Dilara Günana cinayeti davasında 3'üncü duruşma görüldü
Elazığ Kadın Platformu, katledilen Dilara Günana davasının üçüncü duruşmasını takip ederek adalet çağrısı yaptı: “Kadın cinayetleri bireysel değil, cezasızlıkla beslenen toplumsal bir sorundur.”

Elazığ’ın Harput ilçesine bağlı Sedeftepe köyünde 4 Mayıs 2024 tarihinde kaybolan 25 yaşındaki Dilara Günana’nın 9 gün sonra cansız bedeni toprağa gömülmüş biçimde bulunmuştu. Günana'nın katili Volkan Kaplan’ın tutuklu, anne babasının tutuksuz yargılandığı cinayet davasının üçüncü duruşması Elazığ 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Elazığ Kadın Platformu, "Dilara Günana için toplandık" diyerek davayı takip etti, basın açıklaması gerçekleştirdi. 

Davayı takip eden her kurumdan sadece birer kişinin katılımına izin veren mahkeme başkanı, diğer kadınların duruşma salonuna girmesine izin vermedi. Tanıkların dinlendiği duruşmada, Dilara Günana'nın arkadaşı Dilan Özdemir ifade verdi. Özdemir, Volkan Kaplan'ın Dilara'nın sevgilisi olmadığını, arkadaş olduklarını, olaydan en son 3 ay önce yüz yüze görüştüklerini söyledi.  
 
Mahkeme heyetince, maktulün anne ve babası ile taraf avukatlarının eklemek istediği hususların dinlenilmesinin ardından duruşma 12 Ocak 2026'ya ertelendi.

Tanıklardan birinin duruşmaya yine katılmaması üzerine bir sonraki duruşmaya tanığın getirilmesi ve dava savcısı değişmesinden kaynaklı savcının mütalaayı hazırlamak için süre isteminde bulunması üzerine bir sonraki duruşma 12 Ocak 2026'da görülecek.

Duruşmanın ardından Elazığ Kadın Platformunun yaptığı basın açıklamasında "Bugün burada, Dilara Günana’nın adı, bu ülkenin utanç tarihine bir kez daha kazınmasın diye toplandık. Erkek şiddetinin toplumsal ve politik bir mesele olduğunu her defasında haykırıyoruz: Kadın cinayetleri bireysel değildir; sistematik, örgütlü ve devletin cezasızlık politikasıyla beslenmektedir.Buradan adalet sistemine sesleniyoruz:Kadınların yaşam hakkını pazarlık konusu yapmayın!"

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Sermayenin şiddet sarmalı

Kadın işçilere yönelen her türlü baskı, sermaye açısından kâr mekanizmasının önemli bir dişlisidir. Mobbing, taciz ve tehdit, işçiyi sessizliğe ve itaatkârlığa iter.

Dünyayı saran karanlığa rağmen: Kelebeklerin mirası kadınların eyleminde, düşlerinde

Düşmanlarımızın dost olup safları sıkılaştırdığı dönemde 25 Kasım, emeğimiz, yaşamımız ve özgürlüğümüz için mücadelemizi ortaya koyacağımız günlerden biri olmalı.

Bizden yana bir yaşamı inşa edebilmek için...

‘Bir kadın öğrencinin eğitimine devam edebilmesi ile özgürce yaşayabilmesi, tüm bu iç içe geçmiş politikalarla doğrudan bağlanıyor.’


Editörden