Diyanetten Medeni Kanun'a aykırı cuma hutbesi: Kadınların miras hakkı hedefte
Diyanetin cuma hutbesinde kadınların Medeni Kanun'a göre miras talep etmesi "kul hakkı" sayıldı; "Kız çocuklarının Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır" denildi.

Diyanetin bu haftaki cuma hutbesinin konusu "kul hakkı", hedefi ise Medeni Kanun oldu. "Kul hakkı ateşten gömlektir" başlıklı hutbede, "Kız çocuklarının Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır" denildi.

Diyanetin "Allah’ın takdir ettiği hak" ifadeleriyle işaret ettiği şeri miras hukuku, erkek çocukların kız çocuklara göre iki kat fazla miras almasını öngörüyor. Miras dağılımında "erkeğe iki, kıza bir pay" kuralı uygulanıyor. Örneğin kişinin bir oğlu bir de kızı varsa mirasın 3'te 2'si oğluna, 3'te 1'i kızına kalıyor. Sadece bir kızı varsa, kız çocuğu mirasın yarısını alırken kalan yarısı diğer mirasçılara, örneğin amcalara gidiyor. 2 veya daha fazla kızı varsa birlikte toplam 3'te 2'sini alıyorlar, kalan 3'te 1 ise yine amca gibi diğer mirasçılara gidiyor.

Ancak Türkiye’de yürürlükte olan Medeni Kanun'a göre miras, çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapılmaksızın eşit olarak paylaştırılıyor. Kanunun 495'inci maddesi, "Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar" hükmüyle, altsoydaki mirasçıların “eşit” haklara sahip olduğunu açıkça düzenliyor.

Diyanetin hutbesinde "Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahi adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır" ifadeleri yer aldı.

Bir süredir “Tapuda mirasın eşit paylaştırılması zorunluluğu sona erdi” ya da “Kardeşler arası miras kavgaları bitiyor” şeklindeki haberlerle miras ve tapu işlemlerinde “zorunlu olmayan arabuluculuk” zorunluymuş gibi algı yaratılarak kadınların eşit miras hakkı ellerinden alma çabası sürüyordu.

İşçilere: "Çalışma saatlerine uyun"

Öte yandan hutbede işçi ve emekçilerin "çalışma saatlerine riayet etmemesi" için de "günah" ve "kul hakkı" denildi. "Çalışanın, işverenin malına zarar vermesi, çalışma saatlerine riayet etmemesi, hasta olmadığı halde rapor alarak işe gitmemesi de kul hakkıdır, günahtır" ifadeleri kullanıldı.

Ardından kul hakkının "mahşerin en ağır hesaplarından biri" olduğu söylenerek "Hak sahibinden helallik almadan, onun zararlarını telafi etmeden ahiretin çetin azabından kurtuluş olmayacaktır" denildi.

Eşit miras hakkı Anayasal bir haktır

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Türk Medeni Kanunu'nun 495 ve devamı maddeleri uyarınca, kadın ve erkek mirasçılar eşit paya sahiptir. Bu düzenlemeler dini yorumlarla değiştirilemez; Anayasa'nın üstünlüğü ve kanunilik ilkesi gereğince bağlayıcıdır. Kadınların miras hakkını sınırlandırmaya yönelik bu söylemler, yalnızca eşitlik ilkesini ihlal etmekle kalmamakta; laik hukuk düzeninin ihlali anlamını da taşımaktadır. Anayasa ve yasalara aykırı yönlendirmeler hukuken geçersizdir ve sorumluluk doğurur. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı Anayasa'nın 136. Maddesi gereğince belirlenmiş olan görev tanımı içinde hareket etmeye davet ediyoruz.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak; kadınların yasal haklarının korunması, laiklik ilkesinin savunulması ve Anayasa'nın üstünlüğü için buna karşı örgütlenmek istenen tüm hukuki girişimleri yakından takip edeceğimizi kamuoyuna duyururuz."

“Miras dahil, hiçbir anayasal ve yasal hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz”

Eşitlik için Kadın Platformunun (EŞİK) Diyanet İşleri Başkanlığının doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı anayasal bir kurum olduğu ve yürürlükteki Anayasaya ve Medeni Yasa'ya uymak zorunda olduğu hatırlatılan açıklamasında; “Yayınladığı hutbelerle, fetvalarla kendi kendine Anayasayı, Medeni Yasayı ortadan kaldırmaya, delmeye, değiştirmeye, kadınların eşitlik ve eşit miras hakkını yok etmeye kalkışamaz. Derhal, Anayasa ve yasalara aykırı açıklamalarına bir son vermeli; anayasal ve yasal sınırlarına çekilmelidir” denildi.

“Diyanet'in kadınların ve kız çocuklarının en temel haklarını ortadan kaldırmaya çalışan; bu haklarını kullanmak istedikleri taktirde yaşam haklarının ellerinden alınması dahil her türlü şiddete maruz kalmalarına neden olacak bu kışkırtıcı tutumundan vazgeçmesini sağlamak için sorumluları görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz” denilen açıklamada “Miras dahil, hiçbir anayasal ve yasal hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerine yer verildi.

Fotoğraf: @RTEdijital/X