Toros Tarım İşçilerinin grevinde dayanışma tablosu: Hepimizin grevi, hepimizin direnişi
Mersin’de Toros Tarım fabrikalarında çalışan ve Petrol-İş Sendikası’na üye işçilerin patronun düşük zam dayatmasına karşı greve çıkmasının ardından grev alanı aynı zamanda dayanışma alanına dönüştü.

Adana’nın Ceyhan ve Mersin’in Akdeniz ilçelerinde faaliyet gösteren Tekfen Holding’e bağlı Toros Tarım fabrikalarında çalışan ve Petrol-İş Sendikası’na üye 213 işçi, patronun düşük zam dayatmasına karşı 21 Mayıs’ta greve çıktı. İşçilerin yüzde 137 oranındaki zam talebine karşılık, patronun yalnızca yüzde 52.5 zam önerisi üzerine başlayan grevde işçilerin eşleri ve çocukları da greve aktif destek veriyor. Özellikle Mersin Akdeniz’deki fabrikanın önünde kurulan grev çadırında hayat, dayanışma ile devam ediyor.

Kadınlar çocuklarıyla birlikte grev alanında direnişe güç katıyor. Çocuklar çizdikleri resimleri tel örgülere asıyor, kadınlar evde yaptıkları yemekleri grev alanına getirerek işçiler ve ziyaretçilerle paylaşıyor. İşçi eşleri ve anneleri, hem yaşadıkları ekonomik sıkıntıları hem de greve olan inançlarını anlatıyor.

 'Bu sefalet ücretine karşı direnmekten başka çaremiz yok'

Direniş alanında konuştuğumuz Ayşegül Doğan Üzülmez “Ben de SSK’lı bir işçiyim. Mersin Şehir Hastanesi’nde özel bir şirkette raportör olarak çalışıyorum. Evde sadece ben çalışıyorum çünkü eşim grevde. Kaç ay süreceğini bilmiyoruz. Tek çocuğumuz var, kreşe gidiyor. Kreş masraflarını nasıl karşılayacağımı düşünüyorum sürekli. Ekstra bir gelirimiz yok. Kayınbabamların evinde onlarla beraber oturuyoruz, kira ödemiyoruz ama yine de geçinemiyoruz” diyor.

 “Aldığımız para ilk gün eriyor, ertesi gün yoksuluz” diyen Ayşegül kalabalık bir ailenin masraflarının çok olduğunu ve masraflara yetişemediklerini anlatıyor.


'Sendikanın ne kadar önemli olduğunu anladım'

“Ben 20 yıllık tecrübemle çalışıyorum ama aldığım maaş asgari ücretin sadece 2 bin lira üzerinde. Çalışma şartları ağır, sendikamız yok. Bu grevde sendikanın ne kadar önemli olduğunu anladım. Eşim ve arkadaşları en azından itiraz edebiliyor. Ben de bu yüzden buradayım; ailem için, çocuğum için, geleceğimiz için” diyen Ayşegül, insan onuruna yaraşır bir hayat istediklerinin altını çiziyor.

“Eğitim sistemi çökmüş, sağlık sistemi aynı. Devlet okullarında 45-50 kişilik sınıflarda çocuklarımız ne kadar eğitim alabilir ki? Zenginlerin çocukları özel okullarda ya da etütlerdeyken benim çocuğum neden böyle bir eğitime mahkum ediliyor? Sosyal medyada paylaşım yaparak, komşularımla konuşarak destek çağrısı yapıyorum. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bu sadece Toros Tarım işçilerinin değil, bütün emekçilerin mücadelesidir. Bu grev örnek olmalı. Ekmek ve Gül dergisini de ilk kez sizden duydum, bundan sonra takip edeceğim. Sesimize ses olduğunuz için teşekkür ederim.”

