip geçmemeyi, mücadele etmeyi öğütleyen güzel bir yapımdı.'

Elazığ Kadın Dayanışma Derneği, suskunluğu bozan, dayanışmayı büyüten ve kadın hafızasını görünür kılan bir yolculuğa çıkıyor.

'Sultangazi’de bir araya geldiğimiz kadınlarla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini konuştuk. Toplantının en güzel tarafı da kadınların rahatlıkla görüşlerini paylaşabilmesiydi.'
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.