Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, TRT Haber’de katıldığı bir programda, “HPV aşısını da 2025 sonu itibarıyla insanlarımıza ücretsiz, çocuklarımıza, özellikle 13 yaşındaki çocuklarımıza ulaştıracağız” derken yeniden “normal doğum” tartışmasını gündeme getirdi.

LAF DEĞİL, İCRAAT İSTİYORUZ

Memişoğlu “müjde” olarak, 13 yaşındaki bütün çocuklara ve 15 yaşın üzerindekilere ücretsiz aşılama yapılabileceğini duyurdu. Memişoğlu’nun sözlerinde dikkat çeken nokta, HPV aşısının “isteğe bağlı” yapılabilmesine dönük vurguydu. Bakan, hem çocuklar hem de 15 yaş üstü kişiler açısından 2025’in sonunda “isteyenlerin aşılarını yapabilecek” hale gelineceğini söyledi.

Ücretsiz HPV aşısı Sağlık Bakanlığı tarafından yeni verilen bir söz değil. 24 Kasım 2022’de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ücretsiz HPV aşısı için çalışma başlattıklarını duyurmuştu. Ancak o günden bugüne bırakalım HPV aşısının ücretsiz olmasını, 2024’ün Kasım ayında aşının üç dozu 12 bin lirayı aşıyordu.

Bunun yanı sıra, Sağlık Bakanlığının 2025 bütçesinde HPV aşısının aşı takvimine alınması ve ücretsiz olmasına dair bir madde yer almadı. Bütçe görüşmelerinde de Bakan Memişoğlu, milletvekillerinin HPV aşısına dair sözlerini görmezden gelmişti.

'NORMAL DOĞUM' YİNE GÜNDEM

Programda “normal doğum” tartışmasını da gündem eden Bakan Memişoğlu, Türkiye’de sezaryen oranının yüzde 61.5 olduğunu ifade ederek sadece “sezaryen olmayın” demekle yetinmediklerini söyledi. Normal Doğum Eylem Planı ile birlikte çeşitli çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Memişoğlu, “Önce ebelere fonksiyon tanımladık. Doğumhane tanımladık. Bakın, gebe okulları tanımladık... Çünkü biz sadece hekimin veya hastanenin değil, aynı zamanda toplumsal olarak da kadınlarımızın yanında olmak durumundayız” dedi. Gebe okulları ve “anne yolculuğu” isminde oluşturulan bir mobil uygulama ile övünen Memişoğlu, “Bizim hedefimiz doğum, sezaryen oranlarını düşürmekti. Çok şükür bütün ekibe, herkese teşekkür ediyorum. Şu anda yüzde 3 oranında toplam sezaryen oranlarında düşüklük sağladık” dedi. “Normal doğumu”, çocuğun anne ile ilişkisi hem de çocuk ve anne sağlığı açısından tavsiye ettiklerini belirten Memişoğlu, acil durumlarda sezaryenin gerçekleşmesinin şart olduğunu da ekledi.

BASKI DEĞİL; KAMUSAL, ÜCRETSİZ VE NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİNE İHTİYAÇ VAR
Memişoğlu her ne kadar gebelik sürecinin sağlıklı geçme amacıyla yapıldığı iddia edilen uygulamalarla övünse de doğumhanelerdeki yetersizlikler, gebeliğin düzenli takibinin yapılması için gerekli materyal ve personelin eksikliği, vajinal doğumu sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan ihtiyaçların henüz gebelik sürecinde kadınlar tarafından karşılanmasında yaşanan sorunlar gibi bir sürü sorunu “unutmuş” gibi görünüyor.
Bir diğer taraftan iktidarın “sağlıkta dönüşüm” adı altında aslında sağlık hizmetlerinin özelleştirmesine hız kazandırdığı uygulama da sezaryenin Dünya Sağlık Örgütünün belirttiği yüzde 15’lik sezaryen oranının Türkiye’de yüzde 61’e tırmanmasına sebep oluyor. Şimdi ise iktidar sezaryen oranlarını sağlık hizmetini kamusal, ücretsiz ve yaygın biçimde düşürmeye çalışmaktan ziyade ebeler, doktorlar ve sağlık emekçileri üzerinde baskı kurarak dengede tutmaya çalışıyor. Önümüzdeki süreçte gebe kadınların ve bebeklerin sağlığında nasıl yansımaları olacağını hep birlikte göreceğiz.

Fotoğraf: Burcu Yıldırım