
Elazığ Sosyal Yardımlaşma Spor Kulübünde antrenör ve bir lisede de öğretmen olarak görev yapan İsmail B.’nin 4 kız öğrenciye yönelik yaptığı istismardan dolayı aldığı cezanın istinafta bozulması sonrası görülen duruşmada beraat kararı verildi.
İsmail B. 4 kız öğrenciye yönelik yaptığı istismardan dolayı CİMER’e şikayet edilmiş ve tutuklanmıştı. Son görülen duruşmada verilen 27 ay hapis cezası, istinaf tarafından sanık lehine bozulmuş, istinaf, bozma kararına gerekçe olarak "sanığın ısrarla üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş olması ve beyanlarının aksine soyut iddia dışında delil elde edilememiş olması" gibi nedenler gösterilmişti.
Elazığ 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 10 Eylül 2024’te yargılanmasına başlanan İsmail B. ilk duruşmada tahliye edildi. Yargılama sonucunda ise bir çocuk için "delil yetersizliği" iddiasıyla sanık hakkında beraat kararı verilirken 3 çocuğa yönelik cinsel taciz suçundan ayrı ayrı 9'ar ay olmak üzere toplam 27 ay hapis cezası verildi. Bunun üzerine hem çocukların avukatları ve sanık İsmail B.’nin avukatları karara itiraz ederek istinafa başvurmuştu.
İstinafın ‘davanın yeniden görülmesi’ talebi üzerine bugün Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen son duruşmada sanık İsmail B. bütün suçlardan beraat etti.
Delillere rağmen beraat kararı verildi
Duruşmadan sonra açıklama yapan mağdur avukatı Çisel Demirkan, “Ne yazık ki bu gün çok üzücü bir kararla karşı karşıya kaldık. Bütün delillere, ses kayıtları, mesaj kayıtlarına rağmen, sanığın bütün bunları kabul etmesine rağmen beraat kararı verildi. Bu karar bizleri, aileyi ve toplumu derinden sarsmıştır. Şunu öngörmek gerekiyor bu yargılamada; çocuğun topluma olan güveni, çocuğun adalete olan güvenini sarsan bir yargılamayla karşı karşıyayız.” Diyerek, bu tür dosyalarda çocuğun ‘üstün yararının’ gözetilmek zorunda olması gerektiğini vurguladı.
“Alenen işlemeyen, zaten çok ciddi yasal boşluklar bulunan bu suçlarda bizim ve çocuğun adalete olan güveni zedelenir. Bu gün verilen bu beraat kararı bir ödül niteliği kazandırır” ifadelerini kullanan Demirkan, hiç bir aşamada yılmayacaklarının altını çizdi. Demirkan, “Asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Gerçekten failler ceza alıncaya kadar, çocukların güvenliği sağlanıncaya kadar bu tür davaların takipçisi olmaya, bir üst mahkemeye taşımaya, yargısal olarak bütün yapabileceğimiz her şeyi yapmaya devam edeceğiz. Bu iş burda bitmedi. Yargı halen devam ediyor. Hak ettiği cezayı muhakkak alacaktır. Biz burada yargıya ve adalete olan güven duygumuzu tazelemek ve bunun arkasında durmak istiyoruz” diyerek davayı üst mahkemeye taşıyacaklarının sözünü verdi.
'Yalnızca bir fail değil sistem sorunu'
Elazığ Kadın Platformu adına adliye önünde açıklamada bulunan Esin Coşkun, “Bir yıl önce, iki ayrı ses kaydı ve birçok ekran görüntüsü ile bir cinsel istismar vakasını yargıya taşıdık. Bir kız öğrencinin CİMER'e yazdığı bir mektupla başlayan süreç, ilerledikçe karşımıza çıkan ifadeler ve tanıklıklar, yalnızca bir failin değil, bir sistemin nasıl çocukları susturduğunu ortaya koydu. Bu dosyada anlatılanlar, sadece bir sporcunun suçu değil; bir kurumun, bir düzenin, 'kol kırılır yen içinde kalır' anlayışıyla istismarı örtme pratiğidir. Kız çocukları yıllarca aynı kulüpte, aynı eğitmen tarafından tacize uğramıştır" dedi.
Coşkun: Gerçeği örten herkesin karşısında olacağız
“Çocuklarımız için, adalet için, gerçeğin üzerini örten herkesin karşısında olmaya devam edeceğiz” diyen Coşkun, “Uzatmayın! kimseye bir şey demeyin’ mesajlarıyla çocuklara sessizlik dayatılmıştır. Savcılığa teslim ettiğimiz 20 ve 23 dakikalık ses kayıtlarında, failin kendi sesinden itirafları yer alıyor. Kayıtlarda çocukların rahatsızlıklarını dile getirdikleri, geçmişte yaşanan birçok taciz olayının konuşulduğu açıkça görülüyor. Fail, her birinin ardından ‘bir daha olmayacak’ sözleriyle konuyu kapatmaya çalışmış, ama eylemlerini tekrar etmiştir.
Bugün mahkeme salonlarında bile bazı tanıklar, bu kayıtları bile bile yalan beyanlarla faili savunmuştur. İşte tam da bu yüzden sesimizi yükseltiyoruz. Adalet, gerçeği susturanın değil, gerçeği dile getireni korumalıdır!” dedi.
Lanzarote yükümlülüğünü hatırlatırız!
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, Lanzarote Sözleşmesi’nin ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin devlete ‘her türlü istismar ve suistimale karşı çocukları korumak!’ gibi açık bir yükümlülük verdiğinin altını çizen Coşkun, “Bugün Elazığ'da görülen cinsel istismar davasında, tüm delillere, ses kayıtlarına, tanık beyanlarına rağmen fail beraat etti. Bu karar, çocukların adalet arayışına, kadınların mücadelesine, toplumun vicdanına vurulmuş bir darbedir. Adaletin suskunluğu, failleri korur; biz susmayacağız! Bu dava bitmedi, biz bitirmedik. Biz, Elazığ Kadın Platformu olarak bugün burada bir kez daha söylüyoruz: Çocuk istismarını aklayan, örten, görmezden gelen herkes suç ortağıdır!”
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Çocuk istismarı yasa ve yönetmeliklerle adım adım nasıl meşrulaştırıldı?
Çocuk istismarı AKP iktidarı eliyle pek çok yasa, yönetmelik, komisyon önerisi, rapor ve fiili uygulamalarla adım adım meşrulaştırıldı. 2004 yılından bugüne neler yaşandı?
Çocuğu koruyan Lanzarote Sözleşmesi hedef gösterildi!
Daha önceden kadınların ve çocukların haklarının gasbedilmesi için çağrılar yapan Türkiye Aile Meclisi ve Dünya Çocuk Hakları Derneği şimdi de Lanzarote Sözleşmesi'ni hedef tahtasına koydu.
İstismar eden öğretmene ceza değil görevlendirme verildi
İzmir Buca'da Şerife Bacı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde bir öğrenciyi istismar ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan F.A., başka bir liseye müdür yardımcısı olarak görevlendirildi.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN