Uludağlı Kadınlar olarak bir süredir üniversitemizde kurmaya çalıştığımız Kadın Çalışmaları Topluluğu’nun açılmasının reddedildiği haberini aldık. Başvuru sürecinde resmi olarak olması gereken 30 üye imzasının yanı sıra bir kampanya biçiminde imza toplama sürecini sürdürmüş ve 400’ü aşkın üniversiteli kadından imza toplamıştık. Bugün görüyoruz ki üniversite yönetimleri, 400 öğrencinin iradesini yok sayabilen bir biçim almış durumda.
Geçtiğimiz yıl topluluğu açmaya çalıştığımız süreçte, aynı işlevde başka bir topluluk olması (Kadın ve Aile Çalışmaları Topluluğu) gerekçesiyle yine reddedilmiştik. Aile yılı kapsamında üniversitelerde açılan bu toplulukların öğrenci toplulukları olmadığını da net biçimde gördük. Genç kadınların dertlerine yönelmeyen, taleplerini ortaya koymayan, Bakanlık eliyle kurulmuş topluluklardı. Öğrenciler, topluluğun yönetimini yönetmeliğe gayet uygun ve demokratik bir yolla aldığında ise topluluk kapatılmıştı.
Bu yıl da açmak istediğimiz topluluğumuz yine aynı gerekçeyle, “Genç KADEM Topluluğu” ve “Kadın ve Aile Çalışmaları (Kadın Girişimciler Topluluğu)” gibi yeni açılan topluluklar gösterilerek, üstünkörü biçimde “benzer işlevde topluluklar var” denilerek reddedildi. İdarelerin bu toplulukları onaylayıp bu kadar genç kadının imzacısı olduğu, öğrencilerin bir kürsü olarak kullanabileceği, taleplerini dile getirmeyi dert edinen bir topluluğu reddetmelerinin bir tesadüf olmadığını biliyoruz.
Tam da 25 Kasım sonrasında, kadınların yan yana gelebileceği her alanın iktidar ve iktidarın temsilcisi üniversite yönetimleri tarafından kısıtlanmasının, kadına yönelik sistematik şiddetin bir parçası olduğunu da biliyoruz. Yapılmak istenen tam olarak kadınların yan yana gelişlerini ve birlikte inşa etmek istedikleri eşit ve özgür bir yaşamı engellemek.
Bunların bizi vazgeçirmesini, yıldırmasını bekliyorlar. Ancak onlara da sözümüz olsun: Semtlerimiz, kampüslerimiz biz kadınlar için güvenli hale gelene kadar; birçoğumuzun yaşadığı Görükle Mahallesi’nde bir sabah tekrar bir kadın cinayeti haberiyle uyanmayacağımızın, kampüsümüzün içinde şiddete ve tacize uğramayacağımızın garantisini alana kadar ne taleplerimizden ne de mücadelemizdeki ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz.
Çünkü biz şunu da biliyoruz: Bulunduğumuz her yerde bu ısrarı sürdürürsek ve her alanı kullanıp bir araya gelmeye devam edersek, üniversitemizde topluluklarımızı açtırabilecek, CİTÖB’leri kurdurabilecek, güvenli alanları birlikte inşa edebileceğiz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Uludağ Üniversitesi öğrencilerinden dilekçe kampanyası: Kadın Çalışmaları Topluluğunun kurulmasını istiyoruz
Uludağ Üniversitesi'nde SKS'nin çeşitli bahanelerle Kadın Çalışmaları Topluluğu’nun kurulmasına engel olmasına karşı kadınlar dilekçe kampanyası başlattı.
Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü bahar şenliğine izin vermedi: Kızlı erkekli konserler istemiyorum
UÜ Rektörlüğü, öğrenci topluluklarının bahar şenliği başvurusunu, “Kızlı erkekli konserler istemiyorum” diyerek reddetti. Rektörlük Görükle’de alternatif şenlik düzenleyen toplulukları da tehdit etti
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
























