KÜLTÜR SANAT

Yüzleşme, sessizlik perdesiyle örtülen bir yaraya dokunanları anlatıyor. Gerçek bir hikayeden yola çıkan film, bir papazın istismar ettiği çocukların, yıllar sonra adalet arayışını konu ediniyor.

A.Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak kitabındaki genç Cumhuriyetin modern kadını: ‘İffetli olmak’ sınırına mahkum edilen kadın için modernleşme, feodal ataerkiden Batılı ataerkiye geçişten başka bir şey değil.

Cemre sadece havaya, suya, toprağa düşmemiş insanların yüreklerine de düşmüş...

‘Süslü kadın, kalıpların dışında kendi istediği gibi yaşayan kadındır’, ‘Sanane istediğim gibi bisiklete binerim’ mottosuyla gerçekleşen Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’na yakından bakalım mı?

Sardunyalar kadınlara şarkılar söyleyip onlara içlerindeki gücü hatırlatmaya devam ediyor. İçinizdeki şarkıya kulak verin...

Şu büyükler gerçekten çok tuhaf oluyordu. 10 yaşındaki bir çocuğun yıldızları, gezegenleri özellikle B612 gezegenini izleme zorunluluğunu bir türlü anlamıyorlardı.

Duvarlara resimleri çizenlerin atölyelerine doğru giderken duvarlardaki her bir resmi fotoğraflıyorum. Öyle güzel süslemişler ki boş evleri, her bir eve her bir duvara bir ruh katmışlar.

Êzidî Katliamı’nın 5. yılında Êzidî kadınları anlattığı bir sergi açan Gazeteci, Ressam Medya Üren ‘Sanat masumdur ezilenlerin sesi olmalıdır. Resimlerimle yaşanan acıyı hissettirmeye çalıştım’ dedi.

Bu filmlerin ortak noktası ne mi? Tabii ki ‘tarihte yer alan kadınların, kadın olarak verdikleri kimlik mücadelesi ve başarılarının erkeklerin gölgesinde kalmaları...’

‘Ev’e o kadar çok kafayı takıyor muydum mesela, çamaşırlar yine bu kadar sorun muydu ya da bulaşıkları kim yıkıyordu? Bir ara ‘Bu benim hayatım’ dediğimi hatırlıyorum ama sonra ne oldu?

Sennur Sezer Emek-Direniş Öykü ve Şiir Yarışmasının özel öykü ödülünü alan Özlem Keskin ile söyleştik...

İran’dan İstiklal Caddesi’ne gelerek sokak müziği yapan ZartoshtBand solisti Maryam, Ekmek ve Gül’e konuştu.

Öyle bir an geldi ki bulutların üzerinde hissetti kendisini. Koşan o değil de bir at gibi üzerine bindiği bulutlardı sanki. İyi de o ses?

18 kadın yazar, belki de insanlık tarihi kadar eski bir sorunu, gelin-kaynana ilişkisini öyküleriyle tartışmaya açıyor.

Kısa animasyon filmi Ugly, mültecilerin yaşamlarına ışık tutuyor. Film, toplumun kadın vücudundan tek beklentisinin fiziksel güzelliğe dayalı olmasını bir anne ve kız üzerinden işliyor.

“Ben bir devrimle birlikte doğdum. Gün ışığını görünceye dek isyanın coşkusuyla dolup, böyle bir ateşin ortasında doğdum” diyordu Frida doğum gününü anlatırken...

Manana herkes gittikten sonra ev halkına evden ayrılmak istediğini söyler. Aile için adeta kıyamet kopmuştur. Herkes “Neden?” diye sorar. “Neden?

Daha önce hiç tiyatro görmeyen, tiyatroya gitmeyen, oyunculuk deneyimi olmayan kadınlar; mücadelelerini duyurmak için sahneye çıktı. Kendi direnişlerini hazırladıkları oyunla anlattılar.

Kemal Tahir Halk Kütüphanesi-Türkiye Yazarlar Sendikası Müze Belgeliğinde Sennur Sezer de yerini aldı.

Frida Kahlo’nun bilinen tek ses kaydı olduğu düşünülen bir kayda ulaşıldı. Eğer doğrulanırsa Kahlo’ya ait olan ilk ve tek ses kaydı olacak.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.