Türkiye’de eğitimin niteliğinin düşmesi, gençlerdeki geleceksizlik kaygısının artması, ailelerin geçim derdinden çocuğuna yetememesi… Yoğun hengâme içinde geçen hayatta aile buna zaten zaman bulabilir mi? Ailenin çocuğunu yetiştirebileceği bilinci var mı?
Toplumun çürümüşlüğü içerisinde genç nesil kendine nasıl yol bulabilir? “Sen onu yapamazsın” deyip çocuğun yerine her şeyi biz çözüyoruz. Eğitimin niteliği sıfırlanmış durumda. Çok kalabalık sınıflarda öğretmen nasıl eğitim verebilir, çocuklar nasıl anlayabilir?
İlkokul ve ortaokulda sağlam bir temel almayan çocuk zaten geleceksizlikle karşı karşıyadır. Kolay para kazanma arzusu, şans oyunları, fenomenler… Ortaokul çağındaki çocuklar fenomenleri takip ediyor ve kendine örnek alıyor. Sosyal medyanın ve teknolojinin kötüye kullanılması çok yaygın. Avrupa ülkelerinde de teknoloji gelişkin ama orada eğitim bu kadar niteliksiz değil. Bu fark, devlet yönetimlerinin öncelikleriyle ilgili olabilir.
Neden Türkiye’de eğitimin içi bu kadar boşaltıldı?
Ülkemizde bir çürümüşlük var; hem ahlaki hem ekonomik hem de eğitim alanında. Bu durumun siyasi olduğunu düşünüyorum. Bizi yönetenler mahalle üslubuyla, argo bir dille konuşuyor. Eğer bizi yönetenler bu dille konuşabiliyorsa halk neden konuşmasın? Ülkede uyuşturucu, mafya, çeteleşme devlet tarafından adeta normalleştiriliyor.
“Asgari ücret 22 bin liraymış, neden çalışayım?” diyor gençler. “Saatlerce ezilerek çalışacağıma kolay yoldan para kazanırım” düşüncesi yaygınlaşıyor. Gençlerin kafasındaki bu kolay para kazanma fikri, mafya ve çetelerden geçiyor. Çünkü güçlü hissetmenin yolunun şiddet uygulamaktan geçtiğini öğreniyorlar.
Okullarda derslerin dışında ilgilenebilecekleri alanlar olmalı: yüzme, satranç, voleybol, basketbol gibi… Okullarda pedagogların sayısı artırılmalı ki gençler doğru yönlendirilebilsin. Mahalle psikologları olsa, toplum içinde davranışlarımızı düzeltsek, kurallara uysak ne güzel olurdu.
Devlet isterse bütün bu kötülüklerin önüne geçebilir. Ancak eğitimin içini doldurmak yerine boşaltarak sürdürüyor. Böyle olunca içi boş bir eğitimden gençler de çocuklar da bir şey alamıyor. Yerel belediyeler toplumun bilinçlenmesi için seminerler düzenlemeli. Okullarda yeniden felsefe, bilim gibi dersler uygulamaya konmalı.
Gençlerin ufkunu geliştirecek alanlar yok. Spor alanları yok. Gençlerin ilgi alanlarına göre eğitim verilmeli. Spor alanı yoksa, sanat alanı yoksa çocuk nasıl gelişsin? Topluma faydalı bir nesil yetiştirebilecek ortam sunulmuyor. Ne Milli Eğitim Bakanlığı ne de Gençlik ve Spor Bakanlığının böyle bir derdi var gibi görünüyor.
Bu bakanlıklara ayrılan bütçeler de ortada. Okullarda neden ücretsiz spor ve sanat alanları olmasın? Devletin buraya yönelmesi, bütçeyi halkın ve gençlerin yararına kullanması gerekiyor. Çocuklar suça sürükleniyor çünkü eğitim yok, denetim yok. Uyuşturucu ilkokullara kadar indi. Neden çocuklar suça sürükleniyor? Bu soruların irdelenmesi gerekiyor.
Bunun çözümü, elbette eğitimin daha nitelikli hale getirilmesi, suç örgütlerinin ortadan kaldırılması ve devletin bu konuda ciddi mücadele göstermesidir. Görünen o ki bu pek böyle olmuyor. Eğitime, spora ve sanata ayrılan bütçenin durumu bunun en açık göstergesidir.
Fotoğraf: Soldaki TBMM, Sağdaki Canva
İlgili haberler
Cevizlibağ KYK Yurdu’ndan öğrenciler: ‘Kadınlar taciz edilirken yurt yönetimi nerede?’
Cevizlibağ Atatürk KYK Yurdu’nda kadın öğrencilerin odaları tadilatta çalışan erkekler tarafından talan edildi, özel eşyaları karıştırıldı. Öğrenciler, güvenliksiz koşullara karşı tepkili ve endişeli.
Sosyal alan yok, geçim zor: Gülsuyu’nda gençler uyuşturucunun kıskacında
Gülsuyu’nda yaşayan iki genç kadınla konuştuk; hem mahallenin gündelik yaşamını hem de arkadaşlarının uyuşturucuya, çetelere nasıl sürüklendiğini anlattılar.
Gençleri Kutu Park’a mahkum eden hayat: Evlerin içi şiddet ve yoksulluk dolu
Hayatı gençler için Kutu Park’tan ibaret kılmaya çalışanlara karşı, bütün hayatı, tüm güzellikleriyle, hak ettiğimiz gibi özgürce, esenlikle, güven içinde birlikte kazanabiliriz.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN

