İşçi eşi Özlem Yetim: Üç çocukla, tek maaşla geçinmek imkansız
“Eşime destek için buradayım. Üç çocuğumuz var, ikisi okuyor. Evimiz kira, 10 bin lira ödüyoruz. Ağustosta kira sözleşmemiz bitiyor, bakalım ev sahibi ne kadar zam isteyecek. Ben ev hanımıyım. Çocukları bırakacak kimse olmadığından çalışamıyorum. Bu yıl kreşe göndermek istedim ama devlet kreşlerinde dört yaş altı grubu yok. Özel kreşlerse çok pahalı. Market alışverişine çocuklarla giremiyoruz; bir şey isterler de alamayız diye. 3 çocukla gerçekten çok zor” diyen Özlem, Cumhurbaşkanının “en az üç çocuk” çağrısını hatırlatarak, “Çocuk doğurmak kolay ama geçindirmek, okutmak, giydirmek çok zor. Yardım için birçok yere başvurdum. ‘Eşiniz asgari ücretin biraz üstünde maaş alıyor, yardım edemeyiz’ dediler. Hani asgari ücretin altında ve sigortasız çalıştırmak yasaktı, asgari ücretin altıda bir gelirimiz olursa ancak öyle yardım alabilirmişim. Yani yasaları kendileri çiğniyorlar. Bu günün koşullarında 30 bin lira gelirle nasıl geçinelim” diye soruyor.
Ücretsiz kreş acil talep
“Doğalgazımız yok, odun sobası kullanıyoruz. Geçen kış odun kömürü bile torba torba zar zor aldık. Battaniyeyle ısındığımız zamanlar oldu. Çocuklarıma kimi zaman anneanneleri, kimi zaman dayıları, amcası destek oluyor. Tek kişinin çalışmasıyla geçinmek zor, bu yüzden ücretsiz kreş her mahallede olmalı ki bizler de çalışabilelim. Çocuklarımızın geleceği için buradayım.”

'Oğlum için direnişin yanındayım'

Konuştuğumuz Özgül Yalçın, “Eşim bu fabrikadan emekli, şimdi de oğlum burada çalışıyor. Direnişe destek vermek için buradayım. Oğlum nişanlı ama düğün yapamıyoruz. Eskiden bir kişi çalışır, geçinirdik. Şimdi iki kişi çalışıyor, yine de düğün planı bile yapamıyoruz. Emekliyiz, eşimle toplam 21 bin lira maaş alıyoruz. Biz de fazla destek olamıyoruz. Önümüzü göremiyoruz, hiçbir şeyi planlayamıyoruz. Gücüm yettiğince oğluma ve arkadaşlarına destek olmaya devam edeceğim. Herkese çağrım: Bu haklı mücadeleye destek verin” diyor.


'Aynı sofrada buluşuyoruz, hakkımızı da birlikte alacağız'

Perihan Üzülmez de oğlu için direniş alanında: “İnşallah çocuklarımız bu mücadeleden zaferle çıkar. Asgari ücretle geçinmek imkansız hale geldi. Gençlerin önü kapalı, güven kalmadı. Dizimden ameliyat oldum ama randevu alamıyorum. Çalışıyoruz ama karnımız doymuyor, insanlar yoksul ama birileri de sefada yaşıyor. Bu nasıl bir dünya. Yardımlaşarak bu işin altından kalkacağız. Bugün evde yaptığımız yemekleri grev alanına getirdik, hep birlikte yedik. Aynı sofrada buluşabiliyorsak hakkımızı da birlikte alacağız. Çocuklarımız haklı, kazanacaklar.”

'Torunuma destek için kuru ekmek topluyorum'

85 yaşındaki Teslime nene de direniş alanında. O da torunu için dayanışmayı büyütenlerden: “Eniştemin yanında kalıyorum. Torunuma destek olmak için geldim. Tembel adamı sevmem, torunum çok çalışkan ama hakkını vermiyorlar. Ona moral olsun diye geldim. Mahallede, sokakta kuru ekmek topluyorum, hayvan yemi diye satıyorum ki hayatına bir katkım olsun. Bizi bu hale getirenler utansın.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Taleplerimizi birliğimizle kazanacağız: 'Barajsız...

Sendikalı, sendikasız, tam zamanlı ya da yarı zamanlı hangi biçimlerde çalışırsa çalışsın tüm kadın...

Güvencesizlikle temizlenen sınıflar

Okullarda temizlik yapan TYP ve İUP’li kadın işçiler, güvencesiz koşullarda, düşük ücretlerle çalışı...

Aile yılı ağzımızın tadını kaçırdı

'Koca koca adamlar işi gücü bırakmış, insanlar evlensin diye kolları sıvamış. Bir de üstüne üç çocuk...