Rojin Kabaiş’in ölümünde cinsel saldırı ihtimalini ortaya çıkaran delillerin Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından bir yıl boyunca soruşturma dosyasına eklenmemesine karşı birçok üniversitede “Rojin için adalet” eylemleri düzenlenmişti. Bilkent Üniversitesi’nde Kadın Çalışmaları Topluluğu’nun (Bilkent KÇT) kampüs içinde yaptığı yürüyüş ve basın açıklaması sonrası, Öğrenci Dekanlığına bağlı Öğrenci Etkinlik Merkezi, (ÖEM) etkinliğin “onaylanmış” olmadığını gerekçe göstererek topluluğa uyarı cezası verdi. Ayrıca eylemin tekrarlanması halinde topluluğun kapatılacağı bildirildi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Sema Bingöl’e konuşan Bilkent KÇT Yönetim Kurulu üyesi Gamze Saçar, Rojin Kabaiş için yapmak istedikleri eylemin üniversite yönetimi tarafından hedef alındığını söyledi. Saçar, "Rektörün aynı zamanda otopsiye girmesi, öğrenci eylemlilikleri ile başlayan mücadeleyi durdurmak istemesi ve bunun için her türlü baskı yöntemini öğrenciler üzerinde uygulaması, bu olayın gizlenmesi için temel bir rol oynuyor" diye belirtti.
‘Eylem öncesi görüşmeye çalışan arkadaşlarımıza hakaret’
Diğer üniversitelerde olduğu gibi Bilkent Üniversitesinde de artan kadın şiddetine dikkat çeken Gamze Saçar, kampüste eylem düzenleyerek şiddete karşı ses çıkarmak istediklerini belirtti. Saçar, eylemin sosyal medya üzerinden duyurulmasının ardından ÖEM çalışanları tarafından kişisel cep telefonu numaraları ile arandıklarını ifade ederek şunları söyledi: “ÖEM çalışanları, bizimle görüşme yapmak yönünde çeşitli ısrarlarda bulundular. Aramızdan bir arkadaşımızın inisiyatif almasıyla birlikte görüşmeye katıldık. Ancak görüşmede hakaret içeren ifadelerin kullanılması ve ‘Rojin İçin Adalet’ eyleminin bu şekilde engellenmeye çalışılması bizi ciddi anlamda baskı altına aldı. Bu durum, kampüste hâlihazırda devam eden kadınlara yönelik şiddetin bir uzantısı haline geldi. Eylem öncesi görüşmeye çağrılan arkadaşımızın hakarete uğraması, eyleme izin verilmeyeceğinin beyan edilmesi akabinde de izin verilmediği için Kadın Çalışmaları Topluluğuna uyarı cezası verilmesi, şiddetin nasıl kurumsallaştığını gösteriyor" diye kaydetti.
‘Verilen ceza hukuki değil, keyfi’
Verilen uyarı cezasının standart ya da hukuki bir uygulama olmadığını belirten Saçar, "Hem bu kararın bu kadar hızlı verilmesi, hem arkadaşımıza hakarette bulunulması; öğrenci topluluklarına karşı artan baskılarla üniversitenin politik baskıya gideceğini gösteriyor. Aldıkları kararları hiçbir hukuki gerekçeye dayandırma ihtiyacı bile hissetmeden çok keyfi bir şekilde öğrencilere bu şekilde tehdit etme hakkını kendilerinde görüyorlar. Kampüsleri hiçbir şekilde güvenli bulmuyor oluşumuzun bir sebebi de bu. Kampüslerde yaşanan kadın cinayetleri de şiddet örnekleri de bunun birer sonucu" diye kaydetti.
Kaynak-Fotoğraf:Mezopotamya Ajansı
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















