
“'Çocuğunuzun özel eşyalarını alın' diyerek gece saat 22.30’da karakoldan kızımı aradılar. Kızım da koşarak gitti. Ama ona verdikleri şey, siyah çöp torbasının içine sıkıştırılmış, kardeşinin cansız bedeninin sarıldığı halıydı. Kızımın ellerini bağladıkları ipler de halıyı bağladıkları perde parçaları da içindeydi. Bana çocuğumun cesedini sardıkları halıyı özel eşyası diye gönderdiler.”
Bu cümleler, geçtiğimiz yıl haziran ayında Büyükçekmece’de, denizde halıya sarılı cesedi bulunan Sedef Güler’in annesi Gülizar Sezer’e ait.
Geçtiğimiz yıl haziran ayında, Büyükçekmece’de denizde halıya sarılı bir ceset bulundu. Cansız bedeni bulunan 23 yaşındaki Sedef Güler, liseden moda tasarımı bölümünden mezundu. Hayali iyi bir modacı olmaktı. Ama katiller, onun hem hayatını hem de hayallerini ondan aldı.
Olay, Sedef Güler’in iş görüşmesi bahanesiyle Yavuz Güngör’ün kızı H.Y.G’nin evine çağrılmasıyla başladı. İddiaya göre 23 yaşındaki Güler, H.Y.G tarafından darbedildi. Yaşananların ardından Sedef Güler, Yavuz Güngör ve Fırat Baykara ile Beylikdüzü’deki bir eve gitti ve bir daha kendisinden haber alınamadı. 7 Haziran’da cesedi halıya sarılmış, ayağına ağırlık bağlanmış şekilde denizde bulundu. Cinayetle ilgili Yavuz Güngör ve Fırat Baykara “Kadını ve beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürme”, Yiğit Hüseyin Ayvalık ise “Suçluyu kayırma” suçlamasıyla yargılanıyor.
Yarın, bu cinayetin dördüncü duruşması Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Duruşma öncesinde Sedef’in annesi Gülizar Sezer’le konuştuk. Sesi titriyordu ama kararlıydı.“O gün köpeğini gezdirmeye çıkacaktı, son anda vazgeçti”
Fail 8 yıl hapis cezası olmasına rağmen firariydi
Duruşma öncesi konuştuğumuz Anne Sezer, Sedef’in katili Yavuz Güngör için şunları söyledi: “Sabıkalı bir uyuşturucu baronu. Yıllarca cezaevine girip çıkmış. Hakkında 8 yıl hapis cezası olmasına rağmen firariydi. Elini kolunu sallayarak geziyordu.”
Anne Sezer, sanık Yavuz Güngör’le tanışma sürecini ayrıntılarıyla anlattı: “Üç ay önce, kızımın liseden arkadaşı A.Ö. tarafından tanıştırılıyor. A. kızlarımla birlikte otururken bu katil arıyor. ‘Arkadaşlarımla oturuyorum’ diyor. Katil, ‘Yanına uğrayacağım’ diyor. Geliyor, beş dakika oturuyor, tanışıyorlar. İkinci kez 1 ay sonra yine karşılaşıyorlar. Sedef iş aradığını söylüyor. Günlük işlere gittiğinden, palyaçoluk yaptığından bahsediyor. Bu katil de ‘İş çevrem geniş, kızımla beraber bir şeyler kuracağım. Parası da güzel, yanımızda çalışabilirsin’ diyor.”
Sedef’in bu konuşmayı annesiyle ve ablasıyla da paylaştığını aktaran Sezer şöyle anlattı: “O gün gitmek gibi bir niyeti yoktu. Köpeğini dışarı çıkarmaya hazırlanıyordu. Sonra bu adam ısrarla arayınca, ‘İş güzelse kaçırmayayım, gidip görüşeyim’ dedi. ‘Anneciğim dikkat et, geç gelme’ dedim. ‘Tamam anne en geç saat 12 gibi evde olurum’ dedi.”
"Telefon açıldı, mesajlar görüldü ama cevap yoktu"
O akşam saat 23.00 gibi yürüyüşe çıkan anne Sezer, eve dönerken kızını aradığını ancak ulaşamadığını söyledi.
Anne Sezer, kızı Sedef’e ulaşamayınca karakola gidip yakın arkadaşlarıyla iletişime geçti. Sedef’in iş görüşmesine gittiği kişinin, A. aracılığıyla tanıştırıldığı Yavuz Güngör olduğu ortaya çıktı. Sezer, sanıkYavuz Güngör’ü aradıklarında, Sedef’in görüşmeye geldiğini, kızıyla anlaşamadığını, tartıştıklarını ve evden ayrıldığını söylediğini aktardı. Ancak anne Sezer, polise ifade vereceğini ve adının verileceğini öğrenince sanığın paniklediğini, bu panikten kısa süre sonra da kızının cesedinin halıya sarılıp denize atıldığını ifade etti.
