İş yok, geçim yok, güvence yok: İşten atmalar yasaklansın!
Sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacı için bütünlüklü bir planın, özellikle kadınlar üzerinden işletileceği bir on yılın ilanı…

Aile yılı yetmedi, aile ve nüfus on yılı ilan edildi önümüzdeki on yıl için. Sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacı için bütünlüklü bir planın, özellikle kadınlar üzerinden işletileceği bir on yılın ilanı… Kadınlar için daha çok güvencesiz iş, daha az kamusal çocuk bakımı hizmeti, daha çok ev angarya yükü, daha çok şiddete açık bir ortam, daha az güvence, daha çok işten çıkarılma kaygısı, daha az ücret, daha az hak…

Patronlar esnek ve güvencesiz çalıştırabileceği iş gücü için ellerini ovuştururken, kârından eksilmemesi için yüzlerce işçiyi bir anda işten çıkarıyor. İşçilerin işten çıkarılma tehdidiyle hak arama mücadeleleri ezilmeye çalışılırken, patronların kasasındaki para büyümeye devam ediyor. Daha ucuz bir yer bulduğunda, rahatlıkla yüzlerce kişinin çalıştığı bir fabrikayı kapatıp gidebiliyor. Nasıl olsa önünde yasal bir engel, yaptırım yok. Sendikalı iş yeri bile olsa sonuç fark etmiyor. Hatta bazı yerlerde sendikalar ses dahi çıkartmıyor.

Kapanan ya da taşınan fabrikalarla işçilerin işsiz bırakılması yetmezmiş gibi, tazminat gibi işçinin tek güvencesi olan parayı bile taksitlere bölüyorlar.

Sendikal bürokrasi patronun yanında, işçinin karşısında
“Ben bütün ömrümü bu fabrikada çalışarak geçirdim” diyen eski bir metal işçisi Fatma, aslında durumu çok iyi özetliyor:
“Yıllarca çalıştım ve emekli olmama 5 yıl kalmıştı. Hastalıkta, sağlıkta durmadan çalıştım ama fabrika taşınma kararı aldı ve tazminatlarımızı 4 taksitle ödeyeceğini söyledi. Sendikaya gittim, ‘Biz bir şey yapamayız. Tamam sendikayız ama patronların da ortağı değiliz’ dedi sendika yöneticisi.”
Fatma, sendikal bürokrasinin parçası olan sendikacıların patronlarla empati kurduğu kadar işçilerle de kurduklarında belki bir şeylerin değişeceğini düşünüyor. Fatma "empati" gibi daha yumuşak bir tabir kullansa da biliyoruz ki sendikal bürokrasi işçilerin önünde bir engel ve bu engeli de Fatma gibi işçilerin yan yana gelişi ve sendikal bürokrasiye rağmen mücadelesi kırabilir.
İşten çıkarmalar artarken iş yükü de büyüyor

Elbette artan işsizlik ve giderek ciddi bir yığına dönüşen işsizler; kötü çalışma koşullarını meşrulaştırmanın, iş yükünü artırmanın aracı haline geliyor. Çıkarılan işçinin yerine kimi zaman yenisi alınmıyor ve dolayısıyla kalan işçiler düne göre enerjisinin çok üzerinde, sırf işsiz kalmamak için çalışıyor.

Kadın işçiler, pek çok fabrikada kapasitelerinin çok üstünde bir performans sergileyerek, aslında birden fazla işçinin işini yapar hale geldiler. Bu durumdan muzdarip oldukları için de tartışmaya açıyorlar. Fakat işsizliğin bu kadar yaygın olduğu bir yerde şu durum gerçekleşiyor: Eskiden koşullarını beğenmediğinde işçiler işe itiraz edebiliyordu, şimdi bu imkanı kaybetmiş durumdalar. Doğru olan artık işçiler için lüks haline gelmiş durumda.

Artık birden fazla insanın işini yapmaktan eskisi kadar rahat şikayetçi olamıyorlar. Bunun bir nedeni dışarıda sayıları milyonları bulan işsiz yığınlarının olması.

İş bulmak ne mümkün!

Esnek ve güvencesiz çalışma tüm kadınların hayatını kabusa dönüştürmeye devam ediyor. Oysa bir müjde gibi anlatılıyor esnek çalışma! Daha çok işi, daha az işçiyle yapar hale getirdiler. Kadınlar, düne göre tam zamanlı iş bulmakta daha çok zorlanıyor. Yakın zamanda kapanan fabrikalar ya da taşınan yerler onca işçiyi ve başta işçi kadınları mağdur etmeye devam ediyor. Arçelik fabrikasının ve AKS Otomotiv’in taşınması, HT Solar’ın kapanma kararı alması; farklı sektörlerde sendikalı-sendikasız birçok fabrikanın ya kapanması ya da İstanbul’dan başka yerlere taşınması sebebiyle yüzlerce işçi işsiz kaldı, kalıyor.

Yaştan dolayı üretimde iş yok, mecbur esnek çalışma

HT Solar’da çalışmış işçi bir kadın aylardır işsiz ve 46 yaşında olduğu için üretimde yeniden iş bulamıyor. Evi kira olan ve boşanma aşamasında olan işçi kadının aldığı işsizlik maaşı da bitmiş durumda. İş başvurusu yaptığında yaşı ileri sürülerek en niteliksiz işlerde ve güvencesiz bir şekilde çalıştırılmak isteniyor. Alacağı asgari ücret ev kirasına bile yetmiyor. Nasıl yaşamını sürdürecek?

Eski Arçelik işçisi: Patronlar sendikalaşma hakkımızı nasıl yok sayabiliyor?

