25 Kasım’a günler kala, BİRTEK-SEN Urfa İl Temsilciliğinde toplanan kadınlarla çaylarımızı alıp sohbete başladık. Her biri farklı bir iş kolundan gelse de grubun çoğunluğunu fabrika işçileri oluşturuyordu. Sohbetin başından itibaren isyan sesleri yükseldi: “Evde iş bitmiyor, dışarıda bitmiyor. Dışarıya çıkmaya fırsatımız olmuyor.”
Hem ev hem iş yükü, üzerine çocukların sorumluluğu eklendiğinde her geçen gün yıprandıklarını dile getirdiler. En büyük kırılma noktası ise kimsenin onları görmemesiydi: “Kimse bizi görmüyor, ne yaptın ki deniliyor.”
Şiddet nedir?
Sohbetin devamında, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne giderken kadınların önüne boş kâğıtlar koyduk ve “Şiddet nedir? Sizin için ne ifade ediyor?” diye sorduk. Kağıtları alan kadınlar kimi zaman kara kara düşündü, kimi zaman “İçimi dökeceğim bu kağıda” dedi. Kimi şiir gibi yazdı. İşte onlardan derlediklerimiz:
“Her gün katledilen kadınlar bir yana dursun; katledilip üstü kapatılan, hiç yaşamamış gibi yapılan cinayetleri bir yana. Her gün yaşadığımız sözlü şiddetler, ustadan, müdürden dinlediğimiz hakaretler, tacizler... Bunlar, her geçen gün bizleri ölüme sürüklerken kimi seyirci kalıyor. Aile içi geçimsizliğin sonunda eşimizle, babamızla, ağabeyimizle çatışıyoruz.”
“Şiddete maruz kalan biz kadınlarız.
Cinsel istismara uğrayan biz kadınlarız.
Ayrımcılığa uğrayan biz kadınlarız.
Baskıya uğrayanlar biz kadınlarız.
Ne yazık ki ülkede yaşanan her şeyin bedelini; savaşın, barışın, sömürünün, aile olmanın ve hayatta kalmanın bedelini her geçen gün en ağır şekilde biz kadınlar ödüyoruz.”
“Özellikle Urfa gibi bir bölgede karşı gelmenin kimi zaman hayatına son vermek olduğunu ya da evden çıkmama bedelini göz önünde bulundurarak yaşıyoruz. Bu bölgenin aşiretçilik işlerinden de biz sorumluyuz. Aşiretin geleneğini bozan, yoksayan, törelere uymayan hayatta kalamaz ve hiç dünyaya gelmemiş gibi yok olur. Onların elleriyle yok oluyoruz, hayatlarımız anlamsızlaşıyor.”
“Erkekler istediği zaman istediği yere gidebilir, kadın gidemez. Erkek istediği işte çalışabilir ama kadın çalışamaz.”
“Cinayetlerin üstü kapatılıyor, cezalandırılmıyor, hatta ödül verir gibi serbest bırakılıyor. Biz biliyoruz ki, sermaye ve iktidar aklı böyle olmasını istiyor ama biz hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz. Hayat da bizim, beden de bizim, emek de bizim.”
“Birlikte omuz omuza mücadelemizle ve kadın direnciyle (erkeklerin direnci zayıftır, çabuk pes ederler) inatla hayatlarımızı geri alacağız. Birçoğumuz bilinçsiz olduğumuz için ya da örgütsüz olduğumuz için bu kadar eziliyoruz. Buradan tüm kız kardeşlerimize sesleniyoruz: Asla yalnız yürümeyeceksin.”
Fotoğraf: (Arşiv)Ekmek ve Gül
İlgili haberler
BİRTEK-SEN: Okullarda bir öğün sağlıklı, ücretsiz yemek hayata geçirilsin
BİRTEK-SEN okullarda bir öğün yemek verilmesi için çağrı yaptı: Ekmek ve Gül’ün kampanyasının derhal hayata geçirilmesini istiyoruz.
Işıltılı vitrinlerin ardındaki sömürü zincirini konuşuyoruz | BİRTEK-SEN Kadın Emeği Raporu
Zara'nın, H&m'in, Prada'nın ışıltılı vitrinlerinin ardındaki karanlık sömürü zincirini, tekstil sektöründe kadın işçilerin çalışma koşullarını ve örgütlenmelerinin önündeki engelleri konuştuk.
25 Kasım 2025 | Bölge illerinde kadınlar Rojin için, şiddetsiz bir yaşam için sokakta
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde kadınlar bölge illerinde alanlara çıktı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN

