"İnsan kaçakçısı Yiğit Hüseyin Ayvalık hâlâ bulunamıyor"
Anne Sezer, kızının ölümünün ardından otopsi raporlarını unutamıyor: “Tırnakları kırılmış, çünkü çocuğum savaşmış. 4 tane tırnağı kırıktı.”
Katillerin yalnız olmadığını, onlara yardım edenlerin de cezasız kaldığını söyleyen anne Sezer, “Yurt dışına kaçıran insan kaçakçısı Yiğit Hüseyin Ayvalık hâlâ bulunamadı” dedi.
Sanıktan bilindik yalan savunma!
Asılnda her kadın cinayeti davasında neredeyse benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Failler, öldürdükleri kadınların kişiliklerine, aralarındaki ilişkiye dair yalan beyanlarla suçu hafifletmeye çalışıyorler. Sedef’in cinayetinde de bu mesele önümüze çıkıyor.
Sedef Güler’in ölümünün ardından fail verdiği ifadede, “4-5 aydır tanışıyorduk. Maddi yardımda bulunuyordum. O gün ısrarla görüşmek istedi. Geldiğinde sarhoştu, uyuşturucu kullanırdı. Eğlendik, sonra yattım. Sabah kalktığımda ölmüştü” dedi.
Sedef Güler’in lise arkadaşı A.Ö. ise tanık olarak verdiği ifadesinde, sanığın iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtti: “Sedef benim liseden arkadaşım. Yavuz’la sosyal medyadan tanışıp sevgili olduk. Görüşmeye devam ettiğimiz süreçte Sedef’i onunla tanıştırdım. O dönem Sedef iş arıyordu. Yavuz, Sedef’e iş bulabileceğini söyledi. Biz Marmaris’e gittikten sonra Sedef’ten haber alamadık. Yavuz’u aradım, ‘Sedef ile görüşmedim’ dedi. Çok soğukkanlıydı. Hiç şüphelenmedik. Sedef sadece iş için görüştü onunla. Uyuşturucu kullanmazdı. Arabasında silah gördüm. Üç defa aynı ortamda bulunduk, hepsinde uyuşturucu kullandı.”
"Dördüncü duruşma ama hâlâ yerimizde sayıyoruz"
Bir yıldır mücadele verdiğini söylüyor Gülizar Sezer. Kızının öldürüldüğü o yaz gününden beri adalet peşinde koşuyor: “Üç duruşma görüldü. Bu dördüncü duruşma. Daha henüz bir arpa boyu yol katetmedik.”
Sezer, Sedef’in katledilmesinde parmağı olanların dışarıda olduğunu anlatıyor: “Kızımı darbedenler dışarıda, ifade bile vermediler. Savcı karşısına bile çıkartılmadı. Benim kızımın tırnaklarında iki kişiye ait parmak izi var. Biri kadın, biri erkek. İsimleri tespit edildi ama hâlâ ulaşılamıyor.”
Anne Sezer, mahkemenin tüm taleplerini reddettiğini söylüyor: “Yardım edenleri dinleyin dedik, ifadelerini alın dedik. Ama taleplerin hepsi reddedildi. Olayla bağlantılı birçok kişi tutuksuz, ifadeleri bile alınmadı. Sadece Yavuz Güngör ve Fırat Baykara tutuklu.”
"Bu bir çete cinayeti"
Gülizar Sezer’in anlattığına göre sanık Yavuz Güngör, sabıkalı bir uyuşturucu baronu: “Yıllarca cezaevine girip çıkmış. Hakkında 8 yıl hapis cezası olmasına rağmen firariydi. Elini kolunu sallayarak geziyordu. Polislerle, savcılarla, hakimlerle oturup kalktığını söylüyorlardı. Suç işlemeye devam etti. Sadece cinayet değil; uyuşturucu imalatı, ticareti, silah kaçakçılığı, örgüt kurmak... Hepsi dosyada. Ama biri dur demedi.”
Anne Sezer, mahkemede yaşananları da şöyle aktardı: “Katil, mahkemede ‘Beni o torbacılarla karıştırmayın. Ben Sırbistan’a tırla uyuşturucu gönderiyorum’ dedi. Açık açık söyledi. Yıllardır cezaevine girip çıkmış, kondisyonlu bir suçlu. Eğer daha önce biri dur deseydi, kızım bugün hayatta olacaktı.”
