Tekstil işçisi anlatıyor: 'Tatil budur!'
Türkiye’de milyonlarca işçi için tatil hâlâ bir hayal. Yıllık izin hakkının kağıt üzerinde olması düşük ücretler, geçim derdi işçileri dinlenmeden çalışmaya zorluyor. Oysa tatil bir lüks değil, hak!

Ben 37 yaşında, 16 yıllık bir tekstil işçisiyim. İki çocuk annesiyim. Bunca yıldır çalışıyorum, yaptığım tatil sayısı bir elin parmaklarını geçemez. Onlara da tatil denilebilirse... Bayramdan bayrama...

Aslında yıllık iznimiz var ama tatil için kullanamıyoruz. Sadece beş gün izin kullanabiliyorum. Onları da çocuklarımın hasta olduğunda ya da acil durumlarda kullanıyorum. Her yılın yükünü, dinlendiğimiz bir tatille hafifletsek keşke ama tek sorun yıllık iznimin az olması değil. Aldığımız maaşla nereye tatil yapacağız? Evde iki kişi çalışıyoruz. Çocuklarımdan biri henüz bebek, maması 900 lira ki zaten o mama da bir hafta gitmiyor. Biz çalışırken sağ olsun çocuğa kaynanam bakıyor ama yine de mahcup oluyoruz.

Asgari ücretle kurban mı alalım? Üst baş mı alalım? Tatile mi gidelim? Hadi kurban neyse Ramazan’da gidelim desen dört günlük tatilde iki gün kalıp dönüyoruz. Dönmek zorundayız. Borcu borçla kapatıyoruz. Daha belimizi doğrultmuş değiliz. Şu ay gelsin rahat ederiz dediğimiz hiçbir ay o rahatlık gelmiyor. Bunun asıl sorumluları tepemizdekiler olduğunu da çok iyi biliyorum. Tek bilmediğim ne kadar daha bu dar boğazlılığa dayanabileceğimiz.


‘Oysa tatil temel haktır’
Özel sektörde çalışan kadın işçi Esra
Denizli

Elimizdeki diplomalarla işsiz kalan kadınlar olarak, çalışmak zorunda kaldığımız özel sektörlerde evlerimizden, ailelerimizden çok gördüğümüz ekip arkadaşlarımız ile iş yerimizin dört duvarını evlerimize çevirip, her şeyimizle benimseyip, gecemizi gündüzümüze katmamıza rağmen mobbinge maruz kalıyoruz. Çalışma saatlerimiz fazla, belirtilenin aksine hiçbir sosyal haklarımıza erişemiyoruz. Tatil ve yıllık izinlerimizi kullanamıyoruz ve kölece çalıştırılıyoruz. Halbuki tatil temel bir haktır.

ÜLKENİN YARISI TATİL YAPAMIYOR
TÜİK 2024 verilerine göre çocukları için evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilen hanehalkı oranı yüzde 51.2 iken maddi yetersizlik nedeniyle evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamayan hanehalkı oranı yüzde 22.2, diğer nedenlerle karşılayamayan hanehalkı oranı ise yüzde 26.6.

TATİLİN RÜYA OLMADIĞI BİR ÜLKE: SOVYETLER BİRLİĞİ
Bugünün sorunlarından uzak, işçilerin de insanca yaşama koşullarına sahip olduğu bir örnek var elimizde, Sovyetler Birliği örneği; tatil ve dinlenme hakkının “rüya” olmadığı bir örnek. 1936’da kabul edilen SSCB Anayasası ile işçilerin “tatil ve dinlenme hakkı” güvence altına alınmıştı. Dünyada sekiz saatlik çalışma saati uygulamasını getiren ilk ülke olan SSCB, bu hakkı yedi saat çalışma sınırıyla işbaşı yapan her işçiye tanıyor, bu hakkın süresi de yapılan işin zorluğuna ve tehlikesine göre belirleniyordu. Emek Yasası’nda bir çalışma yılı (11 ay) çalışan işçiler için net 28 ücretli yıllık izin günü hakkı tanınmaktaydı. Mesleklerin zorluk ve tehlike seviyelerine göre yapılan değerlendirmelerle bu süreye üç veya yedi gün arasında ek izin hakkı ilave de edilebiliyordu. Sovyetlerin pek çok noktasında bulunan sanatoryum adı verilen sağlık öncelikli dinlenme merkezleri, işçilerin psikolojik ve fiziksel olarak kendilerini yenilemelerini ve böylece işbaşı yapmalarını amaçlıyordu. Eğer 10-12 gün gibi kısa süreli bir tatil tercih ediliyorsa “dinlenme evi” olarak adlandırılan tesislerde sakin bir tatil geçirilebiliyordu. 

Kolaj: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Ucuz ve kaliteli tatil yapmak tüm emekçilerin hakk...

‘Özelleştirmeden bahsediliyor, tersine daha da artırılmalı kamp olanakları ve sadece kamu emekçileri...

Mamaklı çocukların hayali tatil ve su parkı

Ankara Mamak'ta aileleri geçim derdiyle boğuşan çocuklarla yaz tatillerini konuştuk.

Kreş, lojman, tatil köyü hayal değil gerçek!

Sağlık çalışanları için kreşler, hemşire kadınlar için lojmanlar, kamp alanları... Birçok kamu emekç...