Arçelik fabrikasında tam 12 yıldır çalışmış Aysun da benzer sorunlar yaşıyor:

“Fabrikamızın uzun zamandan beri taşınma planı vardı ama bu hep belirsizdi. Fakat o gün geldi ve fabrika taşındı. Sendikalı olarak çalışmamıza rağmen sendikamızdan ne ses var ne de seda. En iyi bildiğim iş fabrikada çalışmak ve dolayısıyla üretimde çalışacağım bir iş arıyorum. 38 yaşındayım ve gittiğim her yerde yaşımdan dolayı ya da daha önce sendikalı oluşum bahane edilerek kimse iş vermiyor. Tuzla Serbest Bölge’de bir fabrikada çalışma şartları kötü olmasına rağmen işi kabul ettim. Tam sigorta girişim yapılacaktı, Arçelik’te çalıştığımı anlayınca dediler ki: ‘Daha önce sendika üyesi olan işçilerle çalışmak istemiyoruz.’ Ben anlayamıyorum, bu sendikalar yasal değil mi? Neden bu patronlar yasal olan bir şeyi yok saymak konusunda bu kadar rahatlar?”

‘İş bulamazsam köyüme döneceğim’

Aylardır işsiz olan Dilek de aynı dertlerden mustarip:

“Form doldurmadığım fabrika kalmadı. Tam 17 yıl fabrikalarda çalıştım. En son çalıştığım fabrika Bursa’ya taşındı ve hepimiz işsiz kaldık. Erkek işçiler yani biraz daha vasıflı çalışanlar iyi kötü iş bulabildiler. Bizim kendi aramızda WhatsApp gruplarımız var ve hepimiz birbirimizden haberdarız. O nedenle nerede işçi arayışı varsa hemen birbirimize haber veriyoruz. Fakat ben dokuz aydır işsizim ve yarı zamanlı olarak bir markette çalışmaya başladım. Ama bu çalışma düzenine hiç alışık değilim ve aldığım para kuş kadar. Eğer yakın zamanda iş bulamazsam çocuklarımı alıp köyüme geri döneceğim.”

‘Performans bahane, işten atmak şahane’
Patronların işçileri güvencesizleştirmenin yolları bitmiyor. Sendikalaşmanın önünü kesmek, işçilerin hak aramasını engellemek için başvurdukları yöntemlerden biri: kıdemli işçileri sudan bahanelerle işten çıkarıp, yerlerine altı aylık sözleşmelerle yeni işçiler almak. Bu yöntemle hem iş güvencesini ortadan kaldırıyorlar hem de iş yerinde sendikal bilincin kök salmasını engelliyorlar. Uzun yıllarını bu işe vermiş emekçiler bir kalemde silinirken, geride sadece güvencesizlik ve belirsizlik kalıyor.
‘Emekliliğime çok az kaldı, sigortalı iş bulamıyorum’
Yaklaşık 13 yıl önce sendikalaşan bir tekstil fabrikasının başvurduğu yeni yöntem buna bir örnek: Eski işçileri çıkarmak, yeni işçileri altı ay sözleşmeli olarak çalıştırmak. Bu fabrikada uzun yıllar tekstil işçisi olan Aygül, performansının düşük olduğu söylenerek işten çıkarılmış:
“Tüm işler benim elimden geçiyor, son kontrolleri ben yaparım. Kendimi övmek gibi olmasın ama işimde çok iyiyimdir. Buna rağmen hiçbir açıklama yapılmadan, ‘performans kötü’ diyerek işten çıkarıldım. Uzun yıllardır çalıştığım bu fabrikada artık bu kadar ustalaşmış ve yaptığım işi o kadar çok ezber etmişim ki performansım istesem de düşemez. Çünkü tıpkı bir makine gibiyim. Emekli olmama çok az kaldı ve yeniden iş bulamıyorum. En son asgari ücrete ikna oldum, yeter ki sigortam yatsın da emekli olayım diye ama onu da bulamıyorum. Bu günlerde ev temizliği işine başladım. Çok yorucu ve hiçbir güvencesi yok ama ne yapayım, eve ekmek götürmek zorundayım.”
3 ayda 81 bin kadın sanayi istihdamından ayrıldı

-TÜİK’e göre 2025’in ilk çeyreğinde 105 bin kadın istihdamdan ayrıldı, erkeklerde ise bu sayı 161 bin.

-Erkeklerde istihdamdan ayrılanların çoğu (146 bin kişi) tarım istihdamından çıkarken, kadınlarda esas düşüş sanayi alanında oldu: 81 bin kadın.

-Kadınların ortalama haftalık çalışma süresi 39,8 saat ile erkeklerin (45,3 saat) oldukça altında. Bu fark, kadınların daha çok kısmi zamanlı, esnek veya güvencesiz işlerde çalıştığını gösteriyor.

-Kadınların haftalık ortalama fiili çalışma süresi son üç yılın ilk çeyrekleri itibarıyla düzenli olarak düşüyor: 2023'te 41 saat, 2024'te 40,1 saat, 2025’te ise 39,8 saat.

-“Ev işleriyle meşgul olduğu” gerekçesiyle iş gücüne dahil olamayan kadınların sayısı 6 milyonu aştı.

İlgili haberler
Bir 'süreç' meselesi: Yeni bir yatırım havzası, uc...

‘Terörden arındırılmış yatırım bölgesi’ olarak sunulan süreç, iktidarın hem bölgedeki ekonomik kontr...

Taleplerimizi birliğimizle kazanacağız: 'Barajsız...

Sendikalı, sendikasız, tam zamanlı ya da yarı zamanlı hangi biçimlerde çalışırsa çalışsın tüm kadın...

Yaz ortasında üşümemek için...

Şimdi kız kardeşler, yaz ortasında üşümemek için kolları sıvama vakti. Yaşamak için, emeğimiz için,...