‘Delege listesini, eteklerimizin altında fabrikaya soktuk’
Sultangazi’de kadınlar, hükümetin çalışma yaşamına karşı başlattığı saldırıları konuşmak için Cibali Tekel’de sendika başkanlığı yapmış Hatice Görgü ile bir araya geldi.

2025 yılını aile yılı ilan eden hükümetin bu kapsamdaki müjdelerinden biri esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasıydı. Hükümetin “müjdesi” olan yarı zamanlı çalışmayla kadınlar hem evdeki işlerini rahatça yapacak hem çocuklarına bakacak hem de çalışacaktı. Buna da “aile iş yaşamı uyumu” adını verdiler. Bu uyumu kreşler, yaşlı bakım evleri açarak yapmayan devlet, kadına üç çocuk doğur, evde çocuk bak, yaşlı bak; üstüne evin temizliğini, yemeğini her şeyi sen yap; yetmez yarı zamanlı da çalış diyor. Yarı zamanlı çalışmanın kadınlar için ücretinin, sigortasının ve tazminatının da yarıya düşmesi, her türlü güvencesizliğe itilmesi anlamına geliyor.

Sultangazi’de kadınlar, hükümetin çalışma yaşamına karşı başlattığı bu saldırıları konuşmak için Cibali Tekel’de sendika başkanlığı yapmış Hatice Görgü ile bir araya geldi. Çalışma yaşamına karşı başlatılan bu saldırılara karşı en güçlü silahın sendikal mücadele olduğunu belirten kadınlar, işyerlerindeki sorunlarını konuştu. Belediye işçisi iki kadın, işyerlerindeki Hak-iş’e bağlı Öz Orman-İş ve DİSK’e bağlı Genel-iş’in yetki anlaşmazlığı nedeniyle işçilerin bölündüğünü, sendikalı olamadıkları için daha düşük ücretlerle çalıştıklarını dile getirdiler. İşçiler arasındaki bölünmenin kendileri için büyük sorun olduğunu belirten kadınlar, sendikalı kadınların bile çok az olduğu bir zamanda o örgütlülüğü nasıl başardıklarını sordular.

KREŞ MÜCADELESİYLE BAŞLAYAN DEĞİŞİM

Fabrikada bir şeyler yapmak istediklerinde sendikal faaliyetin ne olduğunu bile bilmediğini söyleyen Görgü, işçilerin güvenini kreş mücadelesiyle kazandıklarını anlattı: “Aynı dönem 40 kadın hamile kalınca kreş en öncelikli meselemiz oldu. İmza topladık. Bir de bağlantı bulup Cumhuriyet gazetesine haber yaptırdık. Haberden sonra müfettişler geldi fabrikaya, 15 gün içinde kreş açıldı. Bu kazanımla fabrikada adımız yayıldı.”

Fabrikada bölümler arasında geçişlerin yasak olduğunu söyleyen Görgü, sendikal faaliyet için diğer bölümlerdeki işçilerle irtibatı “altın günü” benzeri bir organizasyonla sağladıklarını anlattı. Sendikal çalışmalarının başarıya ulaşmasının en büyük dayanağının işçiyi ötekileştirmemeleri olduğunu söyleyen Görgü, delege seçimlerinde başörtülü kadınların listeleri eteklerinin altına saklayarak fabrikaya soktuklarını söyledi.

Sendika seçimlerine hazırlanırken delege seçiminden oy kullanmaya, kullanılan oyların korunmasına kadar birçok sorunla baş etmek zorunda kaldıklarını ifade eden Görgü, “Çoğu okuma yazma bilmeyen işçiler bizim listeyi nasıl bulacaktı? Buna çare olarak listemizi yeşil kağıda bastırdık. Sloganımız ‘oylar yeşil listeye’ oldu” diye konuştu.

Sendika yönetimini aldıktan sonraki sürece dair de pek çok deneyimini kadınlarla paylaşan Hatice Görgü, işçiler arasındaki bütünlüğün sağlanmasının istikrarlı bir mücadeleyle, bu mücadelenin de bir görev gibi algılanarak değil, yaşamın parçası gibi görerek mümkün olabileceğini dile getirdi. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
‘Cibali dendi mi aklıma siz gelirsiniz, kadınlar’

Artık Cibali Sigara Fabrikası olmayan bu yabancı binadan kulaklarımda makinaların seslerine karışmış...

Cibali Sohbetleri’nde işçi kadınların deneyimleri...

Cibali Sohbetlerinde bu ay Cibali Tekel Tütün ve Sigara Fabrikasında çalışarak bu mekanı var eden ka...

1880’lerden 1989 Baharına: Cibali Tütün işçisi kad...

Cibali Tütün Fabrikasında 1880’lerden 1994’e kadar onlarca grev yapıldı. Cibali işçilerinin bıraktığ...