Anne Sezer, kızının çete düzeninin içinde kaybolduğunu ve bu çetenin devletin gözü önünde elini kolunu sallayarak dolaştığını söyledi: “Benim çocuğum bu çeteye kurban gitti. Herkesin parmağı vardır bu cinayette. Çünkü o canavarın dışarıda gezmesine müsaade ettiler”
"Bunların arkasını kollayan da, koruyan da suçlu"
Gülizar Sezer’in artık tek bir talebi var: Adalet. Ama onun tarif ettiği adalet, sıradan bir mahkeme kararı değil. Göz göre göre gelen bir cinayetin ardından, bu ülkenin başka Sedefleri kaybetmemesi için verilecek bir emsal karar talep etti Sezer.
“Bunların arkasını kollayan da, koruyan da suçlu” diyen ve adaletin sağlanması için mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan anne Sezer, “Benim çocuğum geri gelmeyecek ama başkalarının evlatları katledilmesin diye mücadele ediyorum. Adalet istiyorum. Yardım edenler, gizleyenler, susturanlar da yargılansın. Kimsenin canı bu kadar değersiz olmamalı. Geri gelmeyecek belki ama onun canıyla temizlemeye çalıştığı bu kirli düzenin yıkılması için herkes Sedef’in arkasında dursun.” dedi.
Özel eşyası diye bedeninin sarılı olduğu halıyı gönderdiler!
Sezer, “Savcı bana kızımın cesedinin sarıldığı halıyı ‘özel eşyası’ diye gönderdi. Üzerine perde parçası, ip parçaları konulmuştu. Bunu özel eşyası diye bana verdiler. Kızımın kıyafetleri hâlâ adli tıpta. Hâlâ iade edilmedi. O halı ise aylarca elimde kaldı. Öylesine hoyrat bir sistem ki... Sedef’e gelince herkes gözlerini kapatıyor” diye anlattı.
Anne Sezer, yıllarca şiddet görmüş bir kadın olarak tek başına çocuklarını büyüttüğünü, gece gündüz taksicilik yaparak onları okutmaya çalıştığını belirtti: “Çocuklarımın babası tarafından çok kez şiddete uğradım. Aldatıldım. Çocuklara da şiddet uygulayınca ‘dur’ dedim. Çocuklarımı alıp yeni bir hayat kurdum. Ama maddi yetersizlikler yüzünden kızımı üniversiteye gönderemedim. Onca başarıya rağmen okuyamadı.”
Sanıklar sabıkalı ve oldukça kabarık bir suç listesi var
Sedef Güler cinayetine ilişkin açıklamalarda bulunan Davanın Avukatı Türkan Kara, Olay sonrası Yavuz Güngör’ün Yunanistan’a kaçtığını ancak sınır dışı edilerek gözaltına alındığını, Fırat Baykara’nın ise yakalanacağını anlayınca suçu itiraf ettiğini söyledi. Yavuz’u yurt dışına kaçıran Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise halen bulunamadığını belirtti. Sanıkların sabıkalı, suç kayıtlarının oldukça kabarık olduğunu anlatan Kara, Yavuz Güngör’ün kesinleşmiş 8 yıl hapis cezasının infaz edilmemiş olduğunu vurguladı.
Dava ağır ilerliyor
Davanın duruşma sürecinde de aksaklıklar yaşandığını ifade eden Kara, sanıkların SEGBİS ile bağlanmasına karar verilmesine rağmen Yavuz Güngör’ün bağlantı sorunları yaşadığını, Fırat Baykara’nın ise can güvenliği nedeniyle mahkemede ifade vermek istediğini söylediğini aktardı.
Sanıkların beyanları da çürütüldü
Kara, Yavuz Güngör’ün kızı ve arkadaşının mahkeme tarafından tanık olarak çağrıldığını ancak zorla getirilme kararına rağmen gelmediklerini, yurt dışına kaçmış olabileceklerini sözlerine ekledi. Sedef Güler’in ölüm nedeniyle ilgili adli tıp raporunun kesin sonuç vermediğini, ancak uyuşturucu etkisi veya bası sonucu boğma ihtimali üzerinde durulduğunu dile getiren Kara, “Sanıkların iddialarına rağmen tecavüz bulgusuna rastlanmamıştır” dedi. Bu duruşmada hastane kayıtları ile kaçak sanık Yavuz Güngör’ün kızının ve arkadaşlarının tanıklıklarının alınması, ayrıca kaçak sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ifadesi bekleniyor. Kara, “Kızların ve bu şahısların yurt dışına kaçtığından şüpheleniyoruz” dedi. Jandarma kriminalin mahkemenin yazısına henüz yanıt vermediğini de sözlerine ekleyen Kara, “Ben Sedef Güler cinayetini bir yoksulluk cinayeti olarak görüyorum” ifadesini kullandı.